Türkiye hızla seçim sürecine giderken kamuoyu yoklamalarında en çok karşılaştığımız kavram “kararsızlar” olarak karşımıza çıkıyor. Peki bu kavram ne anlama geliyor veya neye tekabül ediyor.

Kararsızlık: İnsanın ne yapacağını bilmemesi, arada kalması, tercihte tereddüt yaşaması, gibi anlamlar taşır. Kararsızlık sonucunda insanlar bir ikilemde kalır.

Seçmen açısından; kararsızlar analiz değeri yüksek bir seçim grubunu oluşturuyor. Kuşkusuz kararsız seçmen analizlerinin önemli bir parametresi. Bugüne kadar yapılan analist sonuçlara göre “ kararsızım” diyenlerin çok büyük bir bölümü tercihini açıkça söyleyemeyenlerden oluştuğu göze çarpıyor. Buna karşılık tercihlerini gizleyenlerde bir partiye daha yakınlık hissedebilir. Yine partisine kızan ancak seçim günü oy kullanacak olanlarda var.

2023 seçimlerine giderken ülkede yapılan anket analizlerine baktığımızda “kararsız” görünen seçmenlerde AK Parti seçmeni daha yüksek oranda. Kararsızlar üzerine yapılan analizler bir şey söylüyor. İktidardan kopan seçmenlerin muhalif partileri tercih etmek yerine kararsızlar bloğunda bekledikleri görülüyor. Kararlı oldukları varsayılan yada görünen seçmen kitlesi hiçbir partiye tek başına meclis çoğunluğu imkanı vermiyor. O halde, kararsız seçmen kitlesini ikna eden siyasi parti yada partiler bir avantaj elde edebilir.

Aslında “kararsız” olanların büyük bir kısmı, kimi destekleyeceğinde kararlı. Ancak ülkenin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle insanlar kararlarını açıktan söylemeye çekiniyorlar. Bununda enva-i çeşit sebebi var. Devletten sosyal destek alanların desteklerinin kesileceği endişesi var. Toplumun büyük bir bölümünün hayatı yargının ve siyasetin dişlileri arasında sıkışmış olması, Ülkenin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle insanların gerçek düşüncelerini ifade etme konusundaki çekingenliği gibi önemli etkenler olabilir. Bunun gibi başka birçok nedenden söz etmek mümkün. Ancak sorulması gereken soru şu olmalı; muhalefet partileri seçmenin radarına neden girmiyor?

Kararsız seçmen kitlesi halen önemli bir yekuna tekabül ediyor. Muhalefetinde iktidarında bu kitleye nüfuz edemediğini gösterir.

Bu nedenle “kararsız” gibi görünen kitleye oynamak için bir çok strateji mümkün. Yine de “kararsızların” büyük bir kısmı iktidarı desteklenmeye kararlı görünenlerle farklı olmalarına rağmen, ortaklaştıkları, duygudaş oldukları, konularda yok değil. Nitekim kararsız olmayanların, yani anketlerde bir partiye oy vereceğini beyan edenlerinde kararlarında tereddütlü olduklarına dair pek çok emare beliriyor. Anket ve sonuçları analiz edildiğinde; kızgın, kırgın seçmen tam anlamıyla tüm köprüleri atmış sayılmaz. İnsanların kırgınlıklarına neden olan durumların yatışması halinde tercihlerinde bir değişiklik yapma ihtimali her zaman mümkün.

Anket analizlerinde şu sonuçlar çıkarılabilir!

-İktidardan tam anlamıyla kopmayan ama tepkisi olanlar.

-Kopuşunda kararlı olanlar ancak başka bir partiyi desteklemeye uzak duranlar.

-Yeni destekleyeceği partiyi bulamamış olanlar.

-Muhalefette bir partiyi desteklemeye kararlı olanlar.

Ekonomik krizin kendiliğinden bir iktidar değişikliğine yol açacağı öngörüsü, seçimlere odaklanmış, iyimser havadan ibarettir. Halkın büyük bir kesiminin yaşadığı ekonomik çıkmazlarına somut çözüm reçetesi, seçimin sonuçlarını belirleyici etken olacaktır. Paraya bereket, ülkeye huzur, kurumlara güç, siyasete katılımcı, çoğulcu, demokratik bir anlayışı hakim kılacak kadrolara ihtiyaç vardır.

Sandık, siyasal bunalımların yegane çözüm aracıdır. Ezcümle seçim sonuçları birçok gelişmeye gebe ve şimdiden sonuçları kestirmek zor.