Yüzlerce Köy Yıkıldı, Binlerce Can Kaybı Yaşandı
Yer kabuğunun 70 kilometre derinliğinde meydana gelen sarsıntı, sabah saatlerinde bölgeyi uykuda yakaladı. Özellikle sınır hattındaki köylerde neredeyse taş üstünde taş kalmadı. Hakkâri merkez, Yüksekova, Şemdinli ve Çukurca'da ciddi yıkımlar yaşandı. Depremin etkisiyle evler çöktü, yollar ulaşıma kapandı ve halk aylarca çadırlarda yaşam mücadelesi verdi.
Tarihî kaynaklara göre, İran tarafında en az 2.514 kişi hayatını kaybetti. Ulaşım imkânlarının kısıtlı olduğu o dönemde, yardım ekiplerinin bölgeye ulaşması günler sürdü. Sağlık altyapısının yetersizliği ise can kayıplarını daha da artırdı.
“Depremin Gölgesi Hâlâ Üzerimizde”
Aradan geçen 95 yıla rağmen, Salmas Depremi’nin yarattığı korku ve kaygılar bölgede hâlâ hissediliyor. Özellikle yaşlı nesiller, o günlerin acısını ve yıkımını unutabilmiş değil. Depremin izleri yalnızca yıkılan yapılarda değil, bölge halkının belleğinde de derin bir şekilde kazılı duruyor.
Yeni Bir Deprem Kapıda mı?
Uzmanlar, Hakkâri ve çevresinin hâlâ ciddi sismik risk altında olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin Doğu Anadolu Fay Hattı ile İran’daki Zagros Fay Sistemi'nin kesişim bölgesinde yer alan bu coğrafya, büyük depremlere gebe. Özellikle uzun süredir sessizliğini koruyan fay segmentlerinin yeniden enerji biriktirdiği ve bu durumun potansiyel bir depremi tetikleyebileceği uyarısında bulunuluyor.
Yetkililere Çağrı: “Vakit Kaybetmeden Harekete Geçilmeli”
Deprem uzmanları, geçmişten ders çıkarılması gerektiğini vurguluyor. Afet bilincinin artırılması, kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması ve yapı denetimlerinin sıkılaştırılması, öncelikli önlemler arasında yer alıyor. Ayrıca acil müdahale planlarının güncellenmesi ve halkın afet eğitimi konusunda bilinçlendirilmesi de hayati önem taşıyor.
Salmas Depremi’nin 95. yılında, geçmişin acı hatıralarını anarken, gelecekte yaşanabilecek felaketlere karşı hazırlıklı olmak ise bugün için en önemli sorumluluk olarak karşımızda duruyor.