Diyarbakır Barosu, Edirne'de tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) verdiği kararın uygulanması için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne başvurdu.

Baro'dan başvuruyla ilgili yapılan yazılı açıklamada “Üyemiz Selahattin Demirtaş hakkında, AİHM’nin ihlal ve derhal tahliyesine ilişkin kararının iç hukukta uygulanmasına yönelik; Avrupa konseyi Bakanlar Komitesi’ne rule 9.2 kapsamında Diyarbakır Barosu adına başvuru yapıldı” denildi ve dilekçenin tam metni yayınlandı.



Diyarbakır Barosu'nun başvuru dilekçesinin özeti şöyle:

Kurtulmuş’tan Yeni Anayasa Açıklaması: "Kısa Sürede Bitirmeliyiz" Kurtulmuş’tan Yeni Anayasa Açıklaması: "Kısa Sürede Bitirmeliyiz"

Özet

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından 22 Aralık 2020 tarihli Selahattin Demirtaş/Türkiye (No.2) kararında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 10 (düşünce ve ifade özgürlüğü), madde 5/1 ve madde 5/3 (özgürlük ve güvenlik hakkı), madde 18 (haklara getirilecek kısıtlamaların sınırlanması) ile birlikte madde 5 ve Ek Protokol madde 3'ün (serbest seçim hakkı) ihlal edildiği sonucuna varmıştır.
Mahkeme, Demirtaş'ın tutukluluğunun "çoğulculuğu bastırmak ve demokratik toplum kavramının özünde yer alan siyasi tartışma özgürlüğünü sınırlamak yönünde örtülü bir amaç izlediğine" ve bireysel önlemler alınarak Türkiye Hükümeti'nin "Demirtaş'ın derhal salıverilmesi için gerekli tüm tedbirleri almasına" karar vermiştir.
Karar kapsamında, Selahattin Demirtaş'ın tutukluluğunun devam ettirilmesinin ihlalleri sürdüreceğini ve Türkiye'nin Sözleşmenin 46/1. maddesi uyarınca Mahkeme'nin kararına uyma yükümlülüğünü ihlal edeceğini belirtmiştir. (Paragraf 442).
Türkiye Hükümeti bu bildirimin yapıldığı tarihe kadar AİHM kararında yer alan bireysel önlemleri uygulamamıştır. Eski milletvekili ve muhalif Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, halen Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutulmaktadır.
Diyarbakır Barosu'nun bu bildirimi, 22 Aralık 2020 tarihli AİHM Büyük Daire kararından sonra, Demirtaş hakkında düzenlenen 30 Aralık 2020 tarihli yeni iddianamede dahil olmak üzere, gerek bu yargılama gerekse aynı suçlamalarla devam etmekte olan dava süreçlerine ilişkin hukuki gelişmelere ilişkin bilgilendirmeyi kapsamaktadır.
Ankara 19 ve 22. Ağır Ceza Mahkemelerince, AİHM kararı göz ardı ederek Demirtaş'ın tutukluluğunun sürdürülmesine karar verilmiştir. Bu konuda, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, 30 Aralık 2020 tarihinde Demirtaş ve diğer 107 sanık hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 3.500 sayfalık iddianameyi kabul etmiştir. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava ile hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirme kararı verilmiştir.
İddianamede 6-8 Ekim 2014 tarihleri arasında gerçekleşen olaylar neticesinde Türkiye genelinde 32 ilde 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan protestoların sorumlusunun HDP Eş Genel Başkanları ve MYK üyelerinin olduğu belirtilmiş, ayrıca devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma, öldürme, hırsızlık ve mala zarar verme de dahil olmak üzere 30 farklı suçla itham edilmiş, Demirtaş'ın kendisine ve partisine ait siyasi görüşleri sosyal medyada ve halka açık konuşmalarında paylaşmak yolu ile bu suçları işlediğini öne sürülmüştür.
Diyarbakır Barosu, Demirtaş'ın devam eden tutukluluğunun temelini oluşturan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yeni iddianamesinin, Büyük Daire'nin Demirtaş'ın tutukluluğu için yetersiz dayanaklar olarak gördüğü aynı olaylara ve verilere dayandığını gözlemlemektedir. Büyük Daire kararında buna ilişkin, "başvuranın 6-8 Ekim 2014 dönemini ilgilendiren 'eylem ve olayların' yeni bir hukuki vasıflandırmasına bağlı olarak [20 Eylül 2019'da] tutuklandığını, bu eylem ve olayların aynı zamanda, başvuruda ileri sürülen ve 2 Eylül 2019 tarihinde sona eren özgürlükten yoksun bırakılma halinin dayanaklarının bir kısmını oluşturduğunu" tespit etmiştir. (Paragraf 441) Bu nedenle Mahkeme, Demirtaş'ın 4 Kasım 2016'dan başlayıp 2 Eylül 2019'a kadar süren tutukluluğu ile 20 Eylül 2019'da başlayarak halen devam eden tutukluluğu arasında bir devamlılık tespit etmiş ve 20 Eylül tarihli tutuklama kararını "tutukluğa geri döndürülme" (return to pre-trial detention) olarak tanımlamıştır.
Yeni iddianamede, Demirtaş aleyhine delil olarak Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davada da delil gösterilen aynı sosyal medya paylaşımlarına dayanılmaktadır. Ancak Büyük Daire tarafından bu delillerin şiddet çağrısı olarak yorumlanamayacağı tespit edilmiştir. (Paragraf 327).
Diyarbakır Barosu, Büyük Daire kararının Demirtaş'ın devam eden tutukluluğunu tamamen kapsadığını ve haklarının ihlal edilmeye devam edildiğini belirtmektedir.