Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) başkent Erbil’de düzenlenen toplantı ile 10 Ekim’de yapılacak olan Irak Parlamento seçimleri için kampanyasının startını verdi.

Tanrıkulu, Bakan Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz istifa etsin Tanrıkulu, Bakan Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz istifa etsin

Toplantıda bir konuşma yapan Başkan Mesud Barzani, Eylül Devrimi, Irak’ta yapılacak olan genel seçimler ile Erbil-Bağdat arasındaki ilişkiler hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Eylül Devrimi’nin tek başına bir silahlı mücadele olmadığını, aynı zamanda siyasi ve toplumsal bir devrim olduğunu da vurgulayan Başkan Barzani, “ Kürt bireylerin yetişmesini sağlayan, bir milletin içinde inancın yeşermesine vesile olan bir devrimdi. Devrim sayesinde bu millet mücadelesine sahip çıkarak savunmasını, düşmanların planlarını nasıl bozması gerektiğini öğrendi” dedi.

Eylül Devrimi’nin geçmişte ve bu gün de mücadelenin temel taşlarını dizdiğini ifade eden Başkan Barzani şöyle devam etti:

“Eylül Devrimi Irak’taki diğer bütün devrimcilerin ve bileşenlerin beşiği haline geldi. Kürt liderliği, Irak’a demokrasi Kürtlere otonomi sloganıyla yola çıktı. Eylül Devrimi 1961 yılından günümüzde kadar Kürtlerin özgürlük mücadelesinin temel taşlarından biridir. Şimdi ve gelecekte de Kürdistan’ın özgürlük mücadelesinin temel taşı olmaya devam edecektir. Çok büyük bir okul olarak büyük kahramanlar yetiştirdi. Kürdistan halkı için de büyük kazanımlar elde etti. Hepsinden daha da önemlisi bir milletin aydınlanmasını sağladı. Özgüveni olan bir millet haline geldi, bana göre bu her şeyden daha da büyüktü.”

Irak’taki seçim yasası, özellikle de şehirlere düşen sandalye sayısı ilgili farklı görüşlere sahip olduklarının altını çizen Başkan Barzani, “Bu düzenlemede hiçbir şekilde adalet ve insaf yok, hiçbir gerçek temele dayalı yapılmamıştır. Çünkü istatistikler yapılmadı. Ancak kamuoyunun çıkarı ve KDP’nin dengesini korumak için bütün eksikliklerine rağmen seçimlere katılmaya karar verdik. Bizim ve seçime katılan diğer bütün tarafların bu süreçteki beklentisi seçimlerin şeffaf ve hileden uzak bir şekilde yapılmasıdır. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler’in ve uluslararası toplumunda bu yönde bir beklentisi var” ifadelerini kullandı.

İktidardaki değişimlerde seçimin en iyi seçenek olduğuna dikkat çeken Barzani, “KDP seçim fikrinin sahibidir, hepiniz hatırlarsınız; 1991 Newroz’unda büyük ayaklanma döneminde Koy kentinden bütün dünyaya bu çağırıyı yaptık ve Kürdistan’da seçim yapmak istediğimizi söylemiştik. Devrimci meşrutiyetinden anayasal ve hukuki meşrutiyete, yani seçimlere geçiş yapmak istediğimizi açıkça ifade ettik. Bunu ne kimse bize dayattı ne de kimse bu konuyu aklına getirdi, ama KDP olarak bu bizim inanç ve kanaatimizdi. Şimdi de iktidarda yapılacak her değişim demokratik yollarla ve seçimlerle yapılmalı. Darbe ile değişiklik yapılmaz” diye ekledi.

Irak ile ortaklık ilkesi temelinde sorunların çözülmesi gerektiğini ifade eden Başkan Barzani, “Denge sağlanmazsa sorunlar devam edecektir. Irak’ta çok fazla metot denendi, ancak mevcut sorunların çözümü için ciddi adımlar atılmalı. Bütçe meselesi açıkça çok ucuz bir oyun. Bütçe meselesi Kürdistan halkının hakkıdır. Kaldı ki Kürdistan halkının sorunu sadece bütçe ile sınırlı değildir. Bütçe diğer tüm sorunlardan yalnızca biri. Biz siyasi bir davaya sahip bir milletiz. En temel mesele ortaklık meselesidir, ortaklık ilkesini ortadan kaldırdılar. Bu nedenle biz sorunların derinliğine inmeliyiz. Bunun da ancak ortaklık ilkesi, diyalog yoluyla ciddi çözüm arayışlarıyla duygusallıktan ve gerginlikten uzakta hal edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

IŞİD’in Kürdistan Bölgesi’ne saldırdığı dönemde ABD Başkanı Joe Biden ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesine değinen Başkan Barzani, şu bilgileri paylaştı:

“IŞİD Kürdistan Bölgesi’ne saldırdığında Başkan Biden o dönem Başbakan Yardımcısıydı, beni aradı ve ‘Biz sizi desteklersek siz karşılık verecek misiniz? Eğer savunma yapamazsanız biz konsolosluğumuzu geri çekelim’ dedi. Ben de ‘Sayın Başkan Yardımcısı, siz bizi destekler veya desteklemezseniz de biz kendimizi savunacağız. Biz hiçbir zorba teröriste teslim olmayacağız. Ancak siz bize yardım ederseniz kuşkusuz görevimiz daha da kolaylaşacaktır, zayiatımız belki daha da az olacaktır. Bu vesileyle size teşekkür ediyoruz ancak ifade ettiğim gibi siz bize yardım etmesezniz de bizim çatışma irademiz var ve karşılıkta vereceğiz. Düşman güçlerinin Kürdistan’ı işgal etmesine de asla izin veremeyeceğiz’ diye kendisine yanıt verdim. Bütün dünya Peşmerge’nin kahramanlığını, Kürt halkının direnişini gördü ve bir örnek teşkil etti.”

Barış ve ortaklık vurgusunu yineleyen Barzani, “Kürdistan’ı korumak için yeterince vefalı ve mücadeleci evladımız ve kahraman Peşmerge’miz var ki Kürdistan’ın bir kez daha yabancıların eline geçmesini engelleyebilelim. Çok şükür Peşmergenin durumu eskisinden daha iyi, ancak hiçbir zaman savaş doğru bir seçenek değildir. Eğer dayatırlarsa Kürdistan halkını temin ederim ki biz de direneceğiz” şeklinde konuştu.

Düşmanların askeri ve savaş politikalarıyla yapamadığını eğitimle yapmaya çalıştıklarını ve bu konuda da nispetten başarılı olduklarını belirten Barzani, “Eskiden düşmanlar tank, uçak ve toplarla bize saldırıyorlardı kendimizi savunuyorduk. Çoğu zaman zayiatta veriyorduk. Ancak düşman şu anda farklı bir metotla bambaşka bir materyalle bize saldırıyor. Çok daha tehlikeli olanı şu ki saldırılarda nispetten başarılı da oldular, gençlerimizin vatanserverliği ve inançlarını sarstılar. Bu çok büyük bir tehlikedir. Bu nedenle ilkokul birden itibaren bunu göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Bundan sonraki nesilleri öyle eğitmeli ki vatan ve halk uğruna bedel ödemeyi göze alsınlar” dedi.