Venedik Komisyonu, HSK Üyeliği ve Adalet Bakanı'nı Eleştirdi Venedik Komisyonu, HSK Üyeliği ve Adalet Bakanı'nı Eleştirdi

Emek ve Özgürlük İttifakı, seçime yönelik tutum ve politik mutabakat metnini, Ankara’da bulunan Mülkiyeler Birliği’nde basın toplantısıyla açıkladı. Bildirgenin açıklanmasının ardından Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan partilerin temsilcileri, seçim stratejilerine dair birer konuşma yaptı.

TİP: EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI GÜVENCEDİR

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, ittifak çalışmalarında önemli bir aşamayı geride bıraktıklarını belirterek, “Türkiye’de Üçüncü Yolu inşa etmek için siyasette sesi bastırılmak, susturulmak, yok sayılmak istenen milyonların siyasi iradesini güçlendirmek ve onları siyasette özne kılmak için çok uzun perspektiflere sahip bir ittifak inşa etmiştik ve başından bu yana aynı şeyi söylüyoruz. Seçimlerden önce seçimler sırasında ve en önemlisi seçimlerden sonra ülkemize eşitliğin, özgürlüğün, barışın, adaletin güçlenmesi ve kalıcılaşması ve tüm yurttaşlarımızın huzur içinde mutlu içinde yaşayabileceği bir ülke için Emek Ve Özgürlük İttifakının varlığı bir güvencedir. Bu kararlık, inanç ve mücadele birliğimiz bugün biraz daha kuvvetlenmiş durumda. Bir seçim ittifakı olarak da Emek Ve Özgürlük İttifakı’nı ilan etmiş durumdayız. Önümüzdeki günlerde en iyi sonucu alabilmek ve ülkeyi tek adam rejiminden kurtarabilmek ve ikinci yüzyılı hepimiz için güçlü kararlı ve geride kalan dönemde yaptığımız bütün hataları, eksikleri bir daha yaşamayacağımız bir ülke olmak için güç birliğimizi, ittifakımızı görev ve sorumluluğa hazır hale getirdik” dedi.

‘TAM MUTABAKAT SAĞLANDI’

Baş, seçimlere nasıl girileceğine dair şu bilgileri paylaştı: “Türkiye'de 87 seçim bölgesi var, TİP 52 bölgede seçimlere katılacak. Çok ayrıntılı çalışmalar neticesinde sadece 7 seçim çevresinde daha önceki seçimlerde HDP’nin milletvekili çıkardığı bölgelerde TİP seçimlere girecektir. Bu şöyle de yorumlanabilir aslında 80 seçim çevresinde tam mutabakat sağlanmış durumdadır. Bu son derece önemlidir. İnanıyoruz, görüyoruz sokaktaki yansımasını hissediyoruz, Emek ve Özgürlük İttifakı bu seçimlerin en büyük süprizlerinden birini gerçekleştirecektir. Bize dönük beklentilerin farkındayız. Bu beklentinin üstünde bir başarı ile bu seçimlerden çıkacağımıza inanıyoruz. Tüm yurttaşlarımız emek ve özgürlük ittifakını büyütme güçlendirmeye, bu ülkeyi tek adam rejiminden kurtarmada bize destek olmaya çağırıyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı ile birlikte zafer kazanacağımız bir yürüyüşe başlıyoruz.”

EHP: MÜCADELEYİ ÜST NOKTAYA TAŞIYORUZ

EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, büyük emekler sonucu Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bugünlere ulaştığını ifade ederek, “Bütün bu ilerleyiş bizi bugüne getirdi. Mücadelemizi bir üst noktaya taşıyoruz. Son derece mutluyuz. Bu mutluluğa bağlı olarak umutluyuz. Tek adam rejimine karşı tek yumruk ve tek vücut olarak onu göndereceğimizi düşünüyoruz ve bu iradeyi ortaya koyuyoruz. Bunu başarabilmek için şimdi ortaklaştığımız bir partimiz var, Yeşil Ve Sol Parti. Onun ortaklığında seçimlere gireceğiz. Elbette TİP’li yoldaşlarımızda Emek Ve Özgürlük İttifakının içerisinde. Birlikte tek bir güç olarak birliğimizi sağlayarak, Türkiye’deki bütün koşulları ve sorunları değiştirmek için harekete geçeceğiz” şeklinde konuştu.

