DEM Parti’den hak ihlalleri raporu: Baskılar yüzde 50 arttı CANLI DEM Parti’den hak ihlalleri raporu: Baskılar yüzde 50 arttı CANLI

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, dünkü Diyarbakır mitinginde Selahattin Demirtaş'ı hedef alarak, "Şu anda Edirne Cezaevi'nde olan zatın Kürtlük ile alakası var mı? Yok. Bu adam Kürt değil. Ama Kürt kardeşlerimi sömürüyor" dedi. Eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın Erdoğan'a yanıtı ise "Tek adamlığa kendisini öyle kaptırmış ki, benim ne olduğuma da kendisi karar veriyor. Sen onu bunu boş ver de Diyarbakır'a bir daha gidersen "Kim hırsız" diye bir sor. Yalnız, mitinge gidecek kardeşlerim yanlarına kıymetli eşya almasınlar. Ne olur ne olmaz" oldu.

Erdoğan'ın Demirtaş'a yönelik sözleri, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'na da soruldu. Ayrıştırıcı bir üsluptan uzak durulması gerektiğini belirten Karamollaoğlu "Kürt müdür değil midir, bilmiyorum. Ama önemli olan fikirleri. Kendisi Kürt olmayabilir, Türk olmayabilir. Başka anlayışlara sahip olabilir. Kendisi fikren bir noktaya gelebilir, oradan mağdur gördüğü insanların derdiyle dertlenmeyi kendine vazife olarak kabul edebilir. Bunun şeceresine gidip sen kimsin ki bununla ilgileniyorsun demenin bir faydası yok. Ayrıştırıcı. Sürekli olarak 'Benden yana mısın bana karşı mısın?' Ben camiye gittiğimde yanımdaki insanın kim olduğuna bakmam. Bunu araştırmaya girmeyi de gerekli görmem. Biz çok farklı temel değerlere sahip parti mensupları olarak nasıl bir araya geleceğiz. Elbette bunun yolu asgari müştereklerde birleşmek. Birbirimizi rencide etmeden, nasıl yaşacağıyız bir arada? Bunu bulabilmek. Zaten bir arada yaşıyoruz. Ama bir ağız tadıyla yaşamak var bir de birbirimize hakaret ederek yaşamak var" dedi.


'CUMHURBAŞKANI ADAYI İÇİN ZAMANA İHTİYACIMIZ VAR'

Halk Tv'de İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah programına konuk olan Karamollaoğlu, "Cumhurbaşkanlığı adaylığı hakkında 'aklınızda bir isim var mı?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Vardır demek o kadar kolay değil. Biraz daha zamana ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Zaman geçtikçe kanaatler de değişebilir. Toplumda da farklı anlayışlar çıkabilir. Bunu kamuoyu yoklamaları ortaya koyacak. Biz de kanaatlerimizi o yönde belirleyeceğiz. Bizim başkanımız uzlaşmacı olacak. Özellikle bu dönemde kim başkan adayı belirlenirse onunla birlikte parti liderleri deklarasyon yayınlayacak. Bu başkandan ne beklediklerini ifade edecekler. Bundan dolayı bizim bu deklarasyonumuz bizimle her yönüyle, bütün partilerle uyumlu çalışacak bir başkan olacak. Geçiş döneminde yetkilerini paylaşacak. Ben şimdilik şöyle davranayım. 'Seçimden sonra bütün yetki benim, önümüzde beş yıllık zaman var, yavaş yavaş bu meseleyi çözeriz' derse bizim düşüncemizin çok ötesine geçmiş olur. Biz uzlaşma içinde çalışacak bir başkan belirleyeceğiz."

'SEÇİMDE BİR DEĞİŞİKLİK KAÇINILMAZ GÖRÜNÜYOR'

AKP’den istifa edip İYİ Parti’ye katılan Ahmet Eşref Fakıbaba'nın istifasını da değerlendiren Karamollaoğlu, "Fakıbaba'nın istifası çok önemli. Zannediyorum ki Fakıbaba'nın ayrılması başkalarını da tetikler. İnsanlar gidişattan memnun değiller. Şahsi menfaatini gözetenler var. Seçimde bir değişiklik kaçınılmaz gibi gözüküyor. Bu insanları endişe sürüklüyor" dedi.

'ERDOĞAN ELİNDEKİ TÜM İMKANLARI SEFERBER EDİYOR, BU DÖNEMİN SONU BİTTİ'

"Erdoğan'ın döneminin bitip bitmediği' sorusuna da yanıt veren Karamollaoğlu, şöyle konuştu;


"Bu dönemin sonu geldi. Ancak sayın Erdoğan, elinde bulundurduğu bütün imkanları seferber etti, sahaya sürdü ve bundan sonra da sürecek. Bütün maddi manevi nesi varsa veya bürokratik olarak elinde hangi imkan varsa tamamını sahaya sürüyor. Buradan netice çıkar mı şahsen kendisinin toplumun belirli bir kesiminde itibarı var. Onlar Erdoğan'ın bazı attığı adımlardan memnunlar. Örneğin; başörtü meselesini çözmüş olması, imamhatip okullarının açılması, Kuran kurslarına imkan verilmesi bütün bunlar önemli adımlar. Erdoğan'ın karşısında olup da bu noktaları gereksiz olarak tenkit etmeye kalkanlar var. Erdoğan'ın attığı bu adımları 'gelirsek biz yerle bir ederiz' anlamında ama böyle bir yetkileri de yok. Ama bu endişe ettiriyor. Bunlar toplumda bir tereddütün doğmasına vesile oluyor. O yüzden Erdoğan elindeki tüm imkanları seferber edecek. Borç alacak, para basacak, toplu sözleşmeye gelecek, zamlara gelecek, asgari ücret için kesinlikle herkesin tahmin bile etmeyeceği rakamları söyleyecek, enflasyonun üzerinde zamlar yapacak. Erdoğan, '6 aylık sürede ben bunlara tahammül ederim sonra da imkanları elime geçirince bundan sonra başka bir dönem beklemiyorum elimden geleni yaparım' diye düşünecek."