Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Hukuk Komisyonu, Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar hakkında devam eden yargılamalara dair yazılı açıklama yaptı. Siyaset yapma hakkının tanımlandığını ve Anayasa tarafından güvence altına alındığına dikkat çekilen açıklamada, “Günümüzde iktidar ve ortaklarının dışında kalan tüm kesimlerin siyaset yapma hakkının engellenmesi, baskı altına alınması ve yargının da egemenin amacına hizmet eden bir araç haline gelmesi, yine Anayasa’da yer verilen ‘demokratik ve hukuk devleti’ olma iddiasındaki bir devletin, ne denli çelişkide olduğunun kanıtıdır” denildi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, ile Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen milletvekilliği düşürülen Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Can Atalay hakkında verilen kararların hatırlatıldığı açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin vermiş olduğu ihlal kararlarının uygulanmaması, iktidarın doğrudan yargıya müdahalesi, uluslararası denetim mekanizmalarının işlevsizliği karşısında daha da cesaretlenen yerel mahkemeler, dokunulmazlık hakkının gaspına dönük tutum sergilemeye devam ediyor.” 

Erdoğan: "Suriye'deki Misafirlerimize Başımızın Üstünde Yeriniz Var" Erdoğan: "Suriye'deki Misafirlerimize Başımızın Üstünde Yeriniz Var"

AYM’YE TAŞINDI

DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasının devam ettiği vurgulanan açıklamada, “Genel seçimlerin akabinde 16 Kasım 2023 tarihinde yargılamanın yapıldığı İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne Anayasa’nın 83. Maddesi gereğince yasama dokunulmazlığı bulunduğu gerekçesiyle yargılamanın durdurulması başvurusu yapılmıştır. Yapılan başvuru İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 16 Kasım 2023 tarihinde Anayasa madde 14’te düzenlenen ‘yasama dokunulmazlığı istisnası kapsamında olan suçlarda’ durma kararı verilemeyeceği gerekçesiyle reddedilmiştir. Verilen karara karşı 28 Kasım 2023 tarihinde itiraz edilmiş, itirazı inceleyen İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi;  İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararda ‘usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından’ bahisle itirazın reddine karar verilmiştir. Söz konusu karara ilişkin 25 Ocak 2024 tarihinde Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunulmuşsa da, başvuruya ilişkin herhangi bir karar henüz söz konusu değildir” diye belirtildi. 

ANAYASA’NIN TEMEL PRENSİPLERİNE AYKIRI

Uçar’ın yargılanmasının sürdüğü İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’ne de 16 Kasım 2023 tarihinde yargılamanın durdurulması talebiyle başvuru yapıldığı anımsatılan açıklamada, "Yerel mahkeme 2 Temmuz 2024 tarihinde, talebimizi hükümle birlikte değerlendirilmesine karar vermiştir. Eş Genel Başkanımız Çiğdem Kılıçgün Uçar hakkında yürütülen yargılamanın 19 Eylül 2024 tarihli duruşmasında dosyayı yürüten meslektaşımız tarafından yargılamanın durdurulması kararı tekrar yinelenmiş ancak mahkeme bu konuda herhangi bir karar vermemiştir. Milletvekillerinin daha önceki yargılamalarında durma kararı verilmemesi yahut durdurma kararlarının alınmasındaki ikircikli tutum Anayasa'nın temel prensiplerine aykırıdır” denildi.  

'HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ İLKESİNE AYKIRI'

Milletvekillerinin yasama yetkileri ve dokunulmazlık hakları olduğu kaydedilen açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Bu dokunulmazlık, seçildikleri tarihten itibaren, yasama faaliyetlerini güvence altına almayı amaçlar. Milletvekilinin daha önceden süren bir yargılamaya maruz kalmışsa, seçilmesi durumunda dokunulmazlık talep edebilir. Yargılamanın devam etmesi, milletvekilinin yasama görevlerini yerine getirmesini engeller ve bu da Anayasa'nın öngördüğü temsil hakkını zedeler. Bu durumda, yargılamanın durdurulmaması hem yasama yetkisinin ihlali hem de hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır. 

Milletvekillerinin siyasi nedenlerle haklarında daha önceden açılan davalarda durma kararı verilmemesi, yine siyasetçilerin seçilmiş olduğu dönemdeki çalışmalarının birer fezleke konusu haline getirilmesi bir bütünen ele alındığında siyaset üretebilme hakkına açık bir müdahaledir. Bu durum, toplumun temsil yetkisini sınırlayarak, seçmenlerin tercihlerini ve demokratik temsili zayıflatır. Öte yandan eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet noktasında köklü bir tarihe sahip olan siyasi bir partinin temsilcisi olan Eş Genel Başkanımız hakkında verilmekten imtina edilen durma kararı, mevcut siyasetin geleneksel cinsiyet rolleri ve ayrımcılık nedeniyle kadınların siyasi alandaki etkisini azaltmaya çalışan zihniyetten ayrı düşünülemez.

AYM’YE ÇAĞRI 

Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi, milletvekilleri yargılamalarının, yasama faaliyetlerini engelleyici bir şekilde sürdürülmesinin Anayasaya aykırı olduğuna dair kararlar vermiştir. Milletvekilinin yargılanmasının hem yasama yetkisini hem de siyaset yapma hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle durdurulması gerektiğine karar verdiği örnekler mevcuttur. Yasama dokunulmazlığının gerekliliğini ve temsilin korunması gerektiği ise tartışmasızdır. Dolayısıyla Eş Genel Başkanımız Çiğdem Kılıçgün Uçar hakkında Anayasa Mahkemesi önünde bulunan başvurunun sonuçlanması gerektiğini, yerel mahkemece değerlendirme yapılmayan diğer dosyasında ise ivedilikle yargılamanın durdurulması kararı verilmesi gerektiğini belirtiyoruz.”