İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Çevresiyle, ailesiyle, okul arkadaşları ile kısaca bulunduğu çevrede her şey ile etkileşim halinde ve her meta ve kavram, olgu-olay hatta yetenekleri ile sosyalleşmek zorunda. Fiziki çevrenin daralması sosyalleşmenin de dar bir çevreyle sınırlanması sosyal alanın daralması anlamını da taşımaktadır ama fiziki mesafe ile sosyal mesafe arasında dağlar kadar fark var.

Fiziki mesafe, bulunacağı ve etkileşim olacağı fiziki çevre ya da alanların daraltmak kendimizi daha dar bir çerçeveye hapis etmek demektir. Sosyal mesafe ise sosyalizasyonumuz ve etkileşim halinde olduğumuz- olacağımız bütün her şeyle ilgimizi alakamızı sınırlandırmak anlamına gelir. Bu kanalların karıştırılması çocuklar üzerindeki sosyalizasyon kanalları anlamamıza engel olabilmekte .

Covid-19 nedeniyle insanların fiziki alanlarının daralması ve sosyal alanlarının daha dar alana çekilmesi Hakkâri’de öğrenciler üzerine nasıl bir etki oluşturdu ve uzaktan eğitimin öğrencilere verdiği fayda ya da öğrencilerin uzaktan eğitim sistemine entegrasyonu(alışması), öğrencilerin derslere ve teknolojiye olan etkileşiminin sadece oyundan ibaret olmadığını da göstermekte. Çocuklar ise bu teknoloji aygıtlarını ne kadar verimli kullanmakta.

Ebeveynler ise evde çocuklara gerek eğitim gerekse teknoloji kullanımında ne kadar yetebilmekte. Eğitim dışında çocukların aile bireyleriyle iletişim ve etkileşiminin ne ölçüde olduğu düşündürücü değil mi? Çocuklar anne babalarını, dede- inelerini anlıyor mu ve anlayabilmeleri için neler yapılıyor ne gibi etkinlikler gerçekleştiriliyor? Toplumdan soyutlanan ve etkileşimi kısıtlanan çocuklar eğitime de ilgi gösterememekte ve uzaktan eğitimin bir faydası olmamakta, imkanı olmayanları uzaktan eğitime gerek internet gerekse teknoloji aygıtından yoksun olan çocuklara değinmiyorum bile.

Çocuklara kitap okuma, oyun oynama, ders çalışma, kendini ifade etme, büyüklerinin anlayabileceği dili konuşma gibi konularda büyük iş düşmektedir. Evde ev-iş paylaşımı oyun, yardımlaşma-dayanışma gibi belli başlı etkinlik kazandırmak kendilerini daha rahat ifade edebilmelerine olanak sağlar.

Hakkârili öğrenciler ailesiyle, yaşlılarla ne kadar sosyal olduğunu ve bu sosyalizasyonu acı bir şekilde göstermektedir. Umarım yanılıyorum ama dil konusunda öğrenciler ebeveynlerine, ebeveynler çocuklarına yetip yetmediği konusunda sıkıntıları görmemiz lazım.

65 Yaş üstü ve 20 yaş altı bireylerin sokağa çıkma yasağını bir avantaja çevirebilme imkânımız var. Bunu dillerini genç jenerasyona aktararak daha doğrusu genç jenerasyonu özüne döndürerek başlayabiliriz. İlk olarak kullanılan dil, teknolojik alet ve eğitim materyallerini bunları ortak bir paydada birleşmesi bireyleri daha sosyal kılmaya yardımcı olur.

Dede ve ninenin torunları ile diyaloglarının günümüzde konuşulan ya da konuşulamayan dil yüzünden çok kesik olduğu gözler önünde. Bu açığı kapatmaya yetecek kadar zaman kazandırabilir. Birbirlerine yabancılaşan aile bireylerini birbirine yakınlaştırabilmek önemli.

Çocuklarda bu sosyalizasyonun yok olmasıbüyük bir tramvaya sebebiyet dahi verilir. Çevredeki bireylerle anlaşamama fiziki alanların daralmasıyla bilgi, öğrenme, merak ve sosyalleşme kaybı ile karşı karşıya. Hayat bir çocuk için eve ne kadar sığabilir? Oyun alanının daralması arkadaş eksikliği ve oyunlarında komşu ve aile baskıları.

Yaşlılarımızın kayıpları ise torunlarından ve çocuklarından yoksun olmalarıdır. Bir nesli bir jenerasyondan; soyundan yabancılaşması ve onlar tarafından yalnız bir ölüme terkedilmesidir. Birikimlerinin, bilgilerinin tecrübelerinin yok olması yeni bir dilin bir normun, bir kültürün yok olmasıdır. Yeni bilim alanlarının önüne engel olması ve bilimi ileriye taşıyamaması anlamını da taşımakta.