Colemêrg Kadın Platformu Tevgera Jinen Azad (TJA) öncülüğünde, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında, basın açıklaması gerçekleştirdi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Hakkari Şubesi Platformu binası önünde gerçekleştirilen açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Kadın Meclisi, Barış Anneleri Meclisi, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Hakkari Şubesi üyelerinin yanı sıra çok sayıda kadın katılım sağladı.

Açıklamada Kadınlar üzerinde, "Uyan diren özgürleş", “Lı Dıjî Faşîzme û Qırkırrına Jınan Dem Dema Azadiya Jinan ê” pankartı ve "İstanbul Sözleşmesi uygulansın", "Emeğiz, kimliğimiz, bedenimiz bizimdir", "Yaşasın kadın mücadelemiz" ve "Saçlarımızın teline, haklarımız özgürlüğümüze sahip çıkıyor ve mücadelemizi büyütüyoruz" yazılı dövizleri açıldı.

Açıklamayı Colemêrg Kadın Platformu adına Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Eşbaşkanı Sipan Turan okudu.

‘İktidar adeta biz kadınlara savaş ilan etmiş durumda’
Geçtiğimiz 25 Kasım'dan bugüne erkek şiddetinin hız kesmeden devam ettiğini Son on ay içerisinde ise 337 kadının katlediğini, 190 şüpheli kadın ölümü gerçekleştiğini söyleyen Sipan Turan, “Katliam boyutuna varan kadın cinayetleri iktidarın politikalarından bağımsız değil. AKP- MHP iktidar bloku tekçi, gerici, militarist, cinsiyetçi ve homofobik temelde oluşturmayı tasarladığı yeni toplumsal düzenin inşası için kadın kazanımlarını hedefe alan düzenlemelere hız vererek erkek devlet şiddetini her gün yeniden üreten politikaları hızla hayata geçiriyor. İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı kararıyla iptal edilmesi şiddet faillerini cesaretlendirirken, mücadeleyle elde edilen tüm kazanımları ortadan kaldırmak için iktidar adeta biz kadınlara savaş ilan etmiş durumda” dedi.

Başkan Kaya, Hakkari'ye İki Önemli Müjdeyi Duyurdu Başkan Kaya, Hakkari'ye İki Önemli Müjdeyi Duyurdu

‘Ekonomik şiddeti ağır biçimde biz kadınlar yaşıyoruz’
Sipan, Toplumu kutuplaştırıcı söylemlerle savaş politikalarına hız veren AKP iktidarının ırkçılıktan beslendiğini belirterek, “ Kuzey Irak ve Rojava'ya dönük saldırıları bu politikalarının bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. İşsizliğin, yoksulluğun bu kadar arttığı, ekonomik krizin derinleştiği koşullarda ülke kaynakları ve bütçe, güvenlikçi politikalara, savaşa aktarılıyor. Artan işsizlik, yoksulluk, güvencesiz, kayıt dışı çalışma ile birlikte krizin yarattığı ekonomik şiddeti de en ağır biçimde biz kadınlar yaşıyoruz. Temel tüketim maddelerine, elektrik, doğal gaz, akaryakıta ard arda yapılan zamlardan ve ücretlerin giderek erimesinden en fazla etkilenen kesim yine güvencesiz, esnek, enformel işgücü piyasası içerisinde, örgütlenme hakkından yoksun, emek sömürüsüne daha yoğun maruz kalan, biz kadınlar oluyoruz” diye konuştu.

‘Örgütleniyor ve mücadele etmeye devam ediyoruz’
Yapılan tüm bu saldırılara rağmen dünden bugüne dayanışmanın gücüyle çoğalarak güçlenerek örgütlülüğe dönüştüğüne dikkat çeken Sipan, iktidarı sarsan kadın mücadelesinin ise gün be gün büyüttüklerini aktardı. Sipan, “İran'da "Bizi zorla kendi cennetinize götüremezsiniz" diyerek sokakları isyan alanlarına çeviren, Rojava'da DAİŞ karanlığına direnen, Arjantin’de “bir kişi daha eksilmeyeceğiz" diyerek adliye binasını ateşe verenleriz. Kürtaj yasaklarına karşı Polonya’da, ABD’de ‘benim bedenim benim kararım’ diyen milyonlarız. "İstanbul Sözleşmesi bizimdir!" diyerek Türkiye'nin tüm kentlerinde sokakları terk etmeyenleriz. ‘İtaat et, rahat et!’ diyenlere inat, isyan ediyoruz, örgütleniyoruz ve mücadele ediyoruz. Baskılara boyun eğmiyor, kadın katliamlarına, savaşlara, yoksulluğa, militarizme, homofobiye, doğa ve yaşam alanlarımızın talanına karşı direnişlerde en önde yer alıyoruz” ifadelerini kullandı.

Sipan son olarak, yarın Gever’de Oslo Otelin önünde saat 13:00’de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yapılacak olan yürüyüşe tüm kadınları davet etti.