Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, beraberindeki heyetle birlikte Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu Saadet Partisi Genel Merkez Binası'nda ziyaret etti.

İki lider görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

İlk olarak açıklama yapan Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, Ali Babacan ve beraberindeki heyete ziyaret dolayısıyla teşekkürlerini iletti.

Ziyaretin hem bir iade-i ziyaret hem de hayırlı olsun ziyareti olduğunu kaydeden Karamollaoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntıları birlikte değerlendirdik. Ümit ediyorum ki bundan sonraki günlerde bu değerlendirmeler, bu buluşmalar devam edecek. Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntıları bildiğimiz için hepimizin bu sıkıntılardan kurtulmak için fikirleri, düşünceleri, politikaları var. Siyasi partilerin de bu konuda fikir alışverişinde bulunmaları çok doğal. İnşallah bu çalışmalarımız önümdeki dönemde de devam edecek."

Babacan: Siyasal şiddet tekrart günlük literatüre girdi

Karamollaoğlu'ndan sonra söz alan Ali Babacan ise Saadet Partisi'ne 'hayırlı olsun' ziyareti gerçekleştirdiklerini belirterek şu sözleri kaydetti:

"Saadet Partisi gerçekten ülkemizde siyasette çok önemli bir yeri olan ve önemli ilkeleri olan bir siyasi parti. DEVA Partisi olarak Saadet Partisi ile yakın bir temas içerisinde olmamız ve ülkemizin pek çok meselesini beraberce istişare etmemiz önümüzdeki dönemde son derece büyük önem taşıyacak. Türkiye'de problemler her alanda büyüyor. İçeride bugünkü yönetimin artık ülkenin problemlerine çözüm üretemediği bir tabloyu görüyoruz. Siyasal şiddetin tekrar günlük literatüre girdiği bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye'nin uluslararası itibarı önemli ölçüde zedelenmiş durumda ve içeride uzunca bir süredir devam eden, çözülemeyen ekonomik krizin tam ortasındayız. Ülkemizde yoksulluk hızla artıyor, ülkemizde işsizlik çok ciddi bir sorun olarak karşımızda. Aynı zamanda Türkiye'nin ciddi bir yönetim sistemi sorunu var, daha da ötesinde yönetim zihniyeti sorunu var."

Koronavirüs aşısı

Bir gazetecinin “Koronavirüs aşısında bugün ikinci parti geldi. Gelen dozlar sizce yeterli mi? Aşıların yapılmasıyla ilgili izlenen yol ve prosedürü nasıl değerlendiriyorsunuz? Erdoğan'ın 'Kapanan iş yerleri ve işletmeler yok, her şey ortada. Birileri bundan nemalanmak istiyor' açıklamasıyla ilgili değerlendirmeleriniz nedir?” şeklindeki sorusuna yanıt veren Karamollaoğlu, “Aşıyla ilgili endişeler biraz fazlaydı. Gelmesi ümit verici arkası da gelir diye umut ediyor” şeklinde yanıt verdi.

Ahmet Türk'ten kayyımın iddialarına yanıt Ahmet Türk'ten kayyımın iddialarına yanıt

Karamollaoğlu, “Ekonomiye gelince bu iktidarın herhalde en başarılı tarafı olanı görmemek. Görmeyince bir problem yok diye hissiyata kapılıp rahat ediyorlar. Onların rahatlığı vatandaşın rahatlığı anlamına gelmiyor. 'Kapalı iş yeri yok' demek yani karar alıp da lokantalar, kafeler çalışmayacak, insanlar bir araya gelemeyecek dedikten sonra 'Kapalı iş yeri yok' demenin mantığını da ben anlamakta zorlanıyorum. Madem esnaf için bunu söylüyorlar bunu esnafa sormak icap eder. Tabi hükumetin olanı görmemesi en ciddi problem olarak karşımıza çıkıyor” ifadelerini kullandı.

Babacan da aynı soruya, “Aşı konusunda başlamış olması sevindirici. Öte yandan gelen doz sayısı ülkemizin nüfusuyla mukayese edildiğinde gerçekten çok düşük. Bilim insanlarının söylediği rakamlar bir ülkenin yüzde 60'ının aşılandığı takdirde koruma sağlayacağını söylüyor. Ve iki doz yapılmalı bu da 6 ay koruma sağlar diyorlar. Türkiye'nin ihtiyacı olan doz sayısı 2021 için 200 milyon doz. Bu dozun altında kalınırsa bu toplumumuzun virüse karşı yeterince korunamadığını gösterecek. Hükümet de bir an önce bu miktarı tedarik etmek için daha çok çaba vermeli” sözleriyle yanıt verdi. .

