Uygulanan ekonomi politikalarının dar gelirliler üzerinde yarattığı tahribat, kredi kartı harcamalarına yansıdı. Borç bakiyesinde yaşanan birikimin ve geri ödeme sorunun açığa çıkmasının ardından BDDK ve Merkez Bankası kredi kartlarına yönelik peş peşe düzenlemeye gitti.

Buna göre, BDDK, bireysel kredi kartı ve ihtiyaç kredisi borcunu ödeyemeyenler için 60 aya kadar yapılandırma imkânı getirdi. TCMB de bireysel kredi kartlarında yapılandırmada kullanılacak azami faiz oranını referans faiz olan yüzde 3,11 ile sınırlandırdı. Kredi kartlarında dönem borcunda ödenmesi gereken asgari tutarının, limiti 50 bin Türk Lirası ve altında olan kredi kartları için dönem borcunun yüzde 20’si olarak, 50 bin Türk Lirasının üzerinde olan kredi kartları için dönem borcunun yüzde 40’ı olarak belirlenmesine karar verildi.

Merkez Bankası ise faiz oranının bakiyeye göre farklılaştırdı. Buna göre bakiye arttıkça faiz de artacak. Yüksek oranda borç bakiyesi olanlarda kart faizi bakiyeye göre artacak ve en yüksek tutarda aylık referans orandan 1,6 puan kadar fazla olacak.

İş Dünyası 2025’te Ne Bekliyor? Asgari Ücret ve Ekonomik Öngörüler İş Dünyası 2025’te Ne Bekliyor? Asgari Ücret ve Ekonomik Öngörüler

BDDK'nın istatistiklerine göre ödenemediği için takibe düşen bireysek kredi kartı borcu 20 Eylül haftası itibarıyla 43 milyar 754 milyona ulaştı. Son dönemde özellikle temel ihtiyaç harcamalarında taksitsiz olarak kullanılan kredi kartlarında, bankalar tarafından takibe alınan alacaklar hızla artmaya başladı. Son bir yılda batık bireysel kredi kartı borcu yüzde 261,9 oranında büyüdü.

Risk Merkezi’nin son verilerine göre ise kredi kartı olan kişi sayısı Temmuz 2023 itibarıyla 37,8 milyona ulaştı. Kart sahibi olan kişi sayısı bir yılda 2,5 milyon artarken kişi başına düşen ortalama borç bakiyesi 24 bin 177 liradan 41 bin 662 liraya ulaştı. Öte yandan kredi kartı olan 100 kişiden yaklaşık 48’inin kart limiti ise 100 bin TL’nin üzerinde çıktı.

SÜRDÜRÜLEBİLİR YOKSULLUK

Yurttaşın borç sarmalından kurtulması için gerçek ve kalıcı çözümler yapılması gerektiğini vurgulayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, “kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılması yoksulluğu sürdürülebilir hale getiriyor” dedi. Karatepe, "Vatandaşın borç sarmalına girmesinin asıl nedeni, ücretlerin baskı altında tutulması ve gelirlerin düşük kalmasıdır. Gelirler zorunlu harcamaları karşılamaya yetmezken, borcun vadelere yayılması çözüm değildir. Yapılması gereken, öncelikle ücret ve aylıklarda artış sağlayacak düzenlemelerdir" ifadelerini kullandı.

Yapılandırma kararını eleştiren Prof. Dr. Karatepe, “60 ay vadeyle ev alınan bir ülkede, kredi kartı borcunun da bu kadar uzun sürede ödenmesinin normalleştirilmesi, ekonomimizin içinde bulunduğu vahim tabloyu gözler önüne seriyor. Gelir düzeyinde artış sağlanmadığı sürece, borç yapılandırması ancak geçici bir rahatlama sağlar, borç yükü ise faizle beraber büyümeye devam eder” diye konuştu.

Karatepe, bu durumdan kurtulmanın mümkün olduğunu belirterek, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

“Asgari ücretten başlayarak, tüm ücret ve emekli aylıklarını insanca yaşanabilecek seviyelere çıkararak, vatandaşların borçlanmak zorunda kalmadan hayatlarını sürdürebilmelerini sağlamak. Kredi kartı borçlarına uygulanan faiz üzerinden alınan Banka Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) ve Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu'nun (KKDF) derhal sıfırlanması. Bu adımlar atılmadığı sürece, yalnızca yoksulluğu sürdürülebilir hale getiren politikalarla karşı karşıya kalacağız. Vatandaşın borç sarmalından kurtulması için gerçek ve kalıcı çözümler üretilmelidir."

∗∗∗

PANSUMAN YAPMA DERDİNDELER

BirGün Yazarı Hayri Kozanoğlu ise düzenlemeyi ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Prof. Dr. Kozanoğlu, BDDK’nin kredi kartı borçlarına yeni yapılandırma getirmesinin nedeninin asgari ücrete zam yapılmaması ve faiz oranlarının artırılması olduğunu söyledi ve bu durumu şöyle açıkladı:

"Asgari ücretin Temmuz ayında artırılmaması, emekli ve çalışan ücretlerinin enflasyonun gerisinde kalması insanların satın alma gücünü daraltıyor. İnsanlar da ister istemez iki yakalarını bir araya getirebilmek için kredi kartlarına başvurmak zorunda kalıyorlar. İkincisi de özellikle 2023 Mayıs seçimlerine kadar kredi kartı faiz oranları çok düşük tutuldu. Bu sadece iki yakasını bir araya getirmeye çalışanlar için değil tuzu kuru kesimler için de hem kredi kartıyla borçlanarak ya da ihtiyaç kredisi kullanarak harcamalarını yapmak hatta bu sayede döviz almak, borsaya girmek imkanı tanıyordu. Faiz oranlarının artmasıyla birlikte ise bu kesim çekilmeye başladı. Piyasa büyük ölçüde bir dar gelirlinin gündelik harcamalarını sürdürebilmek için kredi kartını kullananlara bir de nakit sorunu çeken şirketlere kaldı. Şimdi bireylere yönelik bu yaklaşan tehlikeyi bir nebze hafifletmek için böyle bir önlem alındığı görülüyor.''

Kaynak: Birgün