olduklarını söyledi, "Başarmaya her zaman olduğundan yakınız" dedi.

Partisinin Meclis grubunun Parlamento Kadın Grubu toplantısında konuşan Buldan, sözlerine 30 yıl önce 5 Temmuz 1991’de kaçırılarak katledilen Halkın Emek Partisi (HEP) Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın’ı anarak başladı. Aydın’ı katleden zihniyetin İzmir’de karşılarına çıktığına işaret eden Buldan, “17 Haziran’da İzmir il binamızda katledilen Denizimizi bir kez daha rahmetle, saygıyla ve minnetle anıyorum. Özel olarak eğitilen İzmir tetikçisini hangi nefret siyasetinin yetiştirdiğini gayet iyi biliyoruz, iyi tanıyoruz” dedi.



Parlamento Kadın Grubu toplantısında, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Esengül Demir, Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Ayşe Erdem, Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşim, KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Kadın Sekreteri Selma Atabey, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Kadın Sekreteri Simge Yardım Dağ, Yeni Yaşam Derneği, Demokrat Kadın Hareketinden Kadınlar, Şişli Etfal İnisiyatifinden Kadınlar, Barış Anneleri ve KHK’li akademisyen Sevilay Çelenk de katıldı.


'DAHA UMUTLUYUZ'

Kadınların varlığına, kazanılmış haklarına, mücadelesine AKP-MHP iktidarı tarafından topyekûn saldırıların gerçekleştirildiğini dile getiren Buldan, “Toplumsal muhalefeti kırmak amacıyla her türlü baskı ve zor yöntemini kullanan erkek iktidar şunu gördü ki; kadınlar bütün bu baskılar karşısında asla yılmamaktadır. Yaşamın her alanında örgütlenen, itirazıyla ve mücadelesiyle dimdik duran, alanları doldurarak haklarını haykıran kadınlar onların en büyük korkusu olmaya devam etmektedir. Kadınlar bugün itibariyle sadece cins mücadelesi yürütmüyor, erkek mafya düzenini gönderme mücadelesine gerçek bir öncülük yapmaktadır. Kadınlar ne onların yalanlarına kanmakta, ne onların baskısıyla sinmekte, ne de onların talan ve sömürü düzenine rıza göstermektedir. Bizler de kadın mücadelesinin birer parçası ve kadın siyasetinin temsilcileri olarak ülkenin dört bir yanından yükselen kadın mücadelesi ile çok daha umutluyuz ve başarmaya her zaman olduğundan çok daha yakınız” diye konuştu.


VAZGEÇMEYEN KADINLAR
“Kadın mücadelesinin bayrağını bulunduğu her noktada taşıyan ve yükselten kadınlar selam olsun sizlere” diyen Buldan devamında şöyle devam etti: “Cezaevlerinde duruşlarıyla direnen yol arkadaşımız, mücadele ortağımız kadınlar selam olsun sizlere. Kadın mücadelesinin yılmayan adanmışları, ortak kadın mücadelemizin yorulmaz yoldaşları, bütün kadın kurumlarının ve örgütlerinin emekçisi kadınlar, selam olsun sizlere. Hakikat ve adalet arayışından bir an olsun vazgeçmeyen cumartesi anneleri, Mısra Öz ve dava arkadaşları, Bedriye Doku, Emine Şenyaşar ve adalet mücadelesinden asla vazgeçmeyen bütün kadınlar selam olsun sizlere. Barış mücadelesinde saçlarını ağartmış, bütün baskılara karşı barışı ve yaşamı savunan MEBYA-DER’li kadınlar, barış anneleri selam olsun sizlere. Onca zor aygıtına ve baskıya rağmen hiç tereddüt etmeden bağını, bahçesini, suyunu, yurdunu yağmacılara karşı savunan kadınlar selam olsun sizlere.


Selam olsun İstanbul Sözleşmesinin fesih edilmesine karşı ülkenin dört bir yanında alanları hınca hınç doldurarak mücadele yürüten cesur ve kararlı kadınlara. Biz fesih ederiz onlar da kabullenir gider sananlar çok fena yanıldılar. Kadınlar ne kabul ettiler, ne biat ettiler. Kadınlar alanlarda tekçiliğe, zorbalığa, kadın düşmanı politikalara ve uygulamalara meydan okudu. AKP- MHP erkek iktidarının inşa ettiği faşizme karşı kadınlar barikatları yıkarak dur dedi. Herkes iyi görmelidir ki; yasaklarınız, fesihleriniz, engelleriniz, şiddet politikalarınız değil kadınların direndiği meydanlar kazanacaktır.



