Başkan Canan, yaptığı yazılı açıklamada, “Yüksekova’dan Van’a, her birkaç ayda bir gencecik bir beden toprağa düşüyor. Artık bu sadece bir haber değil; bu bir çığlık. Bu topraklarda silah, bıçak, öfke ve intikam çok hızlı, çok kolay devreye giriyor” ifadelerini kullandı.

Her ölümün ardından “Bir daha olmasın” seslerinin birkaç gün içinde sustuğuna dikkat çeken Canan, bu suskunluğun yalnızca korkudan değil, alışkanlıktan kaynaklandığını söyledi.

Hakkâri Emniyeti’nden Çocuklara Renkli Uçurtma Şenliği
Hakkâri Emniyeti’nden Çocuklara Renkli Uçurtma Şenliği
İçeriği Görüntüle

“Biz bu ölümlere alıştık; gençlerimizin öfkesine, feodal hesaplara, ‘erkeklik’ gösterilerine… Çoğu zaman çözüm ‘dayı’, ‘ağa’, ‘kanaat önderi’ veya ‘şeyh’ masasında aranıyor. Adaletin yerini bazen söz, bazen sulh, bazen de sus aldı. Oysa artık susmak, en büyük ortak suçumuzdur” dedi.

Canan, bu ölümlerin kader olmadığını vurgulayarak, sebeplerin eğitimsizlik, adaletsizlik, ekonomik yoksunluk, erkeklik baskısı, toplumsal sessizlik ve otorite boşluğu olduğunu belirtti. Aşiretçiliğin dayanışmadan çok güç ve çıkar mücadelesine dönüştüğünü, kanaat önderliğinin ise bilgelikten ziyade nüfuz aracına dönüştüğünü dile getirdi.

Be501704 0C5B 4317 B7C1 Ad8Ba053B40C

“Düğünlerimizde, taziyelerimizde, meclislerimizde artık şu soruyu sormalıyız: ‘Bu kadar genç neden ölüyor? Ve biz neden buna alıştık?’” diyen Canan, baroların, sivil toplum örgütlerinin, eğitimcilerin, din adamlarının, yerel yönetimlerin ve kanaat önderlerinin bir araya gelerek yalnızca yas tutmakla kalmayıp yeni bir yaşam kültürü inşa etmesi gerektiğini söyledi.

Hukukun ve adaletin sadece cezalandırmak değil, yaşatmayı da öğretmesi gerektiğini belirten Canan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu toprakların çocukları, barışın, onurun ve yaşam hakkının değerini bilsin istiyoruz. Yoksa her genç ölümünde, hepimiz biraz daha ölürüz. Bir gün bu topraklarda bir genç daha ölmediğinde, işte o zaman yaşam galip gelmiş olacak.”