Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan'la görüşme talebine ilişkin açıklamada bulundu.
Çatışmaların önüne geçmek için siyasetçiler olarak inisiyatif aldıklarını belirten Demirtaş, kendisinin ve HDP yönetiminin İmralı’da hiçbir teması, iletişimi veya görüşmesi olmadığını belirtti.
Demirtaş’ın imzasını taşıyan ve Adalet Bakanlığı’na hitaben kaleme alınan yazıda “İmralı Cezaevinde uygulanan politikalara kalıcı şekilde son verilmesi için avukat ve siyasetçi kimliğimle, bulunduğum Edirne F Tipi Cezaevinden, SEGBİS marifetiyle Abdullah Öcalan ile görüşmeyi, sonrasında da kendisinin, ailesi ve avukatları ile düzenli görüşebilmesinin sağlanmasını talep ediyorum” denilmişti.
Konuya dair yaptığı açıklamada, kendisinin veya HDP yönetiminin İmralı’da hiçbir teması, iletişimi veya görüşmesi olmadığın altını çizen Demirtaş, "Esad’dan Sisi’ye, Suudilerden Birleşik Arap Emirliklerine, İsrail’e kadar herkesle görüşmek, barışmak mübah ve meşru görülürken sıra Kürtlere gelince terör parantezine alınıp sadece silah ve operasyon seçeneğinin dayatılmasını Türkiye için son derece sakıncalı bir politika olarak değerlendiriyoruz" ifadelerine yer verdi.
'ÇÖZÜM SÜRECİNİN BAŞLAYACAĞINA DAİR EN KÜÇÜK EMARE YOK'
Başvurusuyla ilgili Halk TV'de Sözüm Var programına açıklama yapan Demirtaş'ın konuyla ilgili gönderdiği mesaj şöyle:
"Bugün 13.30’da Adalet Bakanlığına, Öcalan ile görüşme yapma isteğimi içeren bir dilekçe verdim. Herhangi bir spekülasyona yer vermemek açısından size şunları söylemek isterim:
Benim veya HDP yönetiminin İmralı’da hiçbir teması, iletişimi veya görüşmesi olmadı. Yeni bir çözüm süreci başlayacağına dair en küçük bir emare veya bilgi de yok. Ancak biz, giderek tırmanan gerilim ve her gün can yakan, can alan çatışmalar karşısında yerimizde oturmak, sadece acıyı ve taziye dileklerimizi paylaşmak istemiyoruz. Çatışmaların önüne geçebilmek amacıyla, siyasetçiler olarak inisiyatif almak için bu başvuruları yapıyoruz.
'ESAD'DAN SİSİ'YE HERKESLE GÖRÜŞÜLÜRKEN...'
Esad’dan Sisi’ye, Suudilerden Birleşik Arap Emirliklerine, İsrail’e kadar herkesle görüşmek, barışmak mübah ve meşru görülürken sıra Kürtlere gelince terör parantezine alınıp sadece silah ve operasyon seçeneğinin dayatılmasını Türkiye için son derece sakıncalı bir politika olarak değerlendiriyoruz.
Örneğin Akşener, Perinçek Türkiye’nin güvenliği ve barışı için “Hükümet bizi görevlendirsin, Esad ile görüşmeye gideriz” demişlerdi. Biz de aynı gerekçelerle İmralı’da Öcalan ile görüşmek istiyoruz. Durum bundan ibarettir. Son derece iyi niyetli, kamuoyunda da geniş destek bulacağına inanıyor, umuyor, diliyorum.
Özgür günlerde görüşebilmek üzere, selamlarımla…"