‘ADIMLAR ATMAYA BAŞLAYACAĞIZ’

Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birlikte değiştirme çabasını bir el daha göstermiş olacağız. Bütün bunu gerçekleştirdiğimiz de önümüzde büyük ufuk açılacak. İklim değişecek ve önemli işleri başarmak üzere adımlar atmaya başlayacağız. Birincisi, çok söz edilen parlamentonun güçlenmesi meselesi var. Parlamentoyu güçlendirmek için halkın örgütlü gücünü parlamentoya yansıtmak gerekir. Türkiye'de genel olarak demokrasi yaratmak için ikinci bir kademe olarak halkların kardeşliğini yaratmak gerekir, barışı yaratmak gerekir, konuşarak, görüşerek, müzakere yoluyla çözüm aramak gerekir. Üçüncü bir durum olarak ülkemizde madenlerin, enerji alanının, hastanelerin halkımıza ne büyük bir yük olduğunu biliyoruz. Bu konudaki sorunları çözebilmek üzere gereken bütün alanlarda kamulaştırmayı düşünmemiz gerekir.

‘ÜLKEYİ AYDINLIK GÜNLERE TAŞIYACAĞIZ’

Kadınların ne kadar büyük sorunlar yaşadığını, nasıl bir şiddete maruz kaldığını, kadın cinayetleriyle karşı karşıya kaldığını biliyoruz. Bütün bunları durduracak iradeyi ortaya koymalıyız. Depremi gördük. Önümüzdeki zamanlarda bütün Türkiye’yi deprem gerçeğine göre ele almalıyız ve yıkılmayacak evler yaratmalıyız. Emekçilerin nasıl koşullarda yaşadığını biliyoruz. Onların koşullarını düzeltmek için 6 saat iş gününü önümüzde koymalıyız. Bunları başarabilir, eğer tek yumruk, tek vücut olursak, bunu başarabiliriz. Başarmanın bütün adımlarını attık, artık bunu seçimlere yansıtabiliriz. Bu seçimlerde gereken başarıyı tekrar göstererek, tek adam rejimini göndereceğiz. Ülkemizi aydınlık günlere taşıyacağız.”

EMEP: MİLYONLARIN TALEPLERİNİ MÜCADELEYE ÇEVİRECEĞİZ

EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, halkların sesini birleştirdiklerini belirterek, “Bu seçime girerken, kalan 36 günde bizi bir araya getiren şey, bu memleketin çocukların gece yatağa aç girmeleridir. Bizi bir araya getiren annelerin sabah çocuklarını okula gönderirken, beslenme çantasına ne koyacağım diye düşünmeleridir, kadına yönelik şiddettir. Kendi iradesini memleket yönetimine taşıyana olan kadınların iradesidir. Biz bu çerçevede, bu süreçte şunu duyuyoruz. Şu sesi birleştiriyoruz; emekçiler diyor ki, daha çok çalışıyoruz, ama daha çok yoksullaşıyoruz, daha çok çalışıyoruz ama geçinemiyoruz, başımızı koyacağımız bir konut sahibi olamıyoruz, pazara çıkamıyoruz. Domatesin, patlıcanın, biberin, soğanın tane ile tartıldığı memleket tablosunu yıkmak için bir geldik. Bir seçim ittifakı olarak değil bir mücadele ittifakı olarak doğduk. 2023 1 Mayıs’ında bütün Türkiye’yi emekçilerin taleplerinin meydanlara döküldüğü, fabrikalarda, iş yerlerinde meydanlarda, milyonların taleplerinin yükseldiği bir mücadele gününe çevireceğiz. 1 Mayıs'ı 14 Mayıs’a bağlayan büyük bir politik gösteriyi tüm Türkiye'de gerçekleştireceğiz. Bizim ittifakımız çağrısı budur” diye konuştu.

