KOŞ İMAM KOŞ
İmanı sorgulamak, tartı kefeninde tartmak hiç birimizin haddi değil. Lakin imamları elekten geçirmek, ümmete, topluma önderlik yapanları sorgulamak iman ehlinin hakkı, ehli imansızın hakkı değildir. Çünkü; Ehli imansız okşamakla öldürür. Ehli iman uyarmakla uyandırır.
İmam en az evi kadar sahiplenmiyorsa camisini, medresesini, hizmetle görevlendirildiği meskeninin önünü, çevresini, içinde ki çöpü, birikmiş kiri, cirit atan sineği, ölmüş böcek leşine eğilmiyorsa… Mesleğine âşık değilse, davasına; gayret, azim, heyecan, kararlılık hizmeti yoksa…
Müftülük medya da görünmek, ün yapmak, bir alkış almak, bürokrasi kuyruğunda koşuyorsa, görevle görevlendirildiği alanını denetlemiyorsa, camilerin, medreselerin, ilgili alanların eksiklerine çözümler üretmiyorsa, görevinin hakkını vermeyen hocaları üzerinde etkin olmuyorsa…
İmam; cemaati olsun olmasın, cemaat gelsin gelmesin beş vakit görev yerinde bulunmuyorsa; bayramdan bayrama, cumadan cumaya, taziyeden taziyeye makamın hakkını idrak etme telaşına düşmüyorsa… Vicdan rahat, maaşı helal midir? (İmkânlar ve şartlar müsait olmayanlar müstesna)
İmam; içi iman dolu fukur fukur kaynamalı, hırsıza da, arsıza da, ahmağa da… İslam dinin sancaktarlığını, diriliğini, heyecanını, sevgisini götürmelidir. Suizanda bulunmadan, önyargılara kapılmadan, kulaktan duyma söylemlerden el etek çekmeli ki; iman kâmil, ahlak dürüst, yol gidilebilen olsun.
BİZLER PAK MIYIZ?
Bir iki İmamın eksiklerini ağzımıza sakız yapıp diğer kâmil iman ehli, Salih erlerini de zan altında bırakarak; alay edici, küçük düşürücü, dışlayıcı üsluplarla, büyük konuşarak, bilgili davranarak, gösterişte bulunmamız; bizlerin amelsiz ibadetlerimizi temize çıkarmaz.
7/24 gaflet uykusundan uyanmayan bizler, nasıl oluyor da gece gündüz ha kapısı ha telefonu çalacak diye diri imamlara çelme takıyoruz?
Nikâha imam koş, taziyeye imam koş, mevlide imam koş, sünnete imam koş, doğum ardında kulaklara ezan, kamed okunmaya, isim vermeye imam koş, boşanmamaya imam koş, sulha imam koş, cami temizliğine imam koş… İmamlar bu toplumun hizmetkârları da, peki biz neyiz?
Hangi birimiz ibadethanelerimizin bir eksiğini gördüğümüzde ses çıkartmadan gücümüz nispetinde sessiz sedasız kimseyi kırmadan, eleştirmeden, hor görmeden, başkasına bırakmadan gideriyoruz. Hangimiz veya kaçımız elimizde elektrik süpürgeyle ibadethanelerimizi, ayakkabı raflarımızı temizliyoruz?
İşimiz gücümüz bu imam böyle, bu imam şöyle arkasında namaz kılınır, kılınmaz dedikoduculuğunu yaymaktan başka bir ibadetimiz de amelimiz de yok gibi görünüyor.
Ha bu eleştirileri yapamaz mıyız? Yaparız. Ama kime nasıl nerde bunu çok iyi bilmeliyiz? Yoksa dilimizden dolayı dinden, imandan soğuttuğumuz okumadan, araştırmadan kulaktan duymayla tatmin olan insanların vebalinde de boğuluruz.
Görevi lütuf olan mesleğinin hakkını vermeyen, camisine, cemaatine, ümmetin her bir ferdini sahiplenmeyen imamların var oldukları hepimizin malumudur… İmam yüksek ve yüce bir makamdır. Hakkı çetindir biline…
Rabbim; bizleri doğru yoldan ayırmasın. Okuduğuyla hava atıp kibirle böbürlenen değil, amel eden kullarından eylesin…
Selam ve dua ile…