Bundan 954 yıl önce, 26 Ağustos 1071’de, Sultan Alparslan’ın ordusu, Anadolu’nun kapılarını ardına kadar açan destansı bir zafere imza attı.
Malazgirt, yalnızca bir savaşın değil, bir medeniyetin, bir inancın ve bir milletin kaderini değiştiren bir dönüm noktasıydı. Bu zafer, Anadolu’yu “vatan” kılan ilk adım oldu. Sultan Alparslan’ın karargâhını kurduğu #Ahlat, bu destanın başlangıç noktası, Anadolu’ya giriş kapımız ve tarihimizin kutsal bir eşiği olarak yükseldi ..
Malazgirt’in zaferi, Türk-Kürt Kardeşliğinin desteğiyle gerçekleşti. Sultan Alparslan’ın ordusunda, Kürt aşiretlerinin cesareti ve sadakati, bu büyük zaferin temel taşlarından biriydi. Kürt-Türk kardeşliği, Malazgirt’te birleşen iman ve kararlılıkla, Bizans’ın sayıca üstün ordusuna karşı durdu. Bu birlik, Anadolu’nun vatan oluşunun en güçlü sembollerinden biridir. Kürtlerin Malazgirt’teki desteği, bu destanın yalnızca bir milletin değil, bir kardeşlik ruhunun zaferi olduğunu gösterir.
Malazgirt’i anlamak, bir tarih sayfasını okumaktan öte, bir milletin ruhunu ve bu topraklardaki kardeşlik bağlarını kavramaktır. Sultan Alparslan’ın iman gücü, Kürt-Türk omuz omuza mücadelesiyle birleştiğinde, imkânsız gibi görünen zafer mümkün oldu. O, yalnızca bir komutan değil, bir idealin ve bir davanın temsilcisiydi. Malazgirt’te yazılan destan, bir toprak parçasının fethinden çok daha fazlasını ifade eder: Bu, bir milletin ve kardeş halkların varoluş mücadelesinin zaferidir. Bu zafer, Anadolu’yu İslam medeniyetinin merkezi haline getirdi; burası artık bir coğrafya değil, “vatan” oldu ..
Malazgirt’in ruhu, asırlar boyunca bu topraklarda yaşamaya devam etti. Malazgirt’i tanımadan, Sultan Alparslan’ın kararlılığını, Kürt-Türk kardeşliğinin gücünü ve tarihimizin diğer büyük kahramanlarını da hakkıyla idrak edemeyiz. Ertuğrul Gazi’nin tohumlarını attığı devlet, Yavuz Sultan Selim’in kudreti, Fatih Sultan Mehmet’in çağ kapatıp çağ açan vizyonu, II. Abdulhamid’in dirayeti ve bugünün lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşu, hepsi Malazgirt ruhunun devamıdır. Bu zincirin halkaları, birbiriyle kopmaz bir bağla bağlıdır. Her biri, aynı iman, aynı azim ve aynı vatan sevgisiyle hareket etmiştir.
Bugün, Malazgirt’in 954. yıl dönümünde, bu destanı yeniden hatırlamak, sadece geçmişi yâd etmek değil, geleceğe güvenle bakmaktır. Malazgirt, bize bir milletin inançla, kararlılıkla ve kardeşlikle neler başarabileceğini gösterdi. Kürtlerin ve Türklerin Kardeşlik mirası, bu zaferin temel direklerinden biri olarak, Anadolu’nun vatan oluşunun ruhunu güçlendirdi. Bu vatan, ecdadın kanıyla, alın teriyle yoğruldu; şimdi sıra bizde. Bu mirası taşımak, bu ruhu yaşatmak, geleceğe emin adımlarla yürümek bizim görevimiz ..
Malazgirt, bir zaferden fazlasıdır; bir milletin ve kardeş halkların yeniden doğuşudur. Bu doğuşun ruhunu anlamadan, ne tarihimizi ne de geleceğimizi inşa edebiliriz. O halde, Sultan Alparslan’ın izinden, Selahaddin Eyyubi’nin adaletinden ve Kürt-Türk kardeşliğinin gücüyle yürüyelim; imanla, cesaretle ve kararlılıkla vatanımıza sahip çıkalım. Çünkü Anadolu, Malazgirt’le başladı, bizimle devam edecek!
#Malazgirt954 #AnadoluVatan #KürtTürkKardeşliği #SelahaddinEyyubi