Rûdaw’ın ekonomi bültenine katılan akademisyen ve ekonomi uzmanı Muhammed Hüseyin, Kürdistan Bölgesi’nin doğalgaz sektörünün önündeki engellere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ABD Enerji Bakanlığın tarafından yapılan bir araştırmalara göre, 2035’te Kürdistan Bölgesi’nde doğalgaz üretimi yıllık 40 milyar metreküpe ulaşması öngörülüyor.
Muhammed Hüseyin, “Bu öngörü gerçekleştirilebilir, yani imkânsız bir şey değil. Ancak kolay bir hedefte değil. Söz konusu adım ciddi yatırımlar gerektiriyor. Çok iyi bir doğalgaz sanayi altyapısına da ihtiyacı var. Aynı zamanda çok iyi bir piyasa analizi de gerektiren bir adım” dedi.
Hüseyin, “Şartlar sağlanırsda eğer ABD Enerji Bakanlığının raporuna göre 2040 yılına kadar Kürdistan Bölgesi’nin yıllık 5 milyar metreküp olan doğalgazı üretimi 40 milyar metreküpe çıkacak. Tabi ki bu konuda başka tahminlerde söz konusu. Bazı araştırmalara göre, Kürdistan Bölgesi’nin doğalgaz üretimi yıllık 45 ile 50 milyar metreküpe kadar çıkması tahmin ediliyor. Kürdistan Bölgesi’nin doğalgaz rezervi ABD Enerji Bakanlığının tahmin ettiği üretim kapasitesinin çok üstüne çıkacak kapasiteye sahip” diye konuştu.
Kürdistan Bölgesi’nin doğalgaz sektöründe İran’ın ciddi bir rakibi olacağını ifade eden ekonomi uzmanı Hüseyin, “Hâlihazırda Kürdistan petrol sektöründe İran ve Irak ile güçlü bir rekabet içerisinde. Ancak serbest bir piyasa var Erbil yönetimi doğalgazını Türkiye’ye satabilir. Eğer Kürdistan Bölgesi Türkiye için daha ucuz bir kaynak olursa Türkiye Kürdistan’dan alır” dedi.
Kürdistan Bölgesi’nde ciddi bir doğalgaz arama faaliyeti yürütüldüğüne işaret eden Hüseyin, ihracat için boru hatlarının altyapısındaki yetersizlik bu sektörün önündeki engeller olduğuna dikkat çekti.
Rus merkezli petrol şirketi Rosneft şirketi 2016 yılında, Kürdistan Bölgesi’nin doğalgaz boru hattının altyapısını uygulayacağına karar vermişti ancak yaşanan bir takım sorunlardan dolayı bu adım gerçekleştirilemedi.
Rosneft’in geri adım atmasının Kürdistan’da yaşanan siyasi ve güvenlik sorunlarından kaynaklandığını belirten Hüseyin, “Bu konu 2016 ile 2019 yılları arasında Kürdistan Bölgesi ve Irak’ta yaşanan siyasi, ekonomik ve mali sıkıntılarla ilişkilidir” diye konuştu.
