Türkiye’nin sınırları içerisinde 3 büyük fay hattı bulunuyor. Bunlar “Kuzey Anadolu”, “Doğu Anadolu” ve “Batı Anadolu” fay hatları olarak isimlendiriliyor.

İstanbul ve Ankara’da diri fay yok. Fakat yakınlarında yer alan diri fay hatları Türkiye’nin finans, tarih ve kültür-sanat merkezi İstanbul ile başkenti Ankara’yı da deprem riskiyle karşı karşıya bırakıyor.

Habertürk’ten Mehmet Çalışkan, fay hatlarının geçtiği bölgelerde kaç kişinin yaşadığını, kaç konut bulunduğunu ve bu konuda uzmanların görüşlerini yazdı.

Toplam nüfusu 85 milyon 279 bin 553 olan Türkiye’de konut sayısı ise 20 milyon 32 bin.

Uzmanların son günlerde deprem konusunda dikkat çektiği Marmara, Ege, Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinin toplam nüfusu 54 milyon 436 bin 445. Yani Türkiye nüfusunun yüzde 63.8’ini oluşturuyor.

Uzmanların Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Edirne, İstanbul, Kırklareli, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova’yı içine alan Marmara Bölgesi ile ilgili görüşleri şöyle:

“Kırılma Gebze açıklarına kadar uzanırsa 7.5 büyüklüğünde deprem üretir”

Prof. Dr. Celal Şengör:

“Depremin süresinin iki dakika olabileceğini düşünüyoruz. Fay, Silivri’den Büyükçekmece’ye kadar kırılırsa korkulacak bir durum olmaz ancak kırılma Gebze açıklarına kadar uzanırsa 7.5 büyüklüğünde deprem üretir. Yeşilköy ve Tuzla'da şiddet, 9'a çıkacak. Büyüklük değil ama şiddet, buralarda 9 olarak hissedilecek” diyor.

“Marmara fayı kırıldı, kırılacak”

Prof. Dr. Naci Görür:

“Marmara fayı kırıldı, kırılacak. Kırılırsa minimum 7.2 büyüklüğünde deprem üretecek. Anadolu yakasındaki yaşlı kayalar, Avrupa yakasına göre daha yapılı ve sert. İstanbul depreminde Avrupa yakası, Anadolu yakasına göre daha fazla tahrip olacak. Marmara’nın güney bölgesi dikkatli olmalı. Marmara’ya dikkat diyoruz. Kilitli olan fay burası diyoruz. Buradaki stres kayma gücünden daha fazla. Stres, şu anda Kuzey Anadolu Fayı’nın Adalar’daki bir segmentiyle Kumburgaz fayı üzerinde kilitli. O nedenle Marmara’da deprem olursa ya Adalar fayı üzerinde olur ya da Kumburgaz fayı, Yeşilköy, Silivri açıklarında uzanır. Adalar fayı aşağı yukarı 43 kilometredir. Tamamı kırılırsa maksimum 7 büyüklüğünde deprem üretir. Kumburgaz fayı 65 kilometredir. Bu kırılırsa da minimum 7.2 büyüklüğünde deprem üretir.”

Segment... Fayın ya da fay zonunun yüzey kırığı oluşturan bir deprem sırasında aktif hale gelen kesimi.

“Etkileyeceği en büyük alan İstanbul olacaktır”

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan:

“Olası İstanbul depreminin 2045'ten önce olması şaşırtıcı olur. Geçmişte zamanı belli olan depremler hiçbir zaman belirlenen zamandan önce olmamış. Marmara’da beklenen hiçbir deprem beklenildiği yıldan daha önce olmuyor. Ya tam zamanında oluyor ya da gecikiyor. Marmara’da olan her deprem, 150 kilometre uzağı etkiliyor. Yani Gölcük depremi İstanbul depremidir, İstanbul depremi, Gölcük depremi olacaktır. Aynı zamanda Yalova depremi, Karamürsel, Tekirdağ depremi olacaktır. Balıkesir, Bursa, Çanakkale depremi olacaktır. Bu bir Kuzey Marmara depremidir. Etkileyeceği en büyük alan İstanbul olacaktır. Kuzey Marmara'da olacak bir depremde İstanbul'un kilometre kare başına düşen kişi yoğunluğu 3 bin kişidir. İstanbul'da kilometre kare başına düşen konut sayısı 340'tır.”

