Peki gazeteciler yeteri kadar örgütlenebiliyor mu? Mesleki dernekler gazetecilerin sorunlarında nasıl bir rol oynuyor? Gazetecilerin ve mesleki örgütlerin beklentileri neler?

Bu soruları Doğu Anadolu Bölgesi’nde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve bu bölgede çalışan gazetecilerle konuştuk.

Iğdır’dan Murat Akkuş, Muş’tan Emrullah Özbey ve Azat Özkahraman, Ağrı’dan Hüseyin Arslan, Van’dan Fatih Sevinç ve Hakkâri’den Mimar Kaya yerel medyada sivil topluma dair görüşlerini NewsLabTurkey ile paylaştı.

Akkuş: “Gazeteciler bir araya gelmeli ve sorunlarını dile getirmeliler”
Iğdır’da yaklaşık 30 yıldır gazetecilik yapan ve farklı birçok gazete ile yayın organında çalışan Iğdır Doğuş Gazetesi İmtiyaz Sahibi Murat Akkuş, Medya Konseyi ve Ortadoğu Gazeteciler Cemiyeti’nin de İl Temsilciliği görevini yürütüyor. Meslek örgütlerinin mesleklerin sorunlarını gidermek için çaba sarf etmesi gerektiğini söyleyen Akkuş, kentin gazetecilik profiline dair bilgi verdikten sonra sınır bölgesinde gazetecilerin diyaloğunun zayıf olduğundan yakınıyor:

Murat Akkuş: "Herkesin gazeteci olmasının önünde bir engel olması lazım."TWEET'LE
“Gazetecilik meslek örgütleri arasında ciddi bir dayanışma eksikliği var. Kopukluk ve bir araya gelme sorunu var. Iğdır’da 2 dernek var. Ulusaldakiler bir yereldekiler bir dernek kurmuş. Genelde aynı görüşlere sahip insanlar. Bütün gazeteciler bir araya gelmeli ve sorunlarını gündeme getirmeliler. 8 gazetenin bulunduğu kentte birleşme oldu şu an 4 gazete var. Bunlar dışında internet üzerinden yayın yapan 2 gazete var. Resmi ilanlar da azaldı zaten. Yerel basın bitiriliyor. Sınır ilinde gazetecilik yapıyoruz. Ermenistan’la bir normalleşme süreci gündemde; şu an oradaki gazetecilerle bir diyalog yok. Nahçıvan’daki gazetecilerle iletişimimiz var. İran’la da sınır kapalı. Gazeteciler olarak bu kapıların da açık olmasını istiyoruz ve gazetecilerin rolü de burada çok önemli. Ermenistan, Azerbaycan ve İran’daki gazetecilerle diyaloğa geçmek isteriz. Haber, fotoğraf ve bilgi akışının olmasını istiyoruz. Bu da mesleki dayanışmayı güçlendirecektir.”

Sosyal medyadaki bilgi kirliliğine dikkat çeken Akkuş okurların kimi zaman bir haberi doğrulamak için kendilerine ulaştığını belirtiyor. Sosyal medya üzerinden yapılan haberciliğin eğitim, tecrübe, güvenilirlik, ulaşılabilirlik gibi konularda eksik kalması nedeniyle meslek örgütlerinin bir çalışma yürütmesi gerektiğini savunan Akkuş, “Herkesin gazeteci olmasının önünde bir engel olması lazım,” diyor. Akkuş ayrıca basın ve ifade özgürlüğünün öneminin de altını çizerek sözlerini tamamlıyor.

Özbey: “Mesleki eğitimler önemli”
2002’den beri gazetecilik yapan Muş Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Başkanı Emrullah Özbey, gazetecilerin meslek örgütlerine üyelik zorunluluklarının bulunmadığını hatırlatıyor:

“Muş merkezde 3 gazete çıkıyor. Bunlardan bir tanesi 8 gazetenin birleşerek 2 gazeteye düşmesi sonucunda çıkan, diğeri de haftalık olarak yayımlanan bir gazete. Malazgirt, Bulanık ve Varto ilçelerimizde 2 gazete bulunuyor. Hasköy ve Korkut ilçelerimizdeki gazeteler de imkânsızlıktan dolayı kapandılar. Gazetecilerin gazeteciler cemiyetleri ve derneklerine bir bağlılık veya üyelik zorunluluğu yok. Ancak isteyenler üye olabiliyor. Sosyal medyada yayın yapan, akıllı telefonu olan herkes gazeteci olabiliyor. Gazetecilik bu değildir. Gazetecilik eğitimi almadan, kamuoyu çıkarını görmeyen, teyit etmeden her gördüğünü, duyduğunu yazan gazeteci değildir. Örneğin avukatlar stajını yapmak için baroya kaydoluyor ve ruhsatını alıyor ancak bu meslekte böyle bir uygulama yok herkes gazeteciyim diyebiliyor.”

