Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi lehine konuşmadığı için ağır baskı altında kaldığını söyleyen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "Beni korkutan, herkesi de uyarıyorum; mesele Erdoğan meselesi değil sadece" dedi.

Önder’den Soylu’ya Barış Gelsin ‘Helallik’ Kolay İş Önder’den Soylu’ya Barış Gelsin ‘Helallik’ Kolay İş

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TV5’de yayınlanan 4. Güç programına konuk olarak, Mustafa Deniz ile Hasan Basri Akdemir’in sorularını cevapladı.

AKP-MHP ittifakının 'kayıt dışı bir koalisyon' olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Bu öyle bir koalisyon ki çıkar ortaklığının ötesinde bir koalisyon ve bunu kamuoyunun şeffaf bir şekilde gözleme, yorumlama, bilme imkânı da yok elinde. Bu, en kötü koalisyon türüdür. Perinçek ile Erdoğan arasında ne ilişki var, bilmiyoruz" şeklinde konuştu.

'MESELE SADECE ERDOĞAN MESELESİ DEĞİL'

"Beni korkutan, herkesi de uyarıyorum; mesele Erdoğan meselesi değil sadece" diyen Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Bir iktidar meselesi değil. Türkiye’de öyle bir otoriter rejime geçiliyor ki, geçildi ki aslında, artık müdahale gerektirmeyecek kadar kontrol edilebilir bir sistem. Yani sandık üzerinde bir şüphe ortaya çıktığında halkın şeyi kalmayacak; çünkü artık o sandığı kontrol ediyorsanız, bugün Erdoğan’ı kullanırsınız..."

'ÇOK AĞIR BASKI ALTINDA KALDIM'

Davutoğlu, "O zaman da çıkıp Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi lehine konuşmadığım için çok ağır baskı altında kaldım" dedi.

Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Erdoğan'a, "Bu anayasa değişikliği, sadece Erdoğan için değil, daha sonraki dönemler için yapılıyor. Türkiye’yi mutlak bir otoriterleşmeye götürmek istiyorlar; alet olmayın buna dedim. Sayın Cumhurbaşkanına da Sayın Binali Yıldırım’a da hepsine, ulaştığım arkadaşlara. Basına da ‘kaygılarım var’ diye söyleyebildim ancak. Ancak onu yayınladılar.

Bu sistem, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ diye demokrasiye giydirilen şey, kurumsallaşmış bir otoriter rejim olarak 12 Eylül’ün, 27 Mayıs’ın sistemik olarak kurumsallaşması gibi. Başındaki kişiye göre kurumsallaşacak. Şimdi Erdoğan olduğu için muhafazakâr kesimler sessiz; ama yarın başka birisi geldiğinde, bir hafta içinde, bakın bir hafta içinde yayınlayacağı 10 kararname ile devletin bütün yapısını değiştirir; bir hafta içinde yayınlayacağı ayrı 10 kararname ile de bütün hak ve özgürlükleri askıya alır. Hiç kimse de buna ‘dur’ diyemez; çünkü HSK’yı bugün Erdoğan nasıl kontrol ediyorsa, yarın da o kontrol edecek. Anayasa Mahkemesi’ni kontrol edecek. Olağan Üstü Hal (OHAL) ilân edip şey de yapar."