Babacan, “Türkiye'de kapanan iş yeri yok biliyorsunuz bu Sayın Erdoğan'ın Türkiye'nin gerçeklerinden artık iyice uzaklaşmış olduğunu ilk ifadesi değil. Daha önce de 'Eve ekmek götüremiyorum' diyen bir vatandaşımıza 'abartma' ifadesini kullanmıştı. Şimdi de 'Kapanan iş yeri yok' diyor. Şu anda esnafımız yakın tarihin en zor dönemini yaşıyor. Yüksek borçlar var, kira ödemekte zorlanıyorlar, fatura yükleri devam ediyor. Türkiye pandemiye zaten krizin içinde bir ülke olarak girdiği için destek sağlayamadı” diye konuştu.

“Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Bağdat ve Erbil ziyaretlerinden sonra yaptığı açıklamada Irak Kürdistan Bölgesi ile yakın zamanda PKK’ya yönelik bir operasyon başlatılacağı yönünde sinyal vermişti. Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konu hakkında konuştu. Sizin muhalefet olarak Ankara ve Erbil hükumetleri arasında bu bağlamda bir ortaklığa yaklaşımınız nedir?” sorusuna Karamollaoğlu, şu yanıtı verdi:

“Aslında bu biraz da beklenen bir gelişme gibi geliyor bana. Amerika Birleşik Devletleri Ortadoğu’daki politikasını yeniden şekillendirme yoluna gidecek. Yeni hükumet ABD’de nasıl bir politika izler bilmiyorum ama PKK ve PYD’yi orada birlikte mütalaa etme, o bölgede kendi hakimiyetlerini sağlayabilmek için yeni bir oluşuma gidiyorlar şeklinde bir izlenim var. Yani bu belki Irak üzerinden Suriye’ye, PYD bölgesine kayacak. Orada PYD’nin daha güçlü olması ama Suriye’den de kopmadan bir yapıya bürünmesi düşünülüyor gibi. Bu belki Türkiye’deki terör hadiselerinin azalmasına biraz daha katkı sağlayabilir. Böyle bir şey olursa bunu müspet karşılarız. Ama PYD’nin Ortadoğu’da giderek, Suriye’nin içinde daha da etkili müstakil bir güç haline gelebilmesi de dikkatle izlenmesi icap eden bir konudur diye düşünüyorum.”

Ali Babacan da aynı soruya cevaben Türkiye'nin önceliğinin tüm komşularıyla olan ilişkini onarmak olması gerektiğini vurguladı.

Babacan, “Türkiye tabiki Erbil’le de, Bağdat’la da görüşmek zorunda ve ortak ilkeler ve hedefler çerçevesinde işbirliği yapmak zorunda. Aksi halde bir ülkenin tek başına terör gibi bölgesel hatta uluslararası nitelik taşıyan bir sorunu çözmesi mümkün değil. Kendi sınırlarınız içerisindeki teröristlerin peşinden koşup askeri operasyonlar terör sorununu bitirmek mümkün değil. Çok daha kapsamlı bir yaklaşım şart. Biz ülke olarak terörün her türlüsüne karşıyız, biz şiddete karşıyız. Daha önce de ifade ettim, PKK ana kronik bir yapıdır. Bugünün coğrafyasında artık hiçbir ülkenin bu terör örgütüne ve terörist faaliyetlerine destek vermemesi gerekir, topyekün teröre kırmızı çizgi çekmesi gerekir. Bu konuda yapılacak bütün çalışmalar da değerlidir. Ama bu konuyu ilkeli götürmek gerekir. Türkiye’ye yakışan da ilkeli olmasıdır. Bugün terörle mücadelede başarılı olunacaksa bu kalıcı başarı olmalı, konjöktürel değil. Bunun da yöntemi daha çok uluslararası ve bölgesel işbirliği, daha çok siyasi diyalog ve diplomasidir. Sadece silahla terörle mücadele edeyim dediğinizde terörü zaten bitiremezsiniz” ifadelerini kullandı.

İttifak tartışmaları

Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, HDP'nin ilçe teşkilatında Öcalan'ın fotoğraflarının olmasını garipsediğini belirterek, “Hükümetin yaklaşımıyla nasıl bağdaştırılacak merak ediyorum. Biraz esef verici bu görüntüler” dedi.

Karamollaoğlu "Saadet Partisi Cumhur İttifakı'nda yer alacak mı?" sorusu üzerine bu konunun her yerde konuşulduğuna değindi.

"Ben ısrarla tekrar tekrar söylüyorum seçim sathı mailine girilmeden ittifak konuları gündemde olmaz" diyen Karamollaoğlu, şunları söyledi:

"Siyasi partilerin birbirleriyle daha yumuşak irtibat sağlamaları, dirsek temasında bulunmaları, fikir alışverişi yapmaları tabiidir. Bundan dolayı da ben gerek muhalefet gerekse iktidarın bu konuda müspet adım atmalarını yani söz düellosundan çok bir araya gelip ülke problemlerini de birlikte mütalaa etmelerinin daha olumlu, daha faydalı olacağına inanıyorum."

DEVA Partisi lideri Babacan da, “Türkiye'deki siyasi yapılar üzerinde herhangi bir örgütün gölgesi olmaması gerekir. Osman Öcalan'ı devlet kanalına çıkaran bu yönetimin kendisiydi” değerlendirmesinde bulundu.