Doğu Anadolu Bölgesi’nde okuma oranlarının düşük olduğu illerden biriyiz” diyen Özbey, dernek olarak gazetecilere yönelik mesleki eğitimlere önem verdiklerinin altını çiziyor. Okurun yalnızca bir şeyler ters gittiğinde gazetecilere ve gazeteye önem verdiğini belirten Özbey kentin sorunlarını daha iyi gündeme getirebilmeleri için iyi bir eğitim programının öneminden bahsediyor. Muş’ta ilk kez drone gazeteciliği eğitimini de kendilerinin düzenlediğini belirtiyor.

Arslan: “Basın kartları ile ilgili bir düzenleme şart”
Ağrı Taşlıçay Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Hüseyin Arslan, gazeteciler için de baro gibi bir mesleki kuruluşun gerekli olduğuna vurgu yapıyor. Gazetecilik meslek örgütlerine yönelik bir düzenleme olması gerektiğini dile getiren Arslan şunları kaydediyor:

“Gazetecilik derneklerinin STK olmaktan öte resmi bir prosedürü yok. Haliyle her il ve ilçede 3-4 tane gazetecilik derneği açılabiliyor. Resmi bir zeminde, baro gibi tek STK bulunması gerekiyor. Dernekleri kuran kişiler de bu yetkiyi farklı amaçlar için kullanabiliyor. Avrupa gibi olursa eğer, gazetecileri denetleme, basın kartı verme gibi bir yetki olursa meslek örgütleri tam olarak resmi bir statü kazanmış olur. Yani farklı dernekler olsun ama kargaşanın önüne geçmek için kimin gazeteci olup olmadığını belirlemek ve meslek çıkarlarını korumak için yetkili bir yer olması lazım. Ağrı merkezde yüzlerce dernek var, bunların onlarcası medya derneği. Bunların nasıl işlediği, toplum ve gazeteciler üzerindeki etkisi ne bilinmiyor. Özellikle yerelde gazetecilik derneklerine yönelik bir düzenleme olmasını talep ediyoruz.”

Hüseyin Arslan: "Yerelde, gazetecilik derneklerine yönelik bir düzenleme talep ediyoruz.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Türkiye’de Resmi Temaslar İçin Ankara'ya Geldi ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Türkiye’de Resmi Temaslar İçin Ankara'ya Geldi

Sevinç: “Gazeteci hak ihlaline uğradığında örgütlü çalışmanın önemini anlıyor”

Mesleğe 1998’de başlayan Vangölü Gazeteciler Cemiyeti (VGC) Başkanı Fatih Sevinç teknolojik dönüşümle birlikte illerinde gazeteci sayısında büyük bir artış yaşandığını aktarıyor: “Van merkezde 6 günlük gazete, ilçelerde 8 gazete ve ilçeler dahil olmak üzere ilde yaklaşık 300 gazeteci bulunmaktadır.” Van’ın kozmopolit yapısından ve ülkemizin en çok göç alan ve veren kenti olduğundan bahseden Sevinç gazetecilerin ekonomik darboğazda olduğundan dem vuruyor:

Bu kötü durumların son bulması ve eğitimin ön plana çıkması için ülke genelinde yarı özerk yapıda denetime açık örgütsel bir olgunun ortaya çıkması elzemdir. Genele sirayet eden bir çalışma ister istemez yerele de tesir edecektir. Bir başka önemli problem ise kurumların yayın hayatlarını sürdürme telaşıdır. Bu anlamda ciddi sıkıntılar yaşanmakta. Biz de reklam ve ilan konusunda büyük zorluklar yaşıyoruz. Ekonomik bir darboğaz içindeyiz. Bunun çözümü biz meslek örgütlerinin eliyle olmayacağı açıktır. Daha çok hükümetin rol alması gerekir. Ama bir şeylerin iyi olması için yani etkileşimde meslek örgütlerinin rolü de önemlidir. Bu bağlamda ilerleyen süreçte her şeyin iyi olacağına dair umutlarımız sürüyor.”

