Lozan Antlaşması ve Kürt Sorunu: Abdullah Öcalan’ın Demokratik Çözüm Önerisi
Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan şehrinde imzalanarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun temelini atmış, aynı zamanda Kürt halkının tarihsel kardeşliğini kaybetmesine yol açan bir dönüm noktası olmuştur. Bu antlaşma ile sadece Osmanlı Devleti’nin sona ermesi değil, aynı zamanda Kürt halkının hakları da büyük ölçüde ihmal edilmiştir. Abdullah Öcalan, Lozan Antlaşması'nın 102. yılına yaklaşırken, bu anlaşmanın Kürt halkına yönelik soykırım sürecinin başladığı ve Kürtler ile Türkler arasındaki tarihsel uzlaşının temellerinin yok olduğu görüşünü ifade etmektedir.
Lozan’ın Kürtler Açısından Eksiklikleri ve Komplolar
Abdullah Öcalan, savunmalarından derlenen Demokratik Uygarlık Manifestosu kitabının 5. cildinde Lozan Antlaşması’nın, Kürtlerin haklarının tanınmaması nedeniyle eksik olduğunu belirtmiştir. Özellikle, 1925’teki Şêx Seîd direnişinin kanlı bir şekilde bastırılması, Kürtlerin sistemden tasfiye edilmesinin ilk örneğidir. Lozan’ın bu eksikliklerinin yalnızca Kürtlerin haklarının ihmal edilmesiyle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda Kürtler ile Türkler arasındaki tarihsel kardeşliğin yok edilmesine de yol açtığını vurgulamıştır.
İngiltere’nin Rolü ve Musul-Kerkük Meselesi
Lozan Antlaşması’nda Kürtlerin hakları göz ardı edilirken, İngiltere'nin de bölgedeki çıkarlarını koruma amacında olduğu açıkça görülmektedir. Abdullah Öcalan, M. Kemal Atatürk’ün Musul ve Kerkük bölgeleri ile ilgili kararını verirken İngiltere’nin çıkarlarını göz önünde bulundurduğunu ifade etmektedir. Bu kararın, Cumhuriyet’in kurulabilmesi için Musul-Kerkük’ü İngiltere’ye bırakmayı gerektirdiğini belirterek, Kürt halkının da bu süreçten büyük bir zarar gördüğünü dile getirmiştir.
Kürt Ulusal Kimliğinin Soykırım Süreci ve Sömürgecilik
Öcalan, 1925 yılından itibaren Kürt halkının ulusal kimliğinin soykırım sürecine girdiğini savunmaktadır. Sömürgecilik ve soykırım politikalarının, Kürtlerin varlığını silme amacı güttüğünü ve bu sürecin hala devam ettiğini belirtmektedir. 1925 sonrasındaki dönemde Kürt halkının dört parçaya bölünmesi ve her bir parçada ayrı ayrı baskılarla karşılaşması, Kürtlerin tarihsel ve kültürel kimliğini kaybetmesine yol açmıştır.
Lozan’ın Güncellenmesi ve Demokratik Cumhuriyet Önerisi
Abdullah Öcalan, Lozan Antlaşması’nın Kürtler açısından eksik olduğunu ve bu eksikliklerin demokratik çözüm yöntemleriyle tamamlanması gerektiğini savunmaktadır. 2009 yılında yaptığı bir görüşmede, Lozan’ın güncellenmesi ve Kürtlerin haklarının anayasal güvence altına alınması gerektiğini dile getirmiştir. Bu önerisi, yalnızca Kürtlerin değil, aynı zamanda bölgedeki diğer halkların da haklarının güvence altına alınmasını amaçlamaktadır.
Demokratik Konfederalizm ve Ortadoğu’da Barış
Öcalan, Lozan’ın güncellenmesinin ve demokratik bir çözümün sağlanmasının, Ortadoğu'daki ulus-devletler yerine demokratik konfederalizme dayalı bir sistemin kurulmasıyla mümkün olacağına inanmaktadır. Türkiye, İran, Irak ve Suriye’deki Kürtler, kendi sınırları içinde demokratik çözüm yolları ararken, aynı zamanda bu dört devlet arasında bir birlik ve işbirliği kurma yönünde de adımlar atılmalıdır.
Toplumsal Lozan ve Demokratik Toplum Kongresi
Abdullah Öcalan, “Toplumsal Lozan” kavramını, Cumhuriyet’in kurulum ilkelerinin halkların tüm kesimleri için yeniden şekillendirilmesi gerektiğini belirterek önerdi. Toplumsal Lozan, yalnızca Kürtler için değil, tüm halklar için demokratikleşme ve eşitlik talebidir. Öcalan, Kürtlerin bu sürece öncülük etmesi gerektiğini ve Toplumsal Lozan’a hazırlanmanın, demokrasi için önemli bir adım olduğunu vurgulamaktadır.
Kürtlerin Tarihi Borcu: Lozan’ı Yeniden İnşa Etmek
Abdullah Öcalan, Kürtlerin tarihsel olarak Cumhuriyet’in kuruluşunda önemli bir rol oynadıklarını ancak Lozan’da kendilerine ait bir hak tanınmadığını belirterek, Lozan’ın yeniden inşa edilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Bu süreç, Kürtlerin haklarının anayasal ve yasal güvence altına alınmasıyla mümkün olacaktır.
Lozan’ın Güncellenmesi ve Yeni Bir Demokratik Gelecek
Abdullah Öcalan, Lozan Antlaşması’nın güncellenmesi gerektiğini ve bu sürecin yalnızca Kürtler için değil, Türkler için de bir kazanç olacağını savunmaktadır. Güncellenmiş bir Lozan, demokratik ulus, demokratik cumhuriyet ve demokratik vatan anlayışını inşa etmek için kritik bir adım olacaktır. Bu anlamda, Kürtlerin kendi haklarını savunmak ve demokratik çözüm yolları geliştirmek için yeniden bir araya gelmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
MA / Özgür Paksoy