HDP Hukuk Komisyonu Sözcüsü Ümit Dede, tüm insan hakları savunucularını, hukukçuları ve TBMM’yi 14 Şubat’ta Diyarbakır’da görülecek Mehmet Sincar davasına sahip çıkmaya çağırdı. Cihan Sincar da, “Bu işin kökü derinlere gidiyor. Kürdistan’da binlerce insanın sokaklarda kanı var” dedi.
Demokrasi Partisi (DEP) Mardin Milletvekili Mehmet Sincar, 1993 yılında Batman’da katledilmişti.
HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede ile Mehmet Sincar’ın eşi Cihan Sincar, Sincar’ın katledilmesine ilişkin görülen davalarla ilgili HDP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Mehmet Sincar’ın 1993 yılında Batman’da faili meçhul cinayet olarak adlandırılan bir cinayetle hayatını kaybettiği sırada TBMM üyesi olduğunu ve görevine devam ettiğini hatırlatan Dede, “Bu cinayetin aydınlatılmasına, planlayanların kimler olduğunun açığa çıkarılmasına ilişkin TBMM en ufak bir çaba içinde olmadı. Sincar ailesi ve avukatlar 28 yılı aşkın bir süredir cinayetin aydınlatılması için büyük çaba sarf ediyorlar” dedi.
“Susurluk'a rağmen sadece bir kişi sanık olarak tutuklandı”
Ümit Dede, ““29 yılda binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan sistematik cinayetlerin açığa çıkması için önemli gelişmeler yaşandı. Susurluk ağı ortaya çıktı. Mehmet Sincar Davasında sadece bir tetikçi yakalandı. Onun dışında da 5 ayrı cinayetin ve 2 yaralama olayının faili olarak yargılandı. Ancak 11 yıl sonra AİHM kararı gerekçesiyle serbest bırakıldı. Erdoğan’ın bugün ‘tanımıyoruz’ dediği AİHM kararı nedeniyle Hizbullahçı katil serbest bırakıldı. Tek sanık elbette o katil değil, emniyetten dönemin OHAL Bölge Valisine ve Adalet Bakanlığına kadar pek çok sorumlunun olduğunu biliyoruz” diye konuştu.
“Ancak yakalanan tek sanığın bile serbest bırakılması ve şu anda bütün taleplere rağmen tutuklanmaması devletin Kürtlerin yönelik işlenen cinayetlerde nasıl bir tavır aldığını gösteriyor” diyen dede, “Dava zamanaşımı riskiyle karşı karşıya. 14 Şubat’ta 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek davada, derinlikli etkin bir soruşturma ve kovuşturma yapılmış olsa katil ve işi planlayanların kimler olduğu açığa çıkarılabilirdi. Yargılama devam diyor ve hala bu şans ve imkan var. Dava 14 Şubat’ta Diyarbakır’da görülecek ve tüm insan hakları savunucularını, hukukçuları ve özellikle bir üyesi katledilen TBMM’yi bu davaya sahip çıkmaya çağırıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Cihan Sincar: Adalet Bakanından randevu isteyelim dedik, onu da bize çok gördüler
Mehmet Cincar’ın eşi Cihan Sincar da, “29 yıldır bizi basın hiç yalnız bırakmadı. Mehmet Sincar ailesi olarak hepinize teşekkür ediyoruz, sesimiz oldunuz. 29 yıldır bu mücadeleyi ve adalet arayışını sürdürüyoruz. Mahkemede hiç adaleti görmedik. Hiç olmasa Adalet Bakanından randevu isteyelim dedik, onu da bize çok gördüler. Görüşmek istemediler. Çünkü ne diyecekler bize, yüzleri tutmuyor ki bizimle görüşsünler” dedi.
“Mehmet Sincar TBMM üyesi ve onurlu bir Kürt'tü” diyen Sincar, şöyle devam etti:
“Bu ülkede onurlu Kürdün yeri ya cezaevi ya yerin dibidir. 29 yıldır ailesi olarak, onu seven halkı ve partisi olarak ilk günkü gibi acımız tazedir ve yas içindeyiz. O dönem Cumhurbaşkanından Tansu Çiller’e kadar, bölge valisi Ünal Erkan’a kadar “katiller yakalandı” diye isimler verdiler, resimler yayınlandılar. Herhalde bu zamanaşımı zemini hazırlandı. Mehmet Sincar’ın katilinin tek kişi olduğuna inanmıyoruz, çünkü iki silahla vurulmuş Mehmet Sincar.”
Cihan Sincar, “Bu işin kökü derinlere gidiyor. Kürdistan’da binlerce insanın sokaklarda kanı var. Hepsi onurlu oldukları için onlara ceza verdiler. Onurlu yaşadıkları için gittiler. Biz de aileleri olarak onların hak ve hukuklarını sonuna kadar sahipleneceğiz. Bizi kabul etsinler ya da etmesinler ama biz devam edeceğiz. Halkımız var, çocuklarımız var. Zamanaşımı diyebilirler ama biz mücadeleyi, adalet arayışını ömrümüz yettiği kadar sürdüreceğiz. Ömrümüz yetmezse çocuklarımız, torunlarımız, halkımız var. Bazen tıkanıyoruz, binlerce insan cezaevinde, binlerce insan sürgünde ama herkes onurunun peşine düşmüş, biz onuru hiç kimseye vermeyeceğiz. Canımızı verebiliriz ama onurumuzu vermeyiz” diye konuştu.
Mehmet Sincar kimdir
1953 yılında Mardin’de doğan Mehmet Sincar, Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi'nden mezun oldu.
1991 seçimlerinde Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) Mardin Milletvekili olarak parlamentoya girdi. Halkın Emek Partisi (HEP) kurucuları arasında yer aldı, parti kapatılınca Demokrasi Partisi'ne (DEP) geçti.
4 Eylül 1993'te faili meçhul cinayetleri soruşturmak üzere gittiği Batman'da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü.
Cinayeti ilk olarak Türk İntikam Tugayı adlı bir oluşum üstlendi.
Ancak Susurluk Skandalı sonrası konuyla ilgili bir rapor hazırlayan Kutlu Savaş, Mesut Yılmaz'a ilettiği raporunda, 1994'te Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklu bulunan Muhsin Gül'ün verdiği ifadelerde "Batman'da milletvekili Sincar'ı, Alaattin Kanat, Mesut Mehmetoğlu, İsmail Yeşilmen ve Yeşil kod Ahmet Demir'in birlikte planlayıp öldürdüklerini, bu olaydan sonra Kanat'ın 'kendisinde garantili imzalı kağıt olduğunu' söylediğini" yazmıştı.
Rapor, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'a iletilmiş, bahsi geçen isimlerden olan JİTEM kurucularından Mahmut Yıldırım’a ise hiçbir zaman ulaşılmadı.
Cinayetten Hizbullah tutuklusu Cihan Yıldız ve firari sanık Ejder Arpa sorumlu tutuldu. Yıldız yapılan yargılamada müebbet hapis cezasına çarptırıldı, firari sanık Arpa ise yakalanamadı.
Diğer faillerin araştırılmadığı dosya, tutuklu tek sanık olan Cihan Yıldız üzerinden sürdürüldü, Mart 2019’da Yıldız’ın "adil yargılanma" talebi kabul edilerek, tahliyesi gerçekleşti.