“En riskli olanı Doğu Marmara hattı”

Trump, Türkiye Büyükelçisi adayını açıkladı Trump, Türkiye Büyükelçisi adayını açıkladı

Prof. Dr. Cenk Yaltırak:

“En riskli olanı ve kırılmasını öngördüğümüz fay hattı Osmangazi Köprüsü'nün olduğu yerden başlayıp, İmralı Adası kuzeyine uzanan 110 kilometrelik, 7.6 büyüklüğüne ulaşma potansiyeli olan Doğu Marmara hattı. Bize göre kırılma tarihsel verilere göre 1509’da olduğu gibi Doğu Marmara segmenti üzerinde olacak. Bu durumda Marmara Ereğlisi ile İzmit Körfezi arasındaki alanda İstanbul, Yalova ve Bursa’da ağır hasarlar oluşur.”

“İstanbul’da 6.5 şiddetinde depremin ihtimali yüzde 1 – 2”

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy:

“İstanbul’da önümüzdeki yıllarda 6.5 şiddetinde bir depremin gerçekleşme ihtimali yüzde 1 - 2 civarında. Silivri - Yeşilköy arasındaki 50 kilometrelik kırılmayan fay büyük bir deprem üretemeyecek.”

“Marmara 7 ve daha üzeri bir depreme gebe”

Prof. Dr. Okan Tüysüz:

“Ölçümler, Marmara Denizi'ndeki Kuzey Anadolu fayının yılda ortalama 2 santimetre kadar hareket ettiğini gösteriyor. Marmara Bölgesi, 7 ve daha üzeri bir depreme gebedir. Bu deprem, Marmara Bölgesi içerisindeki Kuzey Anadolu fayından kaynaklanacaktır. Büyük olasılıkla da Silivri - Adalar arasında bir noktada meydana gelecektir.”

Prof. Dr. Haluk Eyidoğan:

“Ana fay hareket sırasında bazen çevresinde tali (ikincil) faylar oluşturur. İkincil faylar büyük deprem yaratmaz ama 5.7 gibi kuvvetli depremler yaratabilir. Bu, ikincil faylar ana faya paralel olacağı gibi çeşitli açılarda konuşlanabilir. İstanbul için büyük deprem riski çok yüksek.”

“En büyük deprem de 1509 depremiydi”

Prof. Dr. Şükrü Ersoy:

Marmara’da 7.7 büyüklüğünde deprem meydana gelmesi mümkün. En büyük deprem de ‘küçük kıyamet’ denilen 1509 depremiydi. Yıkım ve ölü sayısı fazlaydı. Dolayısıyla bu deprem bir daha tekrarlanırsa 7.7 büyüklüğünde olacağı düşünülüyor.

Prof. Dr. Ziyadin Çakır:

İstanbul’u etkileyen 1912 depreminin bittiği yerden başlayan yeni bir kırık, Doğu’ya doğru ilerlerken yavaşlayıp durabilir. Bu da Marmara depreminin beklenenden daha küçük olma ihtimalini artırmaktadır.

Prof. Dr. Hasan Sözbilir:

“İki fay parçasının toplam uzunluğu 120 kilometre. Bunların tek parça kırılması halinde 7.4 büyüklüğünde bir depreme neden olabilir.”

Uzmanların Afyon, Aydın, Denizli, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla ve Uşak’ı içine alan Ege Bölgesi’ne ilişkin yorumları ise şöyle:

Prof. Dr. Ziyadin Çakır:

“İzmir'in Bornova ve Karşıyaka gibi zayıf zeminlere sahip bölgeleri düşünüldüğünde yakın bir fayda oluşacak orta büyüklükte bir deprem dahi İzmir için yıkıcı sonuçlara neden olabilir.

“İzmir fayı; 7 ve üzeri deprem üretme potansiyeline sahip”

Prof. Dr. Naci Görür:

“Ege levhası üzerinde, Ege Denizi içinde çok sayıda fay var. Herhangi bir fayda stres yoğunluğu artarsa daha büyük bir deprem de meydana gelebilir. İzmir fayı; 7 ve üzeri deprem üretme potansiyeline sahip.”

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan:

“İzmir ve Midilli'de 6.8 - 6.9 deprem gelirse şaşırmam. İzmir'de olursa çok kötü olur. Midilli'de olacak 6.8'lik deprem ise İzmir'de 6.1 hissedilir. İzmir'de 6.1'lik bir deprem ne yapar? Aslında bir şey yapmaması gerekir ama önceki depremlerle yorulan yapılarda direnç eşik değeri düşmüş olabilir. Özellikle Bayraklı kesimlerinde önceki yıkımların etrafında yıkım olursa şaşırtıcı olmaz.”

