Hakkâri’de suyun kaynağı var, ancak irade yok. Bir şehirde susuzluk, yalnızca altyapı problemi değil, yönetişimin iflasıdır. Suyun aktığı yer musluk değil, utançtır.

Su, hayat değildir; hayatın kendisidir.

Ve Hakkâri’de hayat, yıllardır düşük basınçla akıyor.

Coğrafyasıyla övünen, dağlarını destan bilen bir şehir, musluk başında çaresizliğe teslim olmuşsa, mesele doğa değil, yönetimdir.
Sorun su değil; suyu yönetemeyen zihniyettir.

Hakkâri’de suyun kaynağı da var, irtifası da.

Eksik olan şey, irade.

Yüzlerce su yatağına rağmen bu şehirde musluktan çamur akıyorsa, bu artık bir teknik problem değildir. Bu, şehir planlamasının iflasıdır.

Berçelan yaylası, Zap Vadisi, Kırıkdağ’ın kılcal damarları… Suyun yeraltında dans ettiği bir coğrafyada susuzluk yaşamak, sadece başarısızlıkla açıklanamaz. Bu, beceriksizliğin kurumsallaşmış halidir.

Ve daha kötüsü:

Bu çamur, yalnızca borulardan değil; idarecilerin umursamazlığından da akmaktadır.

İki günde bir gelen su, çoğu zaman bulanık, kimi zaman kahverengi… İçine baktığınızda toprağı değil, ihmali görürsünüz.

O bulanıklığın içinde sadece pas yoktur; bir çocuğun boğazına oturan hastalık da vardır.

Bir şehirde çocuklar, içtikleri musluk suyuyla hasta oluyorsa, mesele artık alt yapı değil, alt sınıflara reva görülen hayat standardıdır.

Daha da acısı:

2025 yılında, hâlâ, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bazı evlere itfaiye araçlarıyla su taşınıyor.

Suyun aktığı yer musluk değil; itfaiyenin hortumu…

Ve o hortumla gelen su, ihtiyaç değil; utanç taşıyor.

Kullanılmayan suyun faturası icra yoluyla tahsil edilecekmiş.

Bir şehre su veremeyip, bir de o suyun bedelini istemek bu sadece adaletsizlik değil, alenî bir ayıptır.

Unutulmamalı:

Bir şehir yol bozulunca yürüyerek idare edebilir.

Elektrik kesilince mumla geçiştirilebilir.

Ama su yoksa şehir yoktur.

Bugün Hakkâri susuz değil,

sahipsiz.

Ve bu sahipsizlik, bir sessizlikle başlamadı.

Önce musluklar sustu, sonra insanlar…

Çünkü zamanla, susuzluktan daha çok; kimsenin duymadığı çığlık yordu bu şehri.

O yüzden artık mesele su değildir sadece,

Mesele, duvarlara çarpıp duran bir yok sayılma hâlidir.

Ve şehirler, ancak suyu unutanlar tarafından bu kadar kurutulabilir.