‘YASIMIZI ÖFKEYLE BİRLEŞTİRİYORUZ’

Akdeniz, şöyle devam etti: “Biliyoruz, yaşıyoruz, depremin acılarını yaşıyoruz. Yasımızı tuttuk, acımızı biliyoruz. Asla ama asla bir yas ortamında bu seçimlerin iki kutuplu burjuva ittifaka sıkışmasına izin vermeyeceğiz. Net olarak söylüyoruz. Acımızı, yasımızı öfkeyle birleştiriyoruz. Deprem illerinden başlayarak, acımızı yasımızı coşkuyla birleştiriyoruz. Hesap sormak için geliyoruz. 11 ilde yaşanan yıkımın İstanbul’da, mega kentte, 16 milyonun yaşamaması için örgütlenerek mücadeleyle geliyoruz. Bu seçim tek adam rejiminin gideceği bir seçim olacak. Türkiye 15 Mayıs sabahına tek adam rejimini son bulduğu bir aydınlıkla uyanacak. Bu rejimin oylanacağı bir seçim olacak. Sağladığımız toplumsal mutabakat, parlamento seçimlerinde Türkiye’nin geleceğinde asla ve asla Emek ve Özgürlük İttifakı’nın silik kaldığı bir seçim olmayacak. 3 ittifak ve program yarışacak. Birincisi Cumhur İttifakı programı olacak. Burada onlar bir kez daha halktan kredi almayı başarırlarsa, hile ve hurda ile iktidarda kalırlarsa faşist bir rejimi inşa edecekler. Halkımız buna prim vermemelidir. Millet İttifakı bir Kemal Derviş programı, uluslararası sermayeye güven veren bir programla, IMF programıyla karşımıza gelecek. Buna asla prim vermeyeceğiz.

EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI’NIN FARKI

Biz zenginin değil, zenginin değil, emekçinin halkın güldüğü bir programla geliyoruz. Emek için, demokrasi için, özgürlük için geliyoruz. Bana programını söyle, senin nasıl bir parti olduğunu, nasıl bir ittifak olduğunu söyleyeyim. Emek ve Özgürlük İttifakının farkı programıdır. 24 Eylül’de yayınladığımız deklarasyondadır. Bugün arkadaşlarımızın sunduğu seçim bildirgesindedir. Bütün halkımızı bu yürüyüşe davet ediyoruz. Biz bağımsız, demokratik bir Türkiye istiyoruz, laik bir Türkiye istiyoruz. Kürt sorununun eşit haklar temelinde çözüldüğü demokratik Türkiye için yürüyüşümüzü başlatmış bulunuyoruz. Halkların bir arada, kardeşçe yaşadığı bir bölge, bir dünya ve Türkiye için geliyoruz. Gelinen yerde emek ve özgürlük partileri olarak halk ittifakını büyütmek üzere bütün tartışmaları olgunlukla tamamladık, bir bütün olarak milyonları kucaklama zamanıdır. Bunun için yürüyüşe başlıyoruz. Türkiye’nin geleceğinde yeni bir yüzyılın yazımında, emek ve özgürlük irtifakı olmadan, onun üzerine yaslandığı halk ve halklar olmadan yeni bir tarih yazılamaz. Yeni bir tarih yazacağız, bunun için mücadeleye çağırıyoruz.”

TOPLUMSAL DİNAMİKLER SAFLARI BİRLEŞTİRDİ

SMF’den Barış Kayaoğlu, toplumsal, siyasal ve tarihsel gelişmelerin yaşandığı bir süreç olduğuna dikkat çekerek, “Safların netleştiği, toplumsal dinamiklerin keskin biçimde safları birleştirdiği bir süreci yaşıyoruz. Bize göre iki taraf var. Bir tarafta onlar, bizim vergilerimizle ellerinde bulundurdukları imkanları enkaz altındaki kurtarmak için kullanmayanlar. Halktan çaldıkları ile Saray’a bağış yapanlar, yeni rant pazarlarını paylaşmak için avuçlarını ovuşturanlar, çadır satanlar, halka hakaret ve tehdit yağdıranlar, halkın dayanışmasını engellemeye çalışanlar. Diğer tarafta ise yokluk için tüm imkanlarını seferber eden, ay sonuna güç bela getirirken deprem bölgesine. İhtiyaç maddelerini gönderen halklar. Bizim tarafımız belli. Tehditlerle, hakaretlerle, zorbalıklar, korku imparatorluğu yaratma çabası nafiledir. Bugün bu tablo da bunun göstergesidir. Halklarımızın tarihsel mücadele birikimi ve ortak mücadele geleneğinden oluşan Emek Ve Özgürlük İttifakı bu koyu karanlık kuşatmayı yerle bir ederek, hak ettiği yer olan tarihin çöplüğünden yollayacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Söylenecek her söz söylendi. Her tartışma yürüdü. Emek ve Özgürlük İttifakı kendinden emin ve kararlı adımlarla yoluna devam ediyor. 14 Mayıs'ta parlamentoda en geniş kesimi en fazla vekille temsil etmeye kararlıdır. Bize göre söz bitmiştir, artık eylem vakti” diye seslendi.

