Silivri (Marmara) Cezaevi'nde 1 Kasım 2017'den bu yana tutuklu bulunan iş insanı ve sivil toplum temsilcisi Osman Kavala, cezaevinde dokuzuncu yıla girdi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) "derhal serbest bırakılmalı" kararına rağmen hâlâ tutuklu bulunan Kavala, cezaevinden gönderdiği mesajında “Temel hukuk kurallarına riayet eden, insan haklarına ve insan haysiyetine saygı gösteren anlayışın ülkemizde de egemen olacağına inanmaya devam ediyorum" ifadelerini kullandı.

Kavala'nın mesajı şöyle:
“Bu ayın sonunda Silivri’de ikametimin sekizinci yılı tamamlanmış oldu. 2020 yılında ilk Gezi davası beraatle sonuçlanmıştı. Beraat kararında, 2019 yılındaki AİHM kararında olduğu gibi, beni herhangi bir suçla ilişkilendiren bulgu olmadığı ayrıntılı biçimde açıklanmıştı. Ancak beraat kararı bozuldu, iki yıl sonra da yeni bir delil ortaya konulmamasına rağmen, yargıçlar ‘vicdani kanaatlerine göre’ karar verdiklerini ifade ederek beni hayat boyu hapis cezasına, benimle birlikte yargılanan diğer sivil toplum aktivistlerini de on sekizer yıl hapis cezasına çarptırdılar.
İlk Gezi davasının beraatle sonuçlanmasından beraat kararları bozulup mahkûmiyet kararları verilene kadar geçen iki yıllık sürede tutukluluğum casusluk suçlaması temelinde sürdürüldü. Ceza kanunumuzdaki bu suçun konusu olan devletin gizli bilgilerini nereden ve nasıl elde ettiğim belirtilmeden ve bu bilgilerin ne olduklarına dair hiçbir açıklama yapılmadan yasadaki tanımların dışında bir suç kurgulandı.
Gezi davasından mahkûmiyet kararı verilince bu lekeleyici suçlama düşürüldü. Cezaevinde dokuzuncu yılıma girerken temel hukuk kurallarına riayet eden, insan haklarına ve insan haysiyetine saygı gösteren anlayışın ülkemizde de egemen olacağına inanmaya devam ediyorum.”





