Diş Tedavisinden Başlayan Süreçte Skandal İddialar
Sevim Gültekin’in iddiasına göre, Eylül 2024’te nakil hazırlıkları için Ankara Onkoloji Hastanesi’ne yatırılan oğlunun bir dişinin çürük olduğu gerekçesiyle Osmanlı Diş Hastanesi’ne yönlendirme yapıldı. Diş çekimi S. K. tarafından gerçekleştirildi. Ancak bir süre sonra şişlik gelişti ve Gazi Üniversitesi Diş Fakültesi’ne sevk edildiklerinde M. E. T. tarafından çekilen dişin parçasının içeride kaldığı ve bu nedenle enfeksiyon oluştuğu tespit edildi.
Kritik Ameliyat, Uyarılara Rağmen Gerçekleştirildi
Onkoloji Hastanesi’nde görevli B. U. U., çekilen tomografi sonrası bağırsak ile mesane arasında apse tespit edildiğini ve ameliyatın “son şans” olduğunu öne sürdü. Ancak diğer doktorlar ameliyatın riskli olduğunu ve ertelenmesi gerektiğini belirtti. Buna rağmen operasyon A. K. tarafından gerçekleştirildi. Ameliyat sonrası dirençli bakteri tespit edildi ve çok güçlü bir antibiyotik uygulandı.
Yan Etkiler Felakete Dönüştü: Gözde Kara Mantar, Kalıcı Hasar
Uygulanan antibiyotik sonrası oğlunun gözlerinde morarma, ağız ve burundan kanama görüldüğünü anlatan Gültekin, yoğun bakım sonrası ise hijyen malzemelerinin dikkatsiz kullanımı nedeniyle oğlunun bir gözünde “kara mantar” enfeksiyonu geliştiğini ve bu gözünü tamamen kaybettiğini belirtti. Kulaklarında ise kalıcı işitme kaybı oluştu. Bu dönemde sadece bir damla ilaç verildiğini, ancak müdahalede geç kalındığını savundu.
İdrar Sızıntısı Sonrası Riskli Müdahale
Ameliyattan sonra oğluna takılan idrar sondası 17 gün sonra çıkarıldı. Ardından dikişlerin arasından sızıntı başladığını belirten Gültekin, bu duruma rağmen uzun süre müdahale edilmediğini ifade etti. Sonunda “basit bir temizlik işlemi” olarak sunulan müdahale, narkoz altında 2 saat sürdü ve sonrasında çocuk entübe edilerek yoğun bakıma alındı.
Yaralar Temizlenirken Gerginlik Yaşandı
Yara temizliği için odaya gelen B. D. ile aralarında gerginlik yaşandığını belirten Gültekin, cerrahı ihmalle suçladığında tepkiyle karşılaştığını ve “bir daha çocuğunuza bakmayız” tehdidiyle karşılaştığını söyledi. Yanında bulunan asistan doktor C. C. de bu konuşmaya tanıklık etti.
Bağırsak Tıkanıklığı ve Geç Müdahale İddiası
Oğlunun bağırsakları iki kez tıkandı. İlk seferde mide boşaltılarak rahatlama sağlandı. Ancak ikinci seferde düşük kan değerleri gerekçesiyle müdahale yapılmadı. Gültekin, kan verilerek işlem yapılmasını talep etse de bu isteği karşılanmadı. Gece boyunca çocuğu acı içinde kaldı, oksijen cihazının bozuk olduğunu bildirmesine rağmen görevli personelin ilgisiz kaldığını iddia etti.
Nöbetçi Doktora Ağır Suçlama
Gültekin, nöbetçi doktor A. D.’nin oğlunu kontrol ettikten sonra odasına geçerek sigara ve kahve içmeye devam ettiğini, müdahaleye geç kalındığını, saatler sonra oğlunun kalbinin durduğunu belirtti. Tüm çabalara rağmen sabah saat 04.30’da vefat haberi verildi.
“Bu Bir Zincirleme İhmaller Katliamı”
Sevim Gültekin, oğlunun ölüm nedeninin doğrudan kanser değil, hastanede peş peşe yaşanan ihmal ve hatalar olduğunu öne sürdü. “Her biri göz göre göre yaşandı. Hiçbir uyarım dikkate alınmadı. Oğlumun ölümünden sorumlu olanların cezalandırılmasını istiyorum” dedi.
Delil ve Belgelerle Başvurdu
Sevim Gültekin, oğlunun yara ve dikişlerine ait fotoğraflar ile LÖSEV ile gerçekleştirdiği görüşmelerin yazıya dökülmüş ses kayıtlarını yetkili mercilere sunduğunu belirtti. “Bu bir iddia değil, gerçektir. Aksi ispatlanırsa cezasını ben çekmeye hazırım” ifadelerini kullandı.
Not: Bu haberde yer alan bilgiler Sevim Gültekin’in iddialarına dayanmaktadır. Ankara Onkoloji Hastanesi ile adı geçen doktorların açıklamaları geldiğinde haber güncellenecektir.
HABER : ŞAHAN ÇELİK NEJMAN ERTUŞ