KÂİNATIN GÜLÜNE
Ey karanlık hücremin sönmeyen nuru
Kararmış kalbimin parlayan ışığı
Kaybettiğim yolumun rehberi
Muhammed’im Canım, Canımın Cananı
Mücevher dolu hanemin kilidi
Ezilmiş yüreklerin sultanı
Bozulmuş düzenin cankurtaranı
Hak Peygamberim aşığım yoluna
Gül açmayan bahçemin gülü
Söz dinlemeyen toplumun öğretmeni
Yetimlerin gariplerin babası
Gel Ey gönlümün Efendisi
Kisra sarayını yerle bir eden
Mecusilerin ateşini söndüren
Seva gölünü taştıran
Mucizelerinle hoş geldin Ey Nebi
Göz bebeğimi anlatamam
Noksan bilgimle tanıtamam
Sünnet-i Seniye’nin hakkını veremem
Şefaatinden mahrum eyleme Ey Resul
Görmeyi engelleyen perdelerinin yırtıcısı
Yasaklara uzanan ellerimin seti
Hayatını örnek aldığım kişi
Gel ne olur Ey gönlümün efendisi
Canlı canlı gömülen kızların
Pazarda pazarlar kadınların
Ezilenlerin hor görülenlerin
Umudu sefa geldin Güllerin Efendisi
Bahar hava esti gelmenle
Karanlık Aydınlığa döndü seninle
Alem feyze boğuldu doğmanla
Bir daha gel ne olur. Efendim
Bir başka gül açtı bahar
Bir başka nefes aldı canlar
Bir başka coştu nebatatlar
Doğduğun gece Ya Rasullullah
Ey gönüller Sultanı
Meydanlar fatihi
İnsanlık aleminin Efendisi
Hoş geldiniz sefa getirdin kâinatın gülü...