Prof. Dr. Celal Şengör:

“Aydın, kocaman bir fayın üzerinde oturuyor. Aydın'da en son 1899’da 9 büyüklüğünde 1955’te ise 6.8 büyüklüğünde depremler yaşanmış. Menderes Graben'in bir parçası olan Nazilli - Denizli arası, en tehlikeli yer konumunda bulunuyor. Bölgede önümüzdeki süreçte 6 - 7 şiddetinde bir deprem bekliyoruz.”

Prof. Dr. Hasan Sözbilir:

“Buca Fayı'nın Tuzla Fayı ile bağlantısı bulunuyor. Bütün bu yapı, bir çiçek yapısını andıran şekilde gelişmiş durumda. Tuzla Fayı'nın 7 büyüklüğünde bir deprem üretebildiğini biliyoruz. Bu depremin de yakın bir zamanda olması beklenmiyor. Midilli'deki fayın karşısında Edremit Fayı var. Onun doğu ucu 1944'te 6.8'lik deprem üretmiş, tsunami yaşanmıştı. Edremit Fayı'nın Midilli karşısındaki daha kırılmayan ucunu tetikleme olasılığı var. 6.8'lik deprem üretebilir. Çanakkale, Balıkesir kısımları zarar görebilir, tsunami yaşanabilir.”

“Burada en az 7 büyüklüğünde bir deprem olabilir”

Uzmanların Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Hakkari, Iğdır, Kars, Malatya, Muş, Dersim ve Van’ı içine alan Anadolu’nun doğusu hakkındaki görüşü ise şöyle:

Prof. Dr. Ziyadin Çakır:

“Kırılan Doğu Anadolu Fayı, bölgedeki diğer fay hatları üzerinde stres transferine neden oldu. En çok stres transferi, 7.6'lık Elbistan depreminin ardından; Elbistan'ın batı ucunda Savrun Fayı'nda oldu. Deprem olma olasılığının arttığı bu bölgede yaşanabilecek olası bir deprem; Kozan, Kadirli, Osmaniye, Ceyhan, Adana, Kahramanmaraş, Göksun ve Tufanbeyli'deki yerleşim alanlarını etkiler. Burada en az 7 büyüklüğünde bir deprem olabilir. Doğanşehir'den kuzeye doğru uzanan bir bölümde de gerilim arttı. Bu bölümde yaşanabilecek kırılma; Malatya, Hekimhan, Darende, Yeşilyurt, Arapgir, Kemaliye, Divriği ve Elbistan'a uzanır. Burada yaşanabilecek depremin büyüklüğü ise 7.2 hatta 7.3'e çıkabilir.”

“Doğu Anadolu Fayı'nın en kuzeydoğu ucunda bir kesim var”

Prof. Dr. Naci Görür:

“Hatay'ın ölü fay kesimlerinde bir stres transferinin olabileceğini, oralara bir yük geldiğini düşünüyorum. Oralarda özenli ve dikkatli olmak lazım ama onun dışında büyük ölçüde Doğu Anadolu fayı enerjisini boşalttı ve azalttı. Tıpkı Kuzey Anadolu fayı gibi. Bundan sonra büyük ölçüde o faylarda bir rahatlama olacaktır. Uzun dönem büyük depremler meydana gelmeyecektir ama dediğim yerlerde de dikkatli olmamız gerekiyor. Bizim endişe ettiğimiz yerler Bingöl ile Karlıova arasında. Doğu Anadolu Fayı'nın en kuzeydoğu ucunda bir kesim var. Orada en son deprem 1766 gibi oldu. Oradan endişe ediyoruz.”

“Reyhanlı, Yayladağı, Samandağ, İskenderun ve Kırıkhan'da yıkıcı etki yaratabilir”

Adana, Antalya, Burdur, Hatay, Isparta, Maraş, Mersin ve Osmaniye’yi kapsayan Akdeniz bölgesi için ise Prof. Dr. Ziyadin Çakır’ın görüşleri şöyle:

“Hatay'da yaşanan 6.4 ve 5.8'lik depremleri de göz önüne aldığımızda Samandağ kırığının ilerlemesi söz konusu. Bu fay hattı Akdeniz'e giriyor ve Kıbrıs'ın altından geçiyor. Bu fayın kırılması büyük bir deprem yaratır; Japonya, Endonezya'daki gibi depremin büyüklüğü 8'i de geçebilir. Bu deprem, Antalya'yı da etkileyebilir. Antalya'dan Suriye'ye inen, Münbiç'ten Lübnan'a uzanan stres transferinin yaşandığı bu fay hattı kırıldığı taktirde ise Suriye'nin büyük bölümünün yanı sıra Reyhanlı, Yayladağı, Samandağ, İskenderun ve Kırıkhan'da yıkıcı etki yaratabilir.”