Kayaoğlu, “Tüm işçilere, emekçilere, ezilen uluslara, inançlara, kadınlara, gençlere, geleceklerini kazanmaya açan yeni bir süreç olacağına inanıyoruz. Birlikte kazanacağımıza, halklarımızla birlikte kazanacağımıza inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

TÖP: DEMOKRATİK TÜRKİYE İÇİN KOLLARI SIVADIK

TÖP Sözcüler Kurulu üyesi Perihan Koca, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tarihsel bir sorumluluklar yola çıktığını söyleyerek, “Demokratik bir Türkiye'nin kuruluşu için meydan okuyarak kolları sıvamıştık. Halkın sözcülüğüne soyunarak ortak bir mücadelenin inşasında bu yolu kararlılıkla yürüdük. Bugün geldiğimizi aşamada güçlü bir seçim kampanyasının koşullarını, çalışmalarını yeni bir aşamaya taşımış bulunmaktayız. Bu yeni aşama 24 Eylül’de yayınladığımız halkçı programda ve bugünkü seçim bildirgesinde halkçı çözümün ifadesi olarak algılanmalıdır. Bu anlamıyla Emek ve Özgürlük İttifakı yan yana geldiği ilk günden itibaren ifade ettiği gibi hakların yegane çözüm alternatifi olarak kendini ortaya koymuştur. Bugün karşı karşıya olduğumuz siyasal ve toplumsal enkaz, emekçi sınıflara vaat edilen derin yoksulluk cehennemi, halklar ve özgürlük sorunu öyle yumuşak geçiş programı ve restorasyoncu çözümlerle bertaraf edilecek aşamayı geçmiştir” dedi.

‘14 MAYIS’TA BİRLİKTE KAZANACAĞIZ’

Koca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Söylemsel, palyatif tadilat söylemleri ile geçiştirilecek aşamayı geçmiş bulunuyoruz. Yan yana gelişimizin esas meselesi sadece saray rejimini tarihin çöplüğüne göndermek değildir. Bu kapitalist sömürü düzeni, despotik saltanat makamlarını, suç sömürü ve savaş düzenini gasp düzenin tümüyle karşısına alan bir çözüm programı ve halkçı yürüyüş ile geliyoruz. Halklar lehine olacak bir süreç ancak ve ancak radikal ve köklü değişimlerle olabilir o yüzden bizler işçilerin ve emekçilerin ittifakı olarak işçi ve emekçilerin çıkarlarını merkeze alan, halkların hakların güvence altına alacak halkçı bir program ile çözüm gücümüzü bugün bir kez daha ifade etmiş bulunuyoruz. Memleketi yeniden kuracak, demokratik cumhuriyeti inşa edecek, yeni bir yaşamı ve insan onuruna yaraşır yegane program buradadır. İlk günden itibaren ifade ettiğinizi gibi masa başı ittifak değiliz. Sokaklardan yaşam alanlarından mücadele alanlarından geliyoruz. Bu kavgayı en güçlü şekilde veriyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı işçilerin, kadınların, Kürtlerin, Alevilerin, ezilenlerin ittifakıdır, toplumun yegane çıkış alternatifidir. Sözümüzü en gür şekilde ilan etmiş olalım, halkın ittifakı ve ezilenlerin ittifakıyla faşizmi tarihin çöplüğüne göndereceğiz. Saray rejimini yıkacağız. 14 Mayıs’ta hep birlikte kazanacağız. Yolumuz açık olsun.”

