Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için Atatürk Kültür Merkezi'nde anma töreni düzenlendi. Törene siyasi isimlerin yanı sıra sanat camiasından da çok sayıda kişi katıldı.

aa-20250504-37840610-37840602-tbmm-baskanvekili-onder-icin-akmde-anma-toreni-duzenlendi.jpg

" BU ADAM BANA SADECE ÖLEREK ACI ÇEKTİREBİLİR DERDİM"

Yoğun katılımın olduğu anma töreninde kürsüye çıkan Ceren Önder, gözyaşları içinde babasına yazdığı mektubu okudu. "Beni duyduğunu biliyorum baba" diyerek mektubu okumaya başlayan Ceren Önder'in mektubunda şu ifadeler yer aldı:

"Ben ne zaman bir şey yazsam, babamı arayıp telefonda sesli okurdum. Onunla biz tek bir kişi gibiydik, çünkü sanki kendime okur gibi okurdum, onu okurken hatalarını görürdüm. Ona geçen hafta bir mektup yazdım. Onu size okumak istiyorum.

Şimdi ona sesli okuyorum. Beni duyduğunu biliyorum baba. Baba, hayatın bütün rengi gitti. Benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor şimdi. Ürkütücü bilinmezliklerle dolu. Daha önce hiç duymadığım bir şeyi senden duyma ihtimalimin kaybolduğu mavrasız.

Kendimi bildim bileli seni kaybetmekten korktum. Bu benim tek kabusum, zaafım, burnumdaki sızı, yutağımdaki yumru, karın ağrımdı. Öyle iyi, öyle benzersizdin ki bu adam bana sadece ölerek acı çektirebilir derdim.

Hakkari İl Müdürlüğü’nden Ailelere Tam Destek Hakkari İl Müdürlüğü’nden Ailelere Tam Destek

aa-20250504-37840610-37840604-tbmm-baskanvekili-onder-icin-akmde-anma-toreni-duzenlendi.jpg

"BİR BABAYA İHTİYACIM KALMAYINCAYA KADAR DOYURDUN BENİ"

Gece gece çaldığın kemanın, cümbüşün, udun sesi, bir çırpıda ezberden okuduğun şiirler, günde beş kere ve her birinde sanki yeni buluşmuşuz gibi bir heyecanla çıktığımız kahveler, evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, iyiliğe üşenmemen, kimseye gücenmemen.

Kalp kırmaktan bile daha çok korkman, birinin onurunu kırmaktan. Baba kalbim kırık diye arardım. Baba grip oldum. Baba öksürüğüm geçmiyor. Baba kedim öldü. Baba aşık oldum. Baba uyku tutmadı.

Ben babalığına çok doydum. Şimdine kadar verdiğin, tek bana değil oğluma ve onun çocuğuna bile yeter. Bir babaya ihtiyacım kalmayıncaya kadar doyurdun beni.

ekran-goruntusu-2025-05-04-111255-001.png

"ONURUNU BESLEYEREK YAŞADIĞIN BU DÜNYADAN GİDİYORSUN"

Ama dostluğuna doyamadım. O dostluğa doyulur mu? Şimdi öfkelenmek istiyorum. İki hafta sonra Barış Protokolü imzalanacak. Sonra rahatız. Ameliyat da olacağım. İki haftada ne olacak demene kızmak istiyorum. Açlık grevlerine, cezaevlerine, işkencelere. Bir tek kendinle ilgilenmeyişine kızmak istiyorum. Yapamıyorum. Bana Kandıra Cezaevinden gönderdiğin bir mektup yüzünden kızamıyorum.

Gidecek yolu olmayan, bir amacı olmayan ama hep yanında olan bir babayı sen istemezdin demişsin. Şimdi gitmek zorunda olmamanı istemez miydim? Doğduğundan beri yoksulluk, yoksunluk ve yetimlikle geçen ömründe sen öfkeni nereye sakladın? Ben hiç görmedim.

Herhalde kalbine. Bir tek bir tek mülk edinmeden ikinci bir kaza almadan, kimseden bir şey istemeden borçsuz ve hürçsüz boğazını değil, onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyadan gidiyorsun baba. Giderken neşemin birazını Can ve Yasin'e bırakarak ama rengin tamamını alarak sana doyunca sevgi verebildim.

whatsapp-image-2025-05-04-at-12-57-16-1.jpeg

"BİZE SÖYLEDİĞİN SON CÜMLE KULAĞIMI TIRMALIYOR ŞİMDİ"

Her gün söyledim sevdiğimi, doyunca öptüm, kokladım. Şimdi tüm renklerim de senin olsun. Gerçi sen orada da dostlarını bulursun. Gülten abla nerede? Pervin abla nerede? Artık dinlen turna kuşum. Biz iyi olacağız. Çocuklara hep seni anlatacağım.

Şakaların, ağzımızda eğreti dursa bile taklit etmeye çalışacağız. İçimde tam tarif edemediğim bir huzur var şimdi. Artık mücadele etmek zorunda olmadığını bilmenin huzuru. Seni ayakta son gördüğümüz gün bize bir poşet portakal ve bir kutu yumurta vermiştin.

Can için daima bir cebinde mandarin, bir cebinde fıstık ezmesi taşımanı, teneke kutulardaki ballara ve dinlenme tesislerine olan özel sevgini hiç unutmayacağım. Seni ayakta gördüğümüz son gün arabana binmeden önce bize söylediğin son cümle kulağımı tırmalıyor şimdi.

whatsapp-image-2025-05-04-at-12-57-16.jpeg

"HASTANE KORİDORLARINDA BARIŞA BENZER BİR ŞEY GÖRDÜM"

'Can, onun düğününü görmeden gitmeyeceğim.' Tutmadığın sözün yoktu. Gittin mi? Barışı görmek istiyordun. Çocukların yetim kalması kalbini parçalıyordu. Sütten de ağzın hiç yanmıyordu.

Bir tür barış mıydı bilmiyorum, ama hastane koridorlarındaki sınıfsız, bayraksız, hüzünlü, umutlu kalabalıkta barışa benzer bir şey gördüm ben. Gözün arkada, aklın bizde kalmasın. Bana güzel sesinle okuduğun dizelerle, 'Biliyorum yağmur yağmaz yukarı doğru yeniden. Acımaz olur. Silinir, gider izi bıçağın. Ama hiçbir rüzgar dolduramaz boş kalan yerini. Bir yaşamdan ötekine birlikte uçan turnaların yerini gökyüzünde.' Seninle gurur duyuyorum."

Kaynak: Halktv