Açıklamada, kadına yönelik devlet kaynaklı cinsel şiddetin en bariz örneklerinden birinin yaşandığı bu günün, topluma yeniden hatırlatılmak istendiği vurgulandı.

Komisyon, Ekin Wan’ın uğradığı bu ağır ihlalin sorumlularının bugüne kadar yargı önüne çıkarılmadığını belirterek, “Kadına yönelik şiddetin politik şiddet olduğunu söylediğimizde kastettiğimiz gerçeklik tam olarak budur. Yerleşik sistem; erkek egemen, militer, feodal ve fobik özellikler taşımaktadır. Bu yapı, erkek şiddetini beslemektedir” ifadelerini kullandı.

“Temmuz ayında 32 kadın katledildi”
Açıklamada, sadece Temmuz ayında 32 kadının öldürüldüğü, bu rakamın yalnızca kamuoyuna yansıyan vakalar olduğu, bilinmeyen başka cinayetlerin de olabileceği ifade edildi. Bu durumun, coğrafyada hiçbir kadının güvende olmadığını ortaya koyduğu vurgulandı.

Diyanet hutbesine tepki
Komisyon, geçtiğimiz hafta Diyanet İşleri Başkanlığı’nın camilerde okutulmak üzere hazırladığı Cuma hutbesine de tepki gösterdi. Hutbede giyim sektörü ve medyanın “çıplaklığı özendirmekle” suçlanması, estetik ameliyat ve dövmenin günah olarak değerlendirilmesinin, kadınların yaşam tarzı ve giyim özgürlüğüne yönelik baskıcı bir anlayışın göstergesi olduğu belirtildi.

Hakkâri’de Yargı Reformu: Aile Mahkemeleri Faaliyete Geçti
Hakkâri’de Yargı Reformu: Aile Mahkemeleri Faaliyete Geçti
İçeriği Görüntüle

“İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalanmalı”
Türkiye’nin 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin şiddeti besleyen anlayışı daha görünür hale getirdiği vurgulanan açıklamada, “Kadına yönelik şiddet, resmi şiddetten bağımsız düşünülemez. Militer, feodal erkek egemen devlet aklı bu şiddetin temel besleyicisidir” denildi.

Komisyon, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, altına imza attığı uluslararası sözleşmelere uymaya ve İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden imzalamaya davet etti.