Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Ilıcak (Germav) köyünde bulunan turistik Zümrüt Kaplıcaları ile Güçlükonak ilçesinde bulunan Belkıs Ana Kaplıcaları satışa çıkarıldı. Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA), Beytüşşebap Belediyesi ve Şırnak İl Özel İdaresi’nin 4 milyon 620 bin TL harcadığı “Zümrüt Kaplıcaları Projesi” bitirilemedi. 4 yıldır sürdürülen proje tamamlanmadan, Beytüşşebap Kaymakamlığı tarafından satışa çıkarıldı.

İL ÖZEL İDARESİ MECLİSİ VE KÖY HALKINA HABER VERİLMEDİ

Şırnak İl Özel İdaresi İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürlüğü tarafından kaplıcaların satışa çıkarılmasına köy halkı tepkili. Köy sakinlerin anlattığına göre satıştan ne köy muhtarının, ne de özel idare meclisinin haberi var. Bölgede bulunan ağaçlar kesilerek ekolojik tahribatın yapıldığı anlatan köy sakinleri bu karardan bir an önce dönülmesini isterken, İl Özel İdare Meclisi de toplanma kararı aldı. Artı Gerçek’e konuşan İl Özel İdaresi meclis üyesi, şunları söyledi: “Bu kaplıcaların satışa çıkarılması ile ilgili Meclis’e bilgi verilmedi. Satışa çıkarılan kaplıcaların yapılmasına ilişkin bizler valiliğe rapor yazıp, yapılması hususunda ısrar ettik. Daha sonra çabalarımız neticesinde 2 milyon liranın üzerinde bir bütçe verildi. Çalışmalar başlatıldı ama bitirilmeden öylece bırakıldı. Beytüşşebap Kaymakamı bu projeye olumlu yaklaşmadı. Bu kararda bu yaklaşımın da etkili olduğunu düşünüyoruz. Bu konu ile ilgili bizler meclis olarak bir toplantı düzenleyip bu meselenin takipçisi olacağız.”

Av. Ergül: Türkiye 'disiplin cezaları' sorularını yanıtlamadı Av. Ergül: Türkiye 'disiplin cezaları' sorularını yanıtlamadı

RELATED VİDEO

germav-eski-hali-1.jpgGermav'ın eski hali
‘BU ARSA BANA BABAMDAN KALDI’

Satışa çıkarılan kaplıcaların bulunduğu arazi ise ihtilaflı. Yıllalardır devam eden bir dava var. Kaplıcaların bulunduğu araziyle bitişik olan arazinin sahibi olan Davut Abi, kaplıcaların olduğu arazinin de kendisine ait olduğunu söyledi. Arazi ile ilgili açtıkları davanın 2010’dan bu yana devam ettiğini, Tapu Kadastro ile İl Özel İdaresi ile davalık olduğunu söyledi. Elinde tapusu olmasına rağmen kaplıca havuzlarının ve yıkılmış eski bir yapının bulunduğu alandaki taşınmazların kendisine verilmediğini ifade eden Abi, “Bu arsa bana babamdan kalmıştır. Tapumun eski olması gerekçe gösterilerek, mahkeme arazide yapı bulunan kısımlar için kamulaştırma kararı verdi. Defalarca mahkeme gelip keşif yaptı. Avukatlar ile bilirkişiler de katılıp buranın babama ait olduğunu söyledi. Babam vefat ettikten sonra da bana geçiyor. Muhtarda, köylüler de bunu biliyor. Ama tüm bunlara rağmen bana ait olan arazi kamulaştırılıp satışa çıkarılıyor” dedi.


‘HAVUZLARIN YAPILDIĞI YER MÜVEKKİLİMİZE AİTTİR’

Abi’nin avukatı Emrullah Tatlı, dava sürecine ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Bahsi geçen havuzlar ve harabe yapıların bulunduğu 147 ada 5 parselin ormandan sonra güneybatı yönündeki komşuları 143 Ada 1 parsel, 144 Ada 1 parsel ve 145 ada 1 parseller davacı adına tapuludur. Dava konusu taşınmaz da bu parsellerin devamıdır. Yapılar olarak da parsellere benzemektedir. Müvekkilime ait taşınmazları şu an akrabaları kullanmaktadır. Bu arazilerin sulanması için kurulan tesisatlar da halen mevcuttur. Özel idare kaplıca birliğini kurmadan önce bu araziler müvekkilimizin babasına aittir. Hamamın su kaynağı devlete ait olsa da suyun taşınıp havuzların yapıldığı yer müvekkilimize aittir.”

‘TESİSLER 40-45 YIL ÖNCE KURULMUŞ’

Dava dosyasında köyden bilirkişi olarak dinlenen kişiler de var. Bunlardan biri köy sakini Kerim Acar. Mahkeme heyeti ve avukatlar ile birlikte Mahalli Bilirkişi sıfatıyla ifade veren Acar, bu köyde doğup büyüdüğünü ve herkesin arazisini bildiğini söyledi. Söz konusu arazinin Davut Abi’ye ait olduğunu söyleyen Acar, “Ben bu köyde doğup büyüdüm buralarda herkesin arazisini bilirim. Çemki Halit denilen ve bu buraya komşu olan 143/1, 144/1, 145/1 parsel numaralı taşınmazların sahibi davacının babası ve dedesidir. Bu tesisler buraya ilk olarak 40 45 yıl önce kurulmuştur” dedi.

KÖY HALKI TEPKİLİ

Kaplıcaların satışa çıkarılmasına köy halkının razı olmadığını anlatan köy sakileri, kaplıcalar ile ilgili mahkeme sürecinin devam ettiğini belirterek şunları söyledi:

Bu kaplıcanın mülkiyeti önceden bizim köylümüzden birine aitti. Daha sonra kamulaştırılıp mülkiyeti Özel İdareye verildi. Mahkeme bu kamulaştırmayı yaptıktan sonra orada çeşitli projelerin yapılacağı bilgisi gelmeye başladı. Otel yapılacağı, turistik bir mekana dönüştürüleceği söylendi.
AĞAÇLARI KESİP BETONA GÖMDÜLER

Milyonlarca lira para verilmesine rağmen birkaç betondan bina yapılıp daha sonra çalışmalar durduruldu. O kaplıcanın bulundu doğal ortam da ciddi tahribata uğradı. Oradaki bütün ağaçlar kesildi. Normalde o kaplıcaya sadece yaya olarak el yapımı olan tahta bir köprüden geçiliyor. Tahta köprünün atından büyük bir nehir akar. Nehir yatağından akan suyun önünü toprak ile kapatılıp iş makinaları girsin diye yol yaptılar. Bir de o inşaat haliyle bıraktılar. Artık eskisi gibi halk da gelmek istemiyor. Çünkü eski habitatı yok edildi.
Bizler bu köyün halkı olarak bu satış meselesinden hiç haberimiz olmadığı söylüyoruz. Köydekilere bir bilgi verilmemiştir, muhtarımız da bilmiyor ona da bilgi verilmemiştir. Köylülerle görüşmeleri lazımdı. Çünkü bu kaplıcaları biz kullanıyoruz, bizim emeğimizle orası güzeldi. Köydeki halkı toplayıp bu konu ile ilgili bir toplantı yapacağız. Bu olayın karşısındayız. Köyümüzün alanlarının bu şekilde satışını kabul etmiyoruz. Bu olay ilgili de herkesten destek bekliyoruz.