'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KADINLAR İÇİN ANAYASAL NİTELİKTE BİR METİNDİR'
İstanbul Sözleşmesi kadınların haklarını bir bütün olarak ele alan, kadın haklarını geliştiren ve koruyan, kadınlara yönelik suçları önleyen, kadınlar için anayasal nitelikte bir metindir. Aynı zamanda çocuklara yönelik istismarı önleme ve bu istismarlara karşı etkin mücadeleyi gerektiren bir sözleşmedir. Dolayısıyla kadınlar için gereklidir, elzemdir, vazgeçilmezdir! Fakat tek bir adam, erkek ittifakıyla; emekçisinden, işsizine, evlisinden bekârına, gencinden çocuğuna, yaşlısına, mülteci kadından engelli kadına LGBTİ+’lara kadar dini, dili, kimliği fark etmeksizin toplumun tüm kesimlerinden kadınların haklarını teminat altına alan bir sözleşmeyi hedef aldı.

AKP Genel Başkanı şöyle bir şey söylüyor: 'Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz bu sözleşmeyle başlamadığı gibi bu sözleşmeyle bitmeyecek.' Bu gerçek dışı sözleri biz kadınlara değil, sarayındaki yardakçılarına anlatsın. Belki kendisine inanan birilerini bulabilir. AKP-MHP iktidarı kadına yönelik şiddetle değil, kadınlarla mücadele halindedir.

Kendisinin iktidarda olduğu süre içinde 16 bine yakın kadın katledildi. Kadına yönelik şiddet, görülmemiş oranda yükselmiştir. Sadece adalet bakanlığı verilerine göre 145 bin 939 çocuk istismarı davası açılmıştır. 2 milyona yakın kadın hayatta kalmak için koruma talep etmiştir. Kadın işsizlik oranı resmi rakama göre yüzde 45'e ulaşmıştır. Kadınların bütün hakları AKP hükümeti tarafından tehdit edilmiş, saldırıya uğramıştır.

Bu mudur sizin kadına yönelik şiddetle mücadeleniz? Yargısından medyasına bütün kurumlarına kadar, kadını her türlü şiddete mahkum etmek için elinizden geleni yaptınız.

'KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRAN KİRLİ PLAN'
Meclis'te bizim ısrarımızla kadına yönelik şiddeti araştırma komisyonu kurulduğunu herkes biliyor. Bu komisyon bırakın kadınla yönelik şiddetle mücadelenin yöntemlerini tartışmayı, erkek şiddetini ve İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasını meşrulaştırmak üzere çalıştırıldı.

Bu düzmece komisyondan çekildik. Çok açık ve net olarak ifade etmek istiyorum, AKP bu ülkede kadınların başına gelmiş en büyük felakettir.

AKP Genel Başkanı'nın kadına yönelik şiddet eylem planını da açıkladığını da biliyoruz. Biz bu eylem planı adı altında kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran ve örgütleyen kirli planın devreye sokulmak istediğini iyi biliyoruz. Biz sizin eylem planlarınızı, Boğaziçi'ne, belediyelerimize atanan kayyım zorbalığından biliriz. Binlerce kadının katledilmesinden, polis şiddetinden, çıplak aramalarınızdan biliriz. Şiddetin olduğu her yerde iktidarınız, iktidarınızın olduğu her yerde şiddetin olduğunu biliriz.

Kadınlara yaşattığınız yaşam tarzına karşı korkusuzca 'sana ne' diyen kadınlar vardır.

Sesini de, mücadelesini de birleştiren milyonlarca kadın var. Kadınlar bitti demeden bitmeyecek olan İstanbul Sözleşmemiz var. Darbeci, kayyımcı, kadın düşmanı erkek siyasetine karşı kadınların demokratik siyaseti var. Tekçiliğinize karşı eş başkanlık sistemimiz var. Kadınların ter temiz barış talepleri var.

Ahmet Türk'ten kayyımın iddialarına yanıt Ahmet Türk'ten kayyımın iddialarına yanıt