Özkahraman: “Mesleki örgütler gazetecilerin yanında daha çok yer almalı”
Çalıştığı yerel gazeteden ekonomik koşullar nedeniyle ayrılmak zorunda kalan ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde serbest gazeteci olarak mesleğini sürdüren Azat Özkahraman, meslek örgütlerinin gazetecilerin daha çok yanında olacak çalışmalar yapması gerektiğini söylüyor:

“Atatürk Üniversitesi gazetecilik bölümü mezunuyum. Okuldan mezun olduktan sonra 2 yıl Muş’ta yerel bir gazetede çalıştım ve şu anda mesleğime freelance olarak devam ediyorum. Bana göre yapılabilecek en zevkli mesleklerden biri gazetecilik ama gelin görün ki bu güzelliklerin yanında çok sıkıntılı olduğu tarafları da var. Gazetecilik yaptığınız yerde çok sıkıntılarla karşılaşabiliyorsunuz hem haber kaynakları açısından hem de yaptığınız haberin oluşturacağı etki açısından. Yaptığınız haberin kaynağına ulaşmakta çoğu zaman sıkıntı yaşayabiliyorsunuz, onca sıkıntıya zorluğa rağmen yaptığınız haber hukuki anlamda canınızı sıkabiliyor, öyle durumlarda yanınızda birilerini görmek istiyorsunuz. Gazetecilik sendikalarının ve cemiyetlerinin, gazetecilerin kendilerini güvende hissedebilmelerine yardımcı olacak, yanlarında birilerinin olduğunu hissettirecek çalışmalar yapması lazım diye düşünüyorum. Bu tarz sıkıntılar yerel gazetecilik söz konusu olduğunda kendisini daha fazla hissettiriyor. Küçük yerleşim birimlerinde herkes birbirini tanıdığı için yaptığınız bir haber sonrası çok çabuk eleştirilere hatta saldırılara maruz kalabiliyorsunuz, böyle durumlar oluştuğunda yanınızda hakkınızı savunacak birilerinin olması hayati önem taşıyor.”

Çok sayıda gazetecinin işsiz kaldığını ve mesleğini serbest gazeteci olarak sürdürmek zorunda kaldığını ifade eden Özkahraman özellikle serbest habercilere yönelik destekler verilmesi gerektiğini belirtiyor: “Mesleki örgütlerin bu tarz çalışmalar da yapması gerektiğini düşünüyorum. Serbest çalışanlara sağlık güvencesi hakkı tanınmalı ve yaptığımız haberler nedeniyle oluşacak her türlü sıkıntıda bizlerin yanında olunmalı.”

Kaya: “Bağımsız sendika ve dernekler olmalı”
Hakkâri’de uzun yıllardır gazetecilik yapan Mimar Kaya ise mesleki örgütlerin daha çok resmi kurumlara yakın olduğu eleştirisinde bulunuyor ve gazetecilerin çalışma koşullarının zorluğunun altını çiziyor:

“Meslek örgütlerinin valilik gibi kamu kurum ve kuruluşlarına bağlı olduğunu görüyoruz. Basın kartı olmayan, mesleki bir geçmişi olmayan kişiler gazeteciyim diyebiliyor ve dernekler adı altında faaliyet gösterebiliyor. Bağımsız bir sendika, dernek olması lazım. Gazetecilerin hakkını ve hukukunu savunan gazetecilik dernekleri olması lazım. Gözaltına alındım ve soruşturmalar geçirdim. Herhangi bir mesleki örgüt çıkıp bir açıklama yapmadı. Zor bir bölgede gazetecilik faaliyeti yürütmenin bedellerini ödüyoruz. STK’ların bu konuda üzerine düşeni yapması gerekiyor. Hem ekonomik hem sosyal yönden mağduriyetlerimiz var.”

Yusuf Özgür Bülbül

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Yerel-ulusal gazete, TV ve haber ajanslarında muhabir-editör olarak görev yaptı. İnternet haberciliği ve yerel medya üzerine çalışıyor. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Medya Ekonomisi ve İşletmeciliği Anabilim Dalı'nda Tezli Yüksek Lisans yapıyor. “Doğu’da Gazeteci Olmak” adıyla yayımlanmış bir kitabı var.