Eğitim-Sen Hakkari Şubesi tarafından yapılan yazılı açıklamada, eğitim sisteminin uzun süredir ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğu ileri sürüldü.

Eğitim politikalarının eleştirildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Hakkari Semalarında Uçakların Çizdiği Daireler Vatandaşları Şaşırttı Hakkari Semalarında Uçakların Çizdiği Daireler Vatandaşları Şaşırttı

"Eğitimde yaşanan ve yapısal hale gelen sorunlar her ne kadar görmezden gelinmeye çalışılsa da eğitim sorunu, ekonomiden yaşanan gelişmelerin ardından halkın en önemli ve öncelikli gündemini oluşturmaktadır. Çocuklar eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamakta, çocuk yaşta evlenmenin önüne geçen adımlar atılmamaktadır. Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere kız çocukları ve kırsal kesimde yaşayan çocuklar açısından eğitime erişim konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bölgesel, cinsel, sınıfsal vb. eşitsizlikler, anadilinde eğitim gibi en temel sorunlar iktidarın çözmek bir yana daha da derinleştirdiği sorunlar olarak varlığını sürdürmektedir.


Eğitim sistemi toplumsal cinsiyet eşitliğinden oldukça uzakta ve giderek dinsel içerik kazanan egemen ideolojinin yoğun baskısı ve denetimi altındadır.

Eğitim sisteminde ve toplumsal yaşamda benimsenen tekçi anlayış, farklı inanç, kimlik ve mezhepleri yok saymayı, onları ve taleplerini görmezden gelmeyi ısrarla sürdürmektedir. Türkiye’nin kamusal, laik, bilimsel eğitim konusunda olduğu gibi, anadilinde eğitim konusundaki olumsuz sicilini ısrarla sürdürmesini de anlamak mümkün değildir.

Eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili farklı olan çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajlarını ortadan kaldıracak adımlar atılmamıştır.


Ülkemizde bulunan bütün meslek kanunları, kamu özel ayrımı yapmaksızın ilgili mesleğe ilişkin ayrıntılı düzenlemeler içerirken, Öğretmenlik Meslek Kanunu sadece kamuda çalışan öğretmenlere yönelik olarak ve dar bir çerçevede düzenlenmiştir Sosyal, demokratik, mesleki ve özlük haklarını güvenceye almayan bir düzenleme ile karşı karşıyayız. Eğitim emekçilerini kariyer basamakları üzerinden ayrıştırarak bölen ve ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesine aykırı bir içerikte hazırlanan ÖMK ve yönetmelik düzenlemesinin eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunları çözmek bir yana daha da karmaşık hale getirdiği açıktır.

Siyasi iktidar, yıllardır kamu istihdamında liyakat yerine, siyasal-ideolojik yakınlık, sadakat ve yandaşlık ilişkilerine göre istihdam uygulamalarını benimsemiş, ülke tarihinde en yoğun siyasal kadrolaşma geçtiğimiz 19 yıl içinde yaşanmıştır. İlk uygulandığı andan itibaren tartışılan ve çok sayıda mağduriyet yaşanmasına neden olan mülakat sınavı ile sözleşmeli öğretmen alımında yaşanan haksızlıklar ve adaletsizlikler artarak sürmektedir. Geçtiğimiz yıllarda sözleşmeli öğretmenlik mülakat sınavında sorulan sorular üzerinden ortaya atılan iddialar, mülakat uygulamasının siyasi kadrolaşma amacıyla nasıl kullanıldığını açıkça göstermiştir.


Eğitim sisteminde ve toplumsal yaşamda benimsenen tekçi anlayış, farklı inanç, kimlik ve mezhepleri yok saymayı, onları ve taleplerini görmezden gelmeyi ısrarla sürdürmektedir. Türkiye’nin kamusal, laik, bilimsel eğitim konusunda olduğu gibi, anadilinde eğitim konusundaki olumsuz sicilini ısrarla sürdürmesini de anlamak mümkün değildir. Bölgemizde anadilinde eğitim görme hakkından yoksun bırakılan yüz binlerce öğrencinin yaşıtlarına göre eşitsiz bir öğrenim hayatına mecbur kaldığı; psikolojik, sosyolojik, pedagojik olarak yaşamının olumsuz etkilendiği bilinmektedir. Eğitimin tüm kademelerinde anadilinde eğitim vermek yerine hafta da iki saat kendisine bir lütufmuş gibi seçmeli ders olarak verilmek istenmesi samimiyetten uzak olunduğunu göstermektedir.


Okulların fiziki altyapı ve donanım eksikliklerinin sürmesi, kalabalık sınıflar sorunu, ikili öğretim, taşımalı eğitim, çocuk ve gençlerin dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirilmesi, çocuklara yönelik taciz ve istismar vakalarının artması, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sürmesi, ataması yapılmayan öğretmenler sorunu, siyasal kadrolaşma, liyakatsizlik ve yukarıda saydığımız çok sayıda sorun, eğitim sisteminin belli başlı sorunları olarak ortada durmaktadır.

İlimiz özelinde baktığımız zaman herhangi bir alternatif yaratılmadan yeni bina yapılmak için yıkılan okullar, ikili eğitim, kimi okullarda kalabalık sınıf mevcutları, taşımalı eğitim (servislerde yeteri kadar denetimin olmaması öğrenci ve taşıma personeli arasında yaşanan diyalog sıkıntıları), köy okullarında ulaşım ( maliyetlerin artmasından dolayı öğretmenler üzerinde ciddi bir ücret yüküne sebep olmuştur.) , lojman ve ısınma sorunları veli, öğrenci ve öğretmen üzerinde ciddi sıkıntıların oluşmasına sebep olmaktadır. Bu sorunların çözülememesi ilimizde eğitimin kalitesinin yükselmesinin önünde ciddi engel teşkil etmektedir.

Eğitim Sen olarak 2022-2023 eğitim-öğretim yılı başında şunu bir kez daha söylüyoruz. Demokratik, bilimsel, laik, kamusal, parasız, nitelikli ve anadilinde eğitim mücadelemize her şartta ve her koşulda devam edeceğiz."