Bugün insanlık tarihinde sivilleri hedef alan en büyük kimyasal saldırı olarak tanımlanan Halepçe Katliamı'nın 34’üncü yıl dönümü. Halepçe Katliamı’nın izleri yüreklerde hala ilk günkü kadar taze.

Modern dünya tarihine Hiroşima ve Nagazaki’den sonra 20’inci yüzyılın en büyük kimyasal saldırısı olarak kaydedilen Halepçe Katliamının üzerinden 34 yıl geçti.

16 Mart 1988 tarihinde çoğu kadın ve çocuklardan oluşan en az 5 bin kişi, Irak’ın devrik diktatörü Saddam Hüseyin'in emriyle Halepçe'ye savaş uçakları ile düzenlenen bombardımanda kullanılan kimyasal silahlarla yaşamını yitirdi.

Tarihe “Halepçe Katliamı” olarak geçen bu insanlık dışı saldırı, Saddam Hüseyin liderliğindeki Baas rejiminin Güney Kürdistan’da Kürt halkına karşı 1986-1989 yılları arasında sistematik olarak sürdürdüğü Enfal Soykırımı’nın en acı ve en son etabıydı.

12 Mart 1986’da başlayıp, 7 Haziran 1989’da sona eren Enfal Soykırımı sürecinde 182 bin Kürt katledildi, 4500 köy ve 30 ilçe yerle bir edildi, camiler, kiliseler, ibadethaneler yıkıldı.

5 saat boyunca zehirli gaz bombaları yağdırıldı

CPT'ye İmralı başvurusu: İvedilikle ziyaret edilmeli CPT'ye İmralı başvurusu: İvedilikle ziyaret edilmeli

Irak Hava Kuvvetleri, kente atılacak olan kimyasal silahın etkili olabilmesi için önce evleri konvansiyonel silahlarla bombalayarak camların kırılmasını sağladı ardından kimyasal bombaları devreye soktu.

16 Mart 1988 sabahında ise, Irak Hava Kuvvetleri’ne ait 8 adet MiG-23 uçağı 40 bin nüfuslu Halepçe'ye 5 saat boyunca zehirli gaz bombaları yağdırdı.

İkinci saldırı başladığında ortaya kesif bir koku yayıldı. O anlara şahit olanlar, kente düşen bombaların içindeki "elma kokulu" gazların birkaç dakika içerisinde tüm kente yayılmaya başladığını söylüyor.

Bombardımanda kullanılan hardal, sarin ve VX gibi gazların kokusunu genizlerinde hisseden Halepçe’deki canlılar birer birer toprağa düştü.

Sınır Tanımayan Doktorlar hardal gazı kullanıldığını teyit etti

Halepçe Katiliamında çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 5 bin kişi şehit düştü, 10 binden fazla kişi de yaralandı.

Bazı kaynaklar ise 6 bin 357 kişi zehirlenerek hayatını kaybettiğini, 14 bin 765 kişi de ağır derecede yaralandığını kaydediyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) raporuna göre bu kimyasal saldırı, günümüze kadar 43 bin 753 aşkın kişinin ölümüne, 61 bin fazla kişinin de sakat kalmasına sebep oldu.

Olay yerine ilk varan Sınır Tanımayan Doktorlar ekibi, hardal gazı kullanıldığını teyit etti. Belçikalı ve Hollandalı doktorlardan oluşan bu ekip, kullanılan zehirler arasında muhtemelen siyanür de olduğunu bildirdi.

Halepçe Katliamı’ndan yaralı kurtulanların bazıları kalıcı hastalıklara yakalandı.

"Vaadler yerine getirilmedi”

2003 yılında devrilen Saddam Hüseyin, Kürtlere karşı yürüttüğü Enfal Katliamı kapsamında 180 bin kişinin ölümünden sorumlu tutularak yargılandı.

Ancak Duceyl Katliamı nedeniyle aldığı idam cezasıyla 2006'da asıldı. Ölümünün ardından ise Kürtlere karşı "soykırım" uygulamaktan yargılandığı davada suçlu bulundu.

Saddam Hüseyin'in “Kimyasal Ali” lakaplı kuzeni Ali Hasan el Mecid ise 2010 yılında, aralarında Halepçe Katliamının da bulunduğu zehirli gaz saldırılarının emrini vermekten idam edildi.

1 Mart 2010'da Irak Yüksek Ceza Mahkemesi Halepçe Katliamı soykırım olarak tanıdı. Kürdistan Bölgesi hükümeti tarafından bu karar memnuniyetle karşılansa da, Bağdat yönetimi tarafından Halepçeli ailelere gereken destek verilmedi, vaadler yerine getirilmedi.

Kürdistan Bölgesi hükümeti, Mart 2014'te Süleymaniye'ye bağlı olan Halepçe'nin il olmasına karar verdi.

Ancak üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen, tarihe kara bir leke olarak düşen bu katliamın acıları ve anıları Kürt halkının hafızasında hala ilk günkü kadar taze.