Şırnak, Hakkari ve Van sınırları arasında yer alan Faraşin Yaylası, “göçerlerin yurdu” olarak tanınıyor.
Yılın bu mevsiminde çevre kentlerden Feraşin Yaylası’na gelen göçerlerin bir kısmı evine dönerken, bir kısmı dönüş yolunda. Ancak halen yaylada kalanlar da var. Olanlar ise Beytüşşebap yerlileri.
Rûdaw’a konuşan Selim Abi, “Babamız dedelerimiz Feraşin Yaylalarının Gevdan aşiretine ait olduğunu anlattı. Feraşin Yaylası Beytüşşebap ilçesindeki Sırta Komptike köprüsünden başıyor Şabaniye, oradan Kirkor ve Meydan Zengile’ye uzanıyor. Sınırları Hakkari’ye uzanıyor, orada Çiyareşk’ten Gola Çalyane, Newala Xoreserta, Texçe, Simqate, Mila Mehetê ve Tivor’dan tekrar Beytüşşebap köprüsüne dönüyor” dedi.
Halis Akdoğan ise, “Feraşin çok güzel bir yer. Herkes Feraşin’e gelip bahardan sonbahara kadar kalıyor. Sonbaharda herkes ovaya geri dönüyor” şeklinde konuştu.
Yasaklar zamanında işsiz güçsüz kaldıklarını belirten Arafat Abi de, “Yasak olduğu dönemlerde biz ilçede kalıyorduk. Yaylaya gelmiyor, besicilik yapmıyorduk. Feraşin Yaylası tampon bölgeydi. Gelemediğimiz için geçimimizi de zor şartlarda sağlıyorduk” dedi.
Feraşin’de sonbaharın son demleri yaşanıyor. Çobanlar yıllık ücretlerinin hesapları içerisinde sürüleri Berivanların sağması için obaya indiriyor. Berivanlar ise şarkılar eşliğinde koyın ve keçileri sağıyor.
Çoban İsa Yıldırım, “Yaylalarımız çok güzel, üzerimizde herhangi bir baskı ve sıkıntı yok. Biz bizeyiz” dedi.
Berivanlardan Sebilye Abi, “Erkekler de ot biçiyor, çalışıyır, saman yapıyor. Onlar da yoruluyor, emek veriyor. Yaşamımız bu şekilde” diye belirtti.
Narinc Abi de, “Biz de ev işlerini yapıyoruz, sonra gelip berivanlık yapıyoruz, süt sağıp geri dönüyoruz” ifadelerini kullandı.
Feraşin Yaylaları 1990’lı yıllarda güvenlik gerekçesi ile göçerlere yasaklanmıştı. Fakat 2000’li yıllarla birlikte yasak kaldırıldı ve o dönemden beri göçerler rahat bir şekilde yaylalara çıkıyor.
Yaklaşık iki hafta sonra son göçerlerin de dönüşü ile Feraşin Yaylaları bahara kadar bomboş kalacak.