İHD Hakkari şubesi yaptığı yazılı açıklamada; şu ifadelere yer verildi.
"Hakkari ili Yüksekova ilçesinde, Valilik tarafından yapılan bir duyuru ile, Yüksekova ilçe merkezinin tamamında 13 Mart 2016 günü saat 22.00’dan, Yüksekova İlçesine bağlı Vezirli Köyü ve Çimenli mezrasında da 30 Mart 2016 günü saat 20:00’dan geçerli olmak üzere ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş olup ilçe merkezi ile Yüksekova ilçesine bağlı Vezirli Köyü ve Çimenli Mezrası’nda giriş ve çıkışlar da yasaklanmıştı . Verilen bu insanlık dışı karar ile ilçe merkezi ve bağlı bazı bölgelerde 79 gün boyunca sokağa çıkma yasağı uygulanmış, ilçede bir savaş ortamı sürdürülmüş, sivil halkın evleri, işyerleri, okullar, camiler tamamen yakılıp yıkılmıştır. İnsanlık onurunun hiçe sayıldığı bu dönemde bölge halkı evlerinden zorla çıkarılarak çevre illere göçe zorlanmıştır. 30 Mayıs 2016 tarihinde sonlandırıldığı ilan edilen sokağa çıkma yasakları yine de kısmi olarak uygulanmaya devam etmiş, saat 20.00’dan sonra sokağa çıkışlar yasaklanarak ilçe merkezi adeta bir hapishaneye dönüştürülmüştür. Herhangi bir olağanüstü hal veya sıkıyönetim ilanı olmadan ve hatta valiliğin veya ilçe kaymakamlarının karar verme yetkisi dışında olan sokağa çıkmanın yasaklanması kararının, 79 gün boyunca ARALIKSIZ BİR ŞEKİLDE uygulanması, iç hukukta veya uluslararası mevzuatlarda hiçbir karşılığı olmayan, insan haklarının hiçe sayıldığı, insanların yaşam hakkı, mülkiyet hakkı gibi temel haklarını hiçe sayan bir faciadır.
Konu ile alakalı İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) tarafından oluşturulan bir heyet, 04.06.2016 tarihinde ilçeye gidip gözlem yapmış ve tüm gözlemlerini raporlaştırmıştır. Oluşturulan raporda yıkımın etkisini detaylı bir şekilde göz önüne sermişlerdir. Hazırlanan rapora göre; Yüksekova’da uygulanan sokağa çıkma yasakları sırasında yaşanan çatışmalarda 78 cenaze Erzurum Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmiş, 25 cenazenin kimlikleri teşhis edilerek ailelerine teslim edilmiş, 53 cenaze ise kimsesizler mezarlığına defnedilmiştir. Kimsesizler mezarlığına defnedilen cenazelere daha sonra yapılan DNA testleri ile, 3 cenaze daha ailelerine teslim edilmiştir. Telafisi mümkün olmayan bu kayıplar, yaşanan çatışmanın yıkımının ne denli büyük olduğunun, insan yaşamının bizzat devlet eliyle nasıl hiçe sayıldığının açık bir göstergesidir.
Aradan geçen 6 yıla rağmen, yaşanan bu yasaklar döneminin yıkımlarının etkisi hala devam etmektedir. Sokağa çıkma yasaklarının sona ermesinden sonra, 10 Ağustos 2016 tarihinde Hakkâri ili Yüksekova ilçesinde 7 mahallenin riskli alan olarak ilan edilmesine ilişkin bir Bakanlar Kurulu kararı Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Yayınlanan bu karar ile Hakkâri ili Yüksekova ilçesinde 7 mahallenin tamamen yıkıldığı resmi olarak kayıt altına alınmıştır. Yaklaşık 15 bin konutun zarar gördüğü yıkım sürecinde İlçe halkı, kendi mülklerinde yaşayamaz hale gelmiş, devlet tarafından “iyileştirme” adı altında bazı bölgeler kamulaştırılmış, TOKİ konutları yapılarak çatışmalarda evleri zarar gören halkın bazıları bu konutlara yerleştirilmiş, bazıları bu haktan dahi yararlanamayarak risk altındaki konutlarda yaşamaya devam etmiş veya çevre illere göç etmek zorunda bırakılarak kültürlerinden, tarihlerinden uzakta yaşamaya başlamışlardır. Bu yıkımda doğada bulunan birçok canlı türü de katledilmiş ve telafisi olmayacak bir şekilde tahrip edilmiştir
Hukuka aykırı bir şekilde uygulanan bu KESİNTİSİZ sokağa çıkma yasakları ile birlikte yaşanan çatışmalar sonrasında etkili bir soruşturma yürütülmemiş, yapılan kamulaştırma işlemleri ve afet bölgesi ilanları ile, etkin bir soruşturma yürütülebilmesi için mahalde ele geçirilebilecek deliller karartılmış, Yüksekova halkına daha önce görülmemiş bir muamele ile insan hakları ihlalleri yaşatılmıştır.
Etkisi hala güçlü bir şekilde devam eden sokağa çıkma yasaklarının ve yıkımların üzerinden 6 yıl geçmiş olmasına rağmen, Yüksekova halkının evlerine, işyerlerine “TC geldi, fistanlılar neredesiniz”, “Çepni Torunu Yüksekova’da” şeklinde yazılar yazan, arama noktalarında insanlara ‘Burası artık Yüksekova değil, ‘Yeşilova’dır. Burası artık bizimdir’ diye bağıran askerler yargılanmamıştır. Uyguladıkları bu işkencelerin talimatını kimden veya kimlerden aldıkları sorgulanmamıştır.
Biz İHD Hakkari Şubesi olarak herkesçe bilinmesini isteriz ki, aradan kaç yıl geçerse geçsin, kanunlara, Anayasaya, Uluslararası tüm sözleşmelere aykırı bir şekilde uygulanan bu yasakları, yıkımları, katledilen canları unutmayacağız" denildi.