Sözcü yazarı İsmail Saymaz, Çiftlik Bank davasında yargılanan Hakkı Cangül ile konuştu.

Saymaz'ın bugünkü yazısı şöyle:

Hakkı Cangül, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) görevliyken internetten görüp dahil olduğu Çiftlik Bank'ın önce yatırımcısı oldu.

Taburdaki arkadaşları adına oynadı, oynadıkça kazandı. TSK'dan istifa edip bütün ailesini seferber ederek, Balıkesir, İzmir ve Denizli'de Çiftlik Bank'ın şarküterilerini açtı. Sekiz ay gibi kısa bir sürede 69 milyon TL topladı. Kendisi oyuna 2.4 milyon TL yatırdı. Bütün servetini kaybettiği yetmezmiş gibi, kardeşi Faruk ile 14 ay cezaevinde yattı.

Hakkı Cangül, başından geçenleri 140journos ve İsmail Saymaz'ın hazırladığı Tosuncuk adlı belgeselde anlattı.

O ve kardeşi halen Çiftlik Bank Davası'nda yargılanıyor.

Şimdi Balıkesir'de asgari ücretle çalışıyor.

Cangül, bir yandan 600 bin TL'lik borç yükü altında ezilirken, diğer yandan da Çiftlik Bank'a kaptırdığı parasını almaya çabalıyor.

Dem Parti, Suriye’nin Geleceği İçin Demokratik Anayasa Çağrısı Yaptı Dem Parti, Suriye’nin Geleceği İçin Demokratik Anayasa Çağrısı Yaptı

Çiftlik Bank'la nasıl tanıştınız?
Sosyal medyada gördüm. Nasıl oluyor diye 20 TL yatırdım. Telefon açtım. Bursa'da biri çıktı. Oyun hoşuma gitti. Bir veriyorsun, iki alıyorsun. İçeride bir sistem kurmuşlar. Kooperatif tarzında bir araya gelmişler. Önce küçük küçük yatırımlar yaptım. Çiftlik açılışlarına katılınca yatırımı büyüttüm.

O sırada TSK'daydınız değil mi?
Evet, Yüksekova'da tim komutanıydım. Kışlada, evde cep telefonunda oynuyordum. İnsanın hoşuna gidiyor, hem oynayıp hem kazanmak. Orduda görev yaparken Balıkesir'de şarküteri açtım.

Nasıl oldu?
Çiftlik Bank, bayileri çoğaltma gereksinimi duyuyordu. Benim de yatırımım yüksekti. 110 bin TL civarındaydı. Tüm malvarlığımı yatırmıştım. Kardeşim 30 bin TL kredi çekip yatırmıştı. Bayi kurmam teklif edildi. Şarküteriyi açtım. Ailem burada ürün satıyordu. Sadece oyun pin'i satmadım. Aynı zamanda dükkanın kendini çevirebilmesi için ne kadar çok ürün satabilirim derdindeydim. O yüzden en çok ürün satan bayilerden biriydim.

Pin ne işe yarıyor?
Telefon kontörü gibi… Bu pin'le oyun oynanıyor.

Ürünler gerçekten Çiftlik Bank tesislerinde üretiliyor muydu?
Bize gösterilen oydu. Son dönemde işkillenip sorguladım. Akhisar, Bursa ve Saray'da tesisleri dolaştım. Süt tesisinin yeteri kadar üretmediğini, dışarıdan süt aldığını öğrendim. Bazı hayvanların ucuza kesildiğini öğrendim. Yumurtaların depoda kaldığını ve satılmadığını öğrendim.

Açılışlara katıldığınızda ne gördünüz?
En azından hayali bir ada satılmadı. Hayal değildi. Herkes birbirini teşvik ediyordu. Verdiğiniz paranın canlı örneğini görmek insanı tatmin ediyor. Çiftlik Bank yatırımcılarını hareketlendiren dönüm noktaları vardı. Bir şovmenin Çiftlik Bank reklamı yapması gibi… O gün bayilerin sabaha kadar telefonları susmadı.

Sistem ne zaman tıkandı?
Sistem çökmeden önce paraları ödememeye başladılar. 15 Ocak 2018'den sonra… Mehmet Aydın zaten yok. 23 Şubat'ta ödeme yapılacağı söylendi. Ödenmeyince o gün notere koştum, ihtar çektim. Çünkü parasını alamayan insanlar bayilere geliyor, cevap alamadıkları için… Geldi biri, mermiyi koydu masama. “Söyle, paramı ödesin” dedi. Hayati tehlikemiz vardı. İhtar çektiğimi sosyal medyada yayınladım. Yayınlamaz olaydım. Linç edildim.

Kim tarafından?
Yatırımcılar!

Neden?
Onların gözünde ekmek yediği yere pisledi, ihanet etti olarak gözüktü. Birçok tehdit, küfür, hakaret… Kendim oluşturduğum WhatsApp grubundan çıkmak zorunda kaldım. Bayilik hakkımı elimden aldılar. Paramı ödemediler. Şöyle dediler: “Avrupa'nın en büyük firması olacağız. Sen bunun hesabını vereceksin. İki buçuk hafta sonra battılar. En az 100 kişi benden helallik istedi.

Ne kadar para toplamıştınız?
69 milyon TL.

Siz ne kadar yatırdınız?
Benim yatırımım 2.4 milyon TL.

Ne kadar kazandınız?
Kazanamadım. Aldığımı da geri yatırdım. Hiçbir şeyim kalmadı.

Borcunuz…
Şu an 680 bin TL borcum var, faizler hariç.

Maaşınız borcu kapatmaya yeter mi?
Mümkün değil. Bıraktım. Maaşımın dörtte biri icraya gidiyor. 2 bin TL alıyorum. Üç çocuğum var. Devlet neyimi alacak? Yok ki.

Dolandırıldığınızı düşünüyor musunuz?
Düşünmüyorum. Çünkü kendim girdim. Kardeşim, bir aldın, koy kenara. Açgözlülük yaptım. Bir bayim vardı. Niye ortak olup bir tane daha açtım? Şu an o şirketlerin borçları bana kaldı. Dava sürdüğü için şirketi kapatamıyorum. Ticaret Odası'na aidatı birikiyor. Mali müşavir alıyor… Sürekli borç geliyor. Her koyun kendi bacağından asılır. Ben kendi bacağımdan asıldım.

Sizce Mehmet Aydın, bu işi dolandırıcılık için mi kurdu?
Düşünüyorum, amacı para vurup kaçmak olan bir insan son dakika Uruguay'dan çıkıp geliyor. Akhisar'daki tesisi yeniliyor. Bitcoin cihazı alıyor. Yatırım gelmediğine göre niye bu yatırım yaptı? Vurup kaçacak adam zaten giderdi. Bu kaçamadı mı? Götüremedi mi?

Siz başkalarının dolandırılmasına aracı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Düşünmüyorum. Çünkü her yatırımcıya aynı şeyi söyledim. Kredi çekmeyin, evinizi ve arabanızı satmayın. Bizim yaptığımız da aptallık; gittik, kredi çektik.

Kazanan olmadı mı?
Olmaz olur mu? Ama kazananların birçoğu da kartopu yapacağım diye kartopunun altında kaldı. Biz de onlardan biriyiz. Açgözlülüğümüzün esiri olduk.