Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dil, Kültür, Sanat, Spor ve Eğitim Politikaları Komisyonu’ndan sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Salim Kaplan, yeni eğitim-öğretim yılına ilişkin partinin İstanbul İl Örgütü’nde açıklaması yaptı. 6 Eylül’de eğitim-öğretim sürecinin başlayacağını hatırlatan Kaplan, nitelikli bir eğitim yılının olması temennisinde bulundu.

Türkiye’deki eğitimin AKP-MHP iktidarının bir izdüşümü olduğunu anlatan Kaplan, “Cumhuriyetin kuruluşundan bu güne tekçi ve milliyetçi kodlarla kendini inşa eden eğitim politikaları AKP-MHP döneminde sürmüş ve daha da eril bir tarza büründürülmüştür. Cumhuriyetin kuruluşundan beridir neredeyse bütün eğitim sistemi en başta Kürtler olmak üzere anadili Türkçe olmayan çocukların asimilasyonu ve kendilerine yabancılaştırma üzerine inşa edilmiştir. Dolayısıyla bu anlayışın yarattığı tüm tahribatların faturasını toplumun bütün kesimleri ödemiş ödemeye de devam etmektedir” dedi.

BEDELİ ÇOCUKLAR ÖDÜYOR

2 milyona yakın öğrenci okul öncesinde 2 milyona yakın öğrenci okul öncesinde


Bütün dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgınının bilançosunun her geçen ağırlaştığını belirten Kaplan, pandeminin başında itibaren iktidarın süreci maliyetsiz ve krizi fırsata çevirme yaklaşımında olduğunu söyledi. Pandemi sürecinin en ağır sonuçlarından birini eğitimden uzak kalan çocukların yaşadığına vurgu yapan Kaplan, “Bu çocuklarımız içerisinde de kuşkusuz sosyo-ekonomik düzeyi düşük, kırsal kesimde yaşayan anadili Türkçe olmayan ve kız çocuklarımız yaşadı. Bu süreçte aile içi şiddet daha da arttı. Kız çocuk evliliklerinin de bu süreçte arttığına tanıklık ettik. Bu süreçte en son kapanması ve ilk açılması gereken okullar iken ilk önce kapatılan ve en son açılan yine okullar oluyor” ifadelerini kullandı.

SERMAYE ÖNCELENDİ

Kaplan, pandemi süreçlerinde en son kapanması ve ilkin açılması gereken alanların başında okullar gelirken Türkiye’deki yönetim krizini derinden yaşayan iktidarın ilk kapattığı ve en son açılan alanlar olarak okulları ele aldığını vurguladı. İktidarın derdi toplum yerine sermaye olduğunu belirten Kaplan, “Tüm bu bilimsel verilere rağmen okullar ve üniversiteler kapanmış uzaktan eğitim yapıyoruz gibi bahanelerin arkasına saklanılmış ve maalesef ‘MIŞ’ gibi yapılmıştır. Ülkemizde EBA'ya erişemeyen çocuk sayısı 6 milyon olmuştur. Korkunç rakamın içerisinde bölgesel eşitsizlikler çok fazlasıyla derinleşmiştir. Yine EBA'ya giren çocukların yüzde 62'si telefon ekranlarından sistemi takip edebilmişlerdir. Öğrencilerimizin okullardan kopması ve eğitimden uzaklaşması yaşanmaktadır. Yaklaşık 4 milyon çocuğumuzun okullardan uzaklaştığı bir süreci yaşamaktayız. Yine ortalama başarı puanı düşmüş 2020 ortalama başarı puanı 286,4 iken 2021 yılında 268, 4 olmuştur. Benzer bir tablo üniversite başarı durumunda da görülmektedir. Dolayısıyla tüm bunlar okulların ve üniversitelerin kapalı kaldığı 1 buçuk yılın iktidarın pandemı sürecindeki kötü karnesinin en düşük notlarını oluşturmaktadır” diye konuştu.

YAPILMASI GEREKENLER

Temmuz ayı istatistiklerine göre öğretmenlerin aşılama oranlarının da yüzde 85 olarak açıklandığını ifade eden Kaplan, bu süreçte yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

“* Hem öğretmenlerimizin hem de velilerimizin aşılamadaki motivasyonlarının arttırılması ve aşıya dair kaygıların giderilmesi gerekmektedir.

* Sınıfların fiziksel alt yapısının havalandırmaların en iyi şekilde yapılmasın olanak verilecek tarzda dizayn edilmesi gerekmektedir.

* Okulların bahçesinde pandamı koşulları dikkate alınarak sahra sınıflar açılmalı öğrenci yoğunluğuna bağlı olarak gerekirse okullar 7 gün açık tutulmalı okula devreleri üçe çıkarılmalıdır.

* Çocukların öğretim ile ilgili kayıpların telafisi için müfredatın kritik olmayan bileşenlerden arındırılarak çekirdek müfredata ulaşılması hedeflenmelidir.

* Eğitime kayıt olması gereken ve uzaklaşan tüm çocukların tespitinin yapılması ve okula kazandırılmaları öncelikli çalışma olarak ele alınmalıdır.

* Okullara yeterli bütçelerin ayrılması sağlanmalı eğitim ve öğretim maliyet yükü ailelerin sırtından alınmalıdır.

* Ciddi bir sorun ve mağduriyet hafine gelmiş olan ataması yapılmamış on binlerce öğretmenin ataması derhal yapılmalıdır.

* Okullardaki Kürtçe seçmeli derslerin velilerin talebini engellemek amacıyla derhal Kürdoloji bölüm mezunu tüm öğretmenlerin atamaları yapılmalıdır.

* OHAL komisyonu lağvedilmeli bütün KHK mağduru emekçilerin en başta işe iadeleri olmak üzere bütün mağduriyetleri giderilmelidir.

* En başta Kürtçe olmak üzere çok dilli eğitimin önü açılmalı ve yavaş güvenceye kavuşturulmalıdır.

* Tekçi, mezhepçi, cinsiyetçi eğitim anlayışından derhal vazgeçilmeli bunun yerine çağdaş standartlar referans alınarak demokratik bilimsel cinsiyet özgürlükçü ve çok dilli eğitim sistemine geçilmelidir.”