Halkların Demokratik Kongresi (HDK), genel merkez binasında “Kadın ve Barış Tartışmaları” konulu panel gerçekleştirdi. Moderatörlüğünü HDK Kadın Koordinasyonu üyesi Aynur Cengiz’in yaptığı panele, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi Fatma Kurtulan ile feminist aktivist Özgül Saki konuşmacı olarak katıldı. “Barışın inşasında kadınların mücadelesi” pankartının asıldığı panele çok sayıda kadın katıldı.

Üç oturum olarak gerçekleşen panelde, “Savaşın Nedensellikleri Dinamikleri- Failleri-Etkileri ve Sonuçları, “Savaş-Barış Süreçlerinde Barış Deneyimleri” ile “Türkiye ve Kürdistan’da Barışın Olanakları” başlıkları tartışıldı.

‘SAVAŞ YIKIM GETİRİR’

Panelin açılışını yapan HDK Kadın Koordinasyonu üyesi Aynur Cengiz, toplumun en çok ihtiyacı olan barışı konuşmak üzere bir araya geldiklerini dile getirdi. Savaşlardan en fazla etkilenen kesimin başında kadınların geldiğini söyleyen Cengiz, bundan dolayı kadınların barışı konuşmasının önemli olduğunu ifade etti. Cengiz, “Savaş, göç, şiddet, işkence ve tecavüzden başka bir şey getirmiyor. Doğaya, ekolojik yaşama onarılmaz zararlar veriyor. Savaşın tanığı olan kadınlar, ekonomik sosyal bir bütün olarak yıkıma uğruyor. İstatistiklere baktığımızda kadınların ve çocukların üzerindeki etkiler yıllarca devam ediyor. Bundan dolayı kadınlar, özne olabileceği kalıcı barış istiyor” dedi.

‘KADINLAR BARIŞ MÜCADELESİNDE DİRENGEN’

Daha sonra söz alan feminist aktivist Özgül Saki, barışı savunan kadınlar olarak geçmişte birçok çalışma yaptıklarını söyledi. Barış Nöbetleri’ni örnek gösteren Saki, Kürt ve Türk kadınların barışın inşası noktasında çabalarının olduğunu belirten Saki, “Kadınlar neden barış istiyor meselesine gelindiğinde savaşın kendisi patriarka ve militarizmi güçlendiriyor. Ermeni kadın askere Azerbaycan askerlerinin yaptıkları, İran’da yapılanlar ve kendi ülkemizde kadınların savaştan nasıl etkilendiği açık bir şekilde ortada. Savaş koşulları kadınların kendi mekanında varoluşunu yok ediyor. Bu nedenle kadınlar barış mücadelesinde daha direngenler” ifadelerini kullandı.

Düzenli ordu, paramiliter yapılar ve medya ile toplumların varoluşlarına ilişkin tehditlerin devam ettirildiğini dile getiren Saki, şöyle dedi: “Kolombiya’da, Zapatista’da yaşananlar bizimkinden farklı değil. Orada kadınlar patriarkayla bağlarını zayıflatarak, güçlendiklerini hissediyorlar. Oradaki bir kadın gerilla ile konuşmuştum ‘Barış oldu geldim ama kendimi şimdi özgür hissetmiyorum’ demişti. Yani savaş sürecince sadece mağdur olan değiliz. Kalıcılığı nasıl inşa etmek gerekir onu konuşmak gerekir.”

‘BARIŞ İNANCI ZEDELENİYOR’

Ardından konuşan HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan ise, Türkiye toplumunda barışa olan inancın zedelendirilmeye çalışıldığına dikkat çekti. Ülkedeki Kürt sorununa işaret eden Kurtulan, “Cumhuriyetle yaşıt bir zihniyetle boğuşuyoruz. 1922 yılından sonra Kürdün inkarının somut olarak pratiğe geçtiği bir süreçten geliyoruz. Ülkenin tarihinde bugüne kadar hep çatışmalar ve savaşlar yazıldı ama savaşlarda bedel ödeyenlerde oldu. Toplumun barış inancını yok ederek, yol alınmaya çalışılıyor bugün. Mevcut egemen zihniyet, varlığını bizim yokluğumuz üzerine kurmaya çalışıyor. Kendisini tıkanmış olarak gördüğünde savaş politikasını uyguluyor” dedi.

ERKEK EGEMEN DÜŞÜNCEYE KARŞI MÜCADELE

Kürdistan’da yaşanan inkar, asimilasyon ve yok sayma girişimlerine karşı Kürt kadınların barış çalışmasını hep devam ettirdiğini söyleyen Kurtulan, “Savaşı tariflerken, bunun karşıtı barış nasıl olur diye konuşuyoruz. 93’de PKK’nin ateşkesinden sonra ‘barış olabilir’ düşüncesi gündeme girdi. Bununla beraber çalışmalarımızı örgütsel olarak topluma yaydık. Biz kadınların mücadelesi erkek egemen düşünceye karşı bir mücadeledir. Özgürlükçü, paylaşımcı bir toplum, herkesi eşit ölçüde ele alan bir sistemi hedefliyoruz” diye belirtti.

‘CUDİ İŞGAL ALTINDA’

Bunun üzerine tekrar söz alan Saki, sermayenin kadınları toprakla eş değer gören bir düşünceye sahip olduğunu, bundan kaynaklı da işgal edilen topraklarda kadınların esir alındığını vurguladı. Saki, “Ulus devletlerin kuruluş döneminde savaş dinamikleri farklılaşıyor. Cudi’de dün olanları gördük orası işgal altında ve yaşam alanı tanınmıyor. Mega projelerle varoluş alanı sermayeye sunuluyor. Kadınların yaşadıkları sadece karşı cephenin saldırısı değil aynı zamanda ulus devletler ucuz iş gücü için kadınları kullanıyor” dedi.

‘SAVAŞ POLİTİKALARI HER YERDE’

Devam eden Kurtulan, devletin Kürt halkının taleplerini bastırmak için savaş politikalarına yöneldiğinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Örneğin 90’larda gözaltılarda taciz, tecavüz uygulandı. Eğitim sistemimize baktığımızda inkarcı, tekçi bir sistem. Kürdistan’da yaşanan tüm bu ezdirme politikalarının artık tüm Türkiye’ye yayıldığını görüyoruz. Aynı zamanda aile kavramı da kadını boğan, itaat ettirmek isteyen erkeği de reisi olarak gören bir yapı. Güvenlik gerekçesiyle ormanlarımızın yakıldığını görüyoruz. Türkiye’nin her yerinde 5’li Çete yaşam alanlarımızı tahrip ediyor. Artık Türkiye’nin her yerinde savaş politikası uygulanıyor.”

Aydın ve yazarlardan Kürt sorunu açıklaması Aydın ve yazarlardan Kürt sorunu açıklaması

Panelin ilk oturumu son bulurken, diğer oturumlar basına kapalı devam etti. (MA)