Devrimci İşçi Sendikası'na bağlı Genel İş Sendikası Hakkari Şubesinin Olağan Genel Kongresi Sibar Otelde yapıldı.
Kongreye, HDP Hakkari İl Örgütü, CHP Hakkari il yönetimi, Yeşil Sol parti il yönetimi, KESK Hakkari Şubeler platformu, iHD Hakkari Şubesi, TMMOB Hakkari il Koordinasyon Kurulu, Hakkari Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı, Dev- Sağlık-iş Hakkari Temsilciliği, Tumkiad Hakkari il başkanı, Van Disk/Genel iş şubesi Yönetim Kurulur, Hakkari Şoförler Odası, Urartu oteli Sahibi Sabahattin DURAN, DBP il Yönetimi, Özgürlük için Hukukçular Derneği Hakkari Şubesi, il Genel Meclis üyeleri, eski il başkanı M. Sıddık Akış ile delegeler ve aileleri katıldı.
Saygı duruşunun ardından 131 delegenin üye olduğu sendikada yeterli çoğunluğun sağlanmasıyla kongreye gidildi.
Tek liste ile girilen seçimlerde 131 delegenin 104 oyunu alan A. Haluk Duran tekrardan sendikanın başkanı seçildi.
Kongreye katılanları selamladıktan sonra gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan DİSK Şube Başkanı Haluk Duran, 6 Şubat günü yaşanan deprem felaketinde yaşamını yitiren tüm vatandaşlarımıza rahmet yakınlarına sabır, yaralı vatandaşlarımıza ise acil şifalar diliyorum” dedi.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü her yıl farklı etkinliklerle kutladıklarını anımsatan Başkan Duran,” Bu yıl ki 8 mart etkinliğinde ise tüm kadın üyelerimizi depremzede kadınlarla dayanışmaya çağırıyoruz" dedi.
Başkan Duran sözlerini şu şekilde sürdürdü; Yaşam hakkı, beslenme hakkı, barınma hakkı gibi temel insan haklarının, demokrasi, hukuk, ahlaki değerler, ifade özgürlüğü gibi değerlerin tümden rafa kaldırıldığı, emek sömürüsünün zirve yaptığı, işçilerin açlık ve yoksulluk koşullarına mahkum edildiği, resmi olmamasına rağmen fiili olarak OHAL uygulamalarının hakim olduğu tarihin en ağır koşullarını yaşıyoruz. Bizlerde her türlü anti demokratik politika, ihraç, KHK, güvencesiz çalışma ve yoksulluğa karşı sendikal mücadeleyi büyütmeye çalışıyoruz. Bizler bu mücadeleyi verirken her türlü baskıya rağmen emeğine, alın terine, geleceğine, sendikasına sahip çıkarak duruşuyla bize güç veren tüm arkadaşlarımı tekrar kutlar saygılarımı sunarım.
Biliyoruz ki emeğimizi ve ekmeğimizi korumanın tek yolu sendikalı olmaktır, Toplu sözleşme hakkını kullanmaktır, grev hakkını kullanmaktır, bu ülkede grevleri yasaklamakla övünen bu zihniyetin iktidarına son vermektir. Bu nedenle sendikal hak ve özgürlüklerin örgütlenmesi önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz ve biliyoruz ki DISK geçmişte olduğu gibi bugün de bunun mücadelesini her alanda verecektir. Bugünden sonra da hep birlikte omuz omuza vererek daha yüksek bir sesle bu taleplerimizi dillendireceğiz.
Buradan ülkeyi yöneten siyasi iktidara sesleniyoruz ülkeyi yönetmek demek savaş politikaları ile Kürt sorununu derinleştirerek milyonların geleceğini karartmak değildir, ülkeyi yönetmek demek şirket gibi ülkeyi yöneterek canlarımızı enkaz altında bırakmak değildir, ülkeyi yönetmek demek yandaşlarına milyon dolarlar kazandırarak halkın, işçinin, emekçinin sömürülmesi değildir, ülkeyi yönetmek demek liyakatsiz, gayri ahlaki yandaş bürokratlar atayarak üçer beşer maaş vermek değildir, ülkeyi yönetmek demek halkın iradesine ipotek koyarak seçilmiş milletvekillerini, kayyum rejimi ile seçilmiş belediye başkanlarımı haksız ve hukuksuz bir şekilde tutsak etmek değildir. Ülkeyi yönetmek demek demokrasi insan haklarını ve hukuku ayaklar altına almak demek değildir, ülkeyi yönetmek demek bu ülkenin tüm kaynaklarını beşli çeteye peşkeş çekmek yerine işsizliği azaltmaya, 85 milyon insanın insanca yaşayacağı bir ücret politikası, bir vergi politikası sosyal haklar ve adaleti hayata geçirmek demektir. Değerli arkadaşlar bugünlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz şey yan yana gelme yan yana durmaktır. Birbirimizin gözünün içine bakmak birbirimizden güç kuvvet almaktır. Biliyoruz ki bizler omuzunuza verdikçe Demokrasiye, İnsan Haklarına, emeğimize, ekmeğimize ve geleceğimize sahip çıkmış olacağız. Hep beraber inadına emeğimize ve sendikamıza sahip çıkacağız.
Bu ülkeyi yöneten siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz. Milyonlarca işçi ve emekçi gerçek enflasyonu her gün yaşayarak görüyor. Sizin TUIK'e açıklattığınız bu enflasyona, bu ülkede yaşayan işçiler emekçiler asla ama asla inanmıyor.
Çünkü hepimiz bakkala, manava, pazara gittiğimizde elektrik, doğalgaz, su faturalarını ödediğimizde gerçek enflasyonun ne olduğunu her gün ama her gün yaşayarak görüyoruz. Bu ülkede yoksulluk var, bu ülkede açlık var, bu ülkede açlık sınırı altında yaşayan milyonlar var. Bu ülkede asgari ücret bir ortalama ücret haline geldi ve hatta bu ücretin yarısı ile geçinmek zorunda kalan milyonlar var. Bu ülkenin bütün değerlerini biz üretiyoruz. Hani hep
Diyorlar ya Türkiye ekonomisi çok büyüdü diye evet biz çalışıyoruz biz üretiyoruz ama biz büyümüyoruz. Bu ülkenin işçisi emekçisi emeklisi bu ülkenin bütün değerlerini üretenlerin ekmeği her gün ama her gün daha fazla küçülüyor. Ama biliyoruz ki bu ülkede ürettiğimiz değerin hakça paylaşıldığı eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, hukukun, barışın, kardeşliğin olduğu, demokrasinin tüm kurumları ile işlediği, sendikalaşmanın önündeki tüm engellerin kalktığı ve işçi sınıfının kendi hayatı ile ilgili kararları verebildiği söz ve karar sahibi olduğu bu yönlü bütün engellerin kalktığı emeğin Türkiye'sini hep birlikte kendi ellerimizle kuracağız" diye konuştu.
