Bu topraklarda siyaset, düşünce ve fikri tartışma yoğun biçimde ideoloji temelli olarak ve kimlikler üzerinden yapılır. Belirtmen gerekir bu yazıyı herhangi bir ideolojik angajmanla yazmadığımı bilinmesini isterim.

Şehirleri virana çeviren ve birçok insanımızın hayatına mal olan depremin ardından verilen dördüncü seviye yardım çağrısına dünyanın bir çok ülkesi arama-kurtarma ekiplerini Türkiye’ye sevk etti. Savaş eşiğine geldiğimiz ve bir gece ansızın gelebiliriz diye tehdit ettiğimiz, Yunanistan, yıllarca sınır kapılarımızı kapalı tuttuğumuz Ermenistan, pek barışık olmadığımız İsrail, özerk bir yönetim olan Irak Federal Kürdistan Yönetimi ilk arama-kurtarma ekipleri gönderen ülkeler oldu.

Dünyanın göstermiş olduğu bu dayanışma “herkes bize düşman” paranoyasını zayıflattı. Krizlerimiz, korkularımız, komplo teorilerimiz, iç ve dış düşmanlarımız hiç bitmez, hiç bitmiyor. Bir gün bağımsızlığımız, bir gün ekonomimiz tehdit altında diye feryat figan ediyoruz.
Ancak yaşanan deprem bu safsatayı boşa çıkardı. Arabından Avrupalısına, dayanışma için sembol binalara Türkiye bayrağını yansıtıp türkülerimizi çaldılar.

Yardım gönderenler arasında önemli bir dayanışma gösteren Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi için ayrı bir parantez açmamız lazım. Çabaları çok değerli ve birden çok teşekkürü hak ediyor. Depremden dokuz saat sonra Barzani Yardım Vakfı’na (BCF) ait 70 iş makinesi, 50 kişilik bir arama- kurtarma ekibi Türkiye’ye giriş yaptı. İnsanlık tarihi boyunca, birden çok defa kimyasal saldırı, göç ve yıkıma maruz kalmış Kürtler afetin ne olduğunu çok iyi bilirler.

Sonraki günlerde Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi Başbakanı Mesrur Barzani deprem bölgesini ziyaret etti ve şu açıklamalarda bulundu:

"Bugün burada bulunmamız milletimiz adına, Türkiye milletine ve hükümetine başsağlığı mesajı iletmektir. Sizin acınız bizim acımızdır, kötü günleriniz bizim kötü günlerimizdir. Bizim ihtiyaç duyduğumuz günler her zaman Türkiye devleti-milleti bize destek vermiştir. Acılarınızı paylaşmak ve vefa duygularımızı paylaşmak için biz bugün buradayız. Kendi azizlerini kaybedenler için başkan Barzani’nin başsağlığı mesajını iletmek istiyorum. Yaralılara acil şifalar diliyoruz. …Türkiye bu acılı günleri geride bırakacaktır.”

Dışişleri Bakanı Mevlit Çavuşoğlu, Türkiye’ye yardım gönderen ülke ve kuruluşlara , dünyada gördüğümüz ilgi ve dayanışmaya teşekkür ediyor. tarihsel, kültürel, insani sıcaklığın ve akrabalık bağlarımızın olduğu Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne teşekkür etmediği gibi ismini dahi anmıyor. Oysa birçok ülkenin dışişleri bakanları gibi, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi başbakanı Mesrur Barzani deprem bölgesi olan İslahiye’yi ziyaret etti. Türkiye ile dayanışma gösterdi.

Dışişleri Bakanının bu tutumu diplomasi gerçeğiyle bağı kopmuş, kimlikler arasında duygusal ayrışmadan zihinsel kopuşa giden bir uzaklaşmanın tezahürü. Afet zamanlarında sorgulanan siyasi taraf değil, ahlaki olarak sergilenen tavırdır.

Deprem sonrası, Türkiye ile diğer ülkeler arasında yaşanan ne bütün sorunlar çözüldü, ne de tüm ilişkiler tam olarak yeniden tesis edildi. Ancak dayanışma birbirimize bakışımızı bir nebze yumuşatacak ama dünya siyasetinin yapısını çokta değiştirmeyecektir.
Yaptığın yardımlar, göstermiş olduğun vefa, sergilediğin insanlık adına binlerce kez teşekkürler Barzani….