HDP: EN GENİŞ MÜCADELE ORTAKLIĞI

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise şunları söyledi: “Ülke tarihinin en derin krizlerin yaşandığı dönemdeyiz. Bu dönemden çıkış için en geniş demokratik mücadele ortaklığını oluşturma gereği de hepimiz için acildir. Bu tespitlerle yola çıkmıştı Emek ve Özgürlük ittifakı. Ortak mücadele temelinde yeni bir başlangıcı sağlama, bu düzeni değiştirme ilkeleriyle bir araya gelmişti. Çalışmalar titizlikle yürütüldü. Ortak fikirlerle bir yol bulmaya çalıştık. Bu yolu da nihayet bulduk. Mücadele ortaklığı ile başlayan ittifakımız, mücadelenin önemli alanlarından biri olan seçimlerde bir birlikteliğe dönüştü. Cumhurbaşkanlığı seçimi için tutumumuzu sizlerle paylaşmıştık, şimdi parlamento seçimlerine yönelik ortak mutabakatımızı da sizlere sunduk. Zorlu bir dönemden geçtiğimizi hepimizi biliyoruz, ülke krizlerle baş başadır. Bu düzen toplumun en yoksul kesimlerinin üzerine çökmüştür. Adeta bir enkaz yığını ile karşı karşıya bırakılmıştı Türkiye halkları ve toplumu. Bizler bu enkazı kaldırmak, bu yıkımı ve çöküşü onarmak. Emekçilerin, ezilenlerin, sömürülenlerin dışlananların iradesiyle yeni bir inşayı başlatmak hedefindeyiz.

DEMOKRATİK CUMHURİYETİ İNŞA ETMEYE GELİYORUZ

Geçtiğimiz haftalarda çeşitli tartışmalar yaşandı. İttifaka yönelik eleştiriler yapıldı, kaygılar dile getirildi. Kaygıları gidermek için titiz bir çalışma yürüttük. Şimdi yolumuza bu çalışmanın ürünü olan mutabakatla yeni bir aşamaya geçerek devam ediyoruz. Ebette eleştiriler olacaktır, bunlardan ders çıkarmak bizim görevimizdir. Kaygılar varsa bunları giderme sorumluluğu hepinizin omuzlarındadır. Bir ortak irade ortaya çıktığına inanıyoruz. Şimdi bu dönemi geride bırakma ve önümüze bakma zamanıdır. Hedefimiz bu iktidarı göndermek ve bu düzeni değiştirmektir dedik. İktidarı göndermek yetmez ama düzen değişikliği için şarttır. Düzeni değiştirme kastettiğimiz şey, savaşa, talana, yalana dayalı bu rejimin artık tarihin çöp sepetine gönderilmesidir. Bizler üçüncü yol siyasetiyle yeni yüzyılda demokratik cumhuriyeti inşa etmek için geliyoruz.

SAVAŞI VE TALANI SONLANDIRMA ZAMANI

Her alanda yaşanan bu krize halk için, halkçı yöntem ve programlarla çözüm üretmek için geliyoruz. Bizler bu karanlığı dağıtmak için geliyoruz. Bu konuda irademiz sağlam, kararlılığımız tamdır. Bütün bu geride bıraktığımız çalışma döneminden sonra şimdi mücadeleyi yükseltme, çalışmaları yoğunlaştırma ve kazanımları en üst noktaya taşıma zamanıdır. Dönüşümün merkezi gücü olacak bir temsiliyeti parlamentoya taşımak temel hedefimizdir. Parlamentoyu bu temsiliyetle dönüşüm merkezi haline getirmek gibi tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Türkiye’de demokratik dönüşümün de savaş, yalan, talan politikalarını sonlandırmanın da barışı ve adaleti kurmanın da ancak bizlerle mümkün olduğunu söylemeliyiz. Bizler demokrasinin adaletin emekten yana bir düzenin ve büyük barışın inşası iddiasındayız. Hem de temel güvencesi olduğuna inanıyoruz. Halklarımızı bu hedefler doğrultusunda aynı inançla kenetlenmeye çağırıyoruz. Birlikte başarağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Sahadaki çalışmalar yoğunlaştıkça daha önce dile getirilen kaygıların da yersiz olduğunu hep birlikte ortaya koyacağız. Yolumuz açık olsun, değiştirmeye geliyoruz, hep birlikte kazanmaya geliyoruz.”