Afganistan'da radikal İslamcı Taliban güçlerinin başkent Kabil'i ele geçirip hakimiyetlerini ilan etmelerinin ardından iktidar kanadında ve iktidara yakın medyada Taliban için iyi dileklerde bulunulmuş, Taliban'la iş birliği çağrıları yapılmıştı.

Aydın ve yazarlardan Kürt sorunu açıklaması Aydın ve yazarlardan Kürt sorunu açıklaması

Bu yayınlardan Sabah gazetesinin yazarlarından Mehmet Barlas ise konuya dair peş peşe iktidarın genel görüşü dışında iki köşe yazısı kaleme aldı.

Barlas, 22 Ağustos Pazar günkü yazısında Taliban'ın NATO'nun projesi olduğunu "Meğer Taliban da bir NATO projesiymiş" şeklinde doğrudan yazı başlığında dile getirerek şu ifadeleri kullandı:

"Dış politikanın pazarlıklarını da ödüllendirilmelerini de anlamak kolay değil. 1950'de Türk Tugayı, Kuzey Kore'ye karşı iyi savaştığı için ödül olarak Türkiye, 1952'de NATO'ya alındı.

Zannettik ki NATO üyesi olmak, Türkiye'yi dış tehditlere karşı koruyacaktır.

Oysa 1964'te Türkiye, Kıbrıslı Türklerin yardımına koşunca o zamanki Amerikan Başkanı Johnson, bir mektup göndererek 'Türkiye'yi Sovyetler'e karşı korumayız' dedi.

Bunun gibi Amerika, Türkiye'ye neden Öcalan'ı verdi ve karşılığında Fetullah Gülen'i Amerikan himayesine aldı?

NATO'ya gelince... Meğer Taliban'ın korunması ve silahlandırılması da bir NATO projesiymiş. Bütün bu durumları yavaş yavaş anlayarak acaba kendimize geliyor muyuz?

Acaba ajan Rahip Brunson yüzünden çıkan anlaşmazlık sonucu Türk Lirası'nın dolar karşısında dibe vurmasını hazmedebildik mi? Ya da 15 Temmuz 2016'daki Amerikan destekli FETÖ darbe girişimi ile NATO arasındaki bağlantıları tam değerlendirebildik mi?"

'TÜRKİYE'DEKİ LAİK SİSTEMİN ERDEMİ HER DAKİKA DAHA İYİ ANLAŞILIYOR'

Mehmet Barlas, ertesi gün ise bu kez Afganistan vesilesiyle Türkiye'nin laik sisteminin önemine vurgu yaptığı "Taliban olayı Türkiye’deki laikliğin değerini ön plana çıkardı" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Barlas yazısında şu ifadeleri kullandı:

"Günler hızla akıp geçerken Taliban gerçeği bütün boyutlarıyla ortaya çıkıyor. Türkiye'deki laik sistemin din ve devleti birbirinden ayırmasının erdemi her dakika daha iyi anlaşılıyor.

Dünyadaki İslam dinine dayalı aşırı akımlara genel olarak Cihadist deniliyor. Bu akımlar Afrika'da Boko Haram olarak görülmekte. Osmanlı'nın zayıf düştüğü Celali isyanları sırasında işsiz medreseliler yol kesip soygun yapmazlar mıydı?

Bölgenin çarpıcı gerçeklerini birgün İran'nın Humeyni'ciliğini birgün Afganistan'ın Taliban'ını Türkiye'nin laik düzeniyle karşılaştırdığınızda ülkemizin değerini daha iyi anlarız.

1930'larda Afgan kralı Emanullah Han Atatürk'ü ziyarete geldiğinde bu ülke de Türkiye'nin çizgisindeydi. Biz Türkiye olarak kendimizi ve laik sistemimizi koruyabildik. Bir de bugünkü Afganistan'a bakın. Dilerim bu gerçekleri Afganlılar da görürler."

SOSYAL MEDYADA PAYLAŞILMADI

Ancak Barlas'ın bu iki yazısı, gazete yönetimi tarafından sansüre uğradı. Barlas'ın normalde her köşe yazısı, gazetenin sosyal medya hesaplarından 'SESLİ YAZI' adıyla seslendirmeli şekilde paylaşılıyordu. Ancak söz konusu iki yazı, 'SESLİ YAZI' şeklindeki paylaşımların ne Twitter sayfasında ne de Facebook sayfasında bulunabiliyor.

Twitter'da arandığında Barlas'ın 19-20 ve 21 Ağustos ile 24-25 Ağustos tarihli ve bugünkü yazılarına ulaşılabilirken ilgili yazılar için olumlu bir sonuç elde edilemiyor.

Benzer şekilde Facebook'ta da Barlas'ın önceki ve sonraki tarihlerde yazdığı yazılar bulunabilirken sözkonusu 'Taliban-NATO' ilişkisine değinen ve 'laiklik' konulu iki yazıya ulaşılamıyor.