Muhtelif konularda incelemelerde bulunmak üzere bir grup Türkiyeli Japonya’da çeşitli kurumları ziyaret etmektedir. Uzmanlardan oluşan Türk heyetini karşılayan yönetici kurumların en önemli özelliğin “Yenilikçilik ve Girişimcilik” olduğu anlatır.

Kurumlarda incelemeler yapılırken ve brifingler sunulurken, kurumları temsilen konuşanlar hep yenilikçilik ve girişimci insan yetiştirdiklerinden söz eder.

Sunum bittikten sonra ellerindeki kurumların yapısını inceleyen Türkiyeli misafirler heyecanla “ kurumlarda konuyla ilgili yazılı bir metin bulamadıklarını” söylerler.

Japon yöneticiler “iyi ama yenilikçi ve girişimci insan yazılı metinlerle yetiştirilemez ki, bu bir zihniyet ve alt yapı meselesidir. Çevre şartları ve koşullar yenilik yapmaya odaklı olarak tasarlanmış olmalıdır” derler.

Türkiye’nin en az gelişmiş kentlerinden birisi Hakkari ilimizdir. Sanayi, ticaret ve turizmin gelişmediği Hakkari için gümrük kapıları hayat kaynağı olmalıdır. Sınır kapıları olarak da tabir edilen gümrük kapıları, hem ülkeler arası ticari faaliyetleri hem de insan yolculuğu-seyahat için önem taşır.

Türkiye’de toplam 29 gümrük (sınır) kapısı halihazırda faaliyetlerini sürdürmektedir. Hakkari-Çukurca-Üzümlü gümrük kapısı da bunlardan biridir. “sınır” kelimesi iki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut olarak tanımlanmaktadır. Sınır alanı ve ötesi, büyük ölçüde politik ve ekonomik yapılar açısından mekânsal farklılıkları ifade eder.

Beşeri ve iktisadi faaliyetler gümrük kapıları ve etki bölgesinde yoğunluk gösterir. Sınır ticaretiyle bölge ekonomisi ve refah düzeyini artırmak, sınır illerinde yaşayan insanların ihtiyaçlarını kısa sürede karşılamak, istihdama katkı sunmak temel hedef olarak belirlenir. Sınır ticaretinin diğer bir hedefi yada amacı bölge ticaretine yön vermesi bölgesel kalkınmaya ivme kazandırmasıdır.

Bunun için gümrük kapılarının belirlenen hedefler doğrultusunda inşa edilmesi, modernize edilmesi seyahat ve ulaşım içinde standartlara uygun olması gerekir. Bazı icraatlar, sadece yapmak için yapılmaz. Ekonomik hayatı olumlu etkilemeyen, ticaret ve istihdama katkı sunmayan yatırımlar atıl yatırımlardır.

Ülkede bölgeler arasındaki ekonomik farkın en aza indirgemek ve aynı zamanda talebi olan malları en az maliyetle tedarik etmek sınır ticaretinin kolaylaştırılması ve yaygınlaştırılması ile mümkündür.

Maalesef biz bu kentte değer üretemiyoruz. Şehirlerin kalkınmasına katkı sunanlar en nihayetinde insanlardır. Beşeri sermaye kentin kalkınmasında önemli bir role sahiptir. Ancak biz bu rolümüzü icra etmekten imtina ediyoruz.

Şu bir gerçek; ülkemizin yaşadığı bütün sorunların derinliğinde insan niteliği daha doğrusu nitesizliği yatıyor desek yeridir. Bunu aşmak için de her zaman bilgi üretmek ve öğrenmek birinci önceliğimiz olmalıdır.

Bu minvalüzerine; Üzümlü sınır kapısını değerlendirdiğimizde: Sınır kapısından geçiş Çukurca ilçe merkezine göre planlanmadığı için geçişler transit olarak yapılmaktadır. Dolaysıyla gümrük kapısından geçiş yapan insanlar ilçe merkezine hiç uğramadıklarından ilçe sosyo ekonomisi ve sosyo kültürel katkıdan mahrum bırakılmaktadır.

Üzümlü sınır kapısı konum olarak doğru bir tercih olmamıştır. Bu tercih sonucu, Çukurca ilçesi ile birlikte 17 civar köyü sınır ticaretinden mahrum bırakmıştır. Çukurca ve Hakkari halkına olağanüstü bir hizmet için alternatif çözüm olarak:

1- Merkez 49 nolu sınır taşından Çukurca merkezine takriben 1 km uzaklıktaki Emirşaban mahallesi üzerinden merkeze yeni transit bir geçişin yapılması düşünülebilir.

2- Üzümlü (Deştan) köyündeki sınır kapısı ilçe merkezine uzaklığı 18 km civarıdır. Söz konusu sınır kapısından giriş yapan insanları teleferik ile 15 dakika gibi kısa bir sürede Çukurca merkezine ulaşımı mümkündür.

Aksi durumda Üzümlü (Deştan) gümrük kapısından giriş yapan insanlar mevcut transit yolu kullanmaya devam edecek ve ilçenin mahrumiyeti sürüp gidecektir. Çukurca ilçesinin şuan ki; ekonomik canlılığı askeri birlikler sayesinde ikame edilmektedir. Allah korusun yarın öbür gün bir aksilik olur, asker çarşıya çıkamazsa hayat durma noktasına gelecektir.

Buradan yetkililere çağrımızdır; lütfen Çukurca ilçemizin bu çıkmaz durumuna el atın. Bu memleketin ekonomisine, refah düzeyine ve istihdamına yönelik çabalar sarf edin. Sosyal medyada her gün paylaşım yapmak, bu kente güzellikler dizmek, hariçten gazel okumaktır. Ve bu kente iyilik değildir.

Yöneticilere tavsiyede bulunmak ve yapılması gerekenleri hatırlatmak önemli bir sorumluluktur.

Bu konuda yazı yazmama vesile olan ve bilgi akışını sağlayan tiyatro sanatçısı hemşerimiz Hakkari sevdalısı İsmail Akar beye teşekkür ediyorum.