Burada yaptığı açıklamada Edirne'de tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a yüklenen Erdoğan, şunları söyledi:
“Bunların adı Kürt. Kürt kardeşlerime en büyük zulmü yapan bunlar. Kandil'e benim Kürt kardeşlerimi kaçıranlar bunlar değil mi? Öyleyse işte 7 ay var. 7 sonra yapılacak seçimlerde bütün bunların hesabını sormaya var mıyız. Yasin Börü evladımızı şehit eden alçaklar bunlar değil mi? İşte bunun hesabını Diyarbakırlı kardeşlerimiz soracak.
Bunların adı Kürt, kendilerinin Kürtlükle alakası yok. Edirne'de olan zatın Kürtlükle alakası mı var? O adam Kürt kardeşlerimi sömürüyor. Onun eş başkanı da Kürt kardeşlerimi sömürüyor. İnanıyorum buna izin vermeyeceksiniz.”
“DİYARBAKIR’IN RENGİ BASKI ZULÜM, ACI DEĞİLDİR”
“Diyarbakır’ın rengi baskı zulüm, acı değildir, üreten istihdam eden fabrikalardır” diyen Erdoğan şöyle devam etti:
“Diyarbakır sembolü olduğu koca bir coğrafyayı ideolojik hezeyanların mezesi haline getirmek isteyenlere meydanı bırakmadık. Avrupa’dan Amerika’dan beslenen zehirli köklerini coğrafyamızın kalbine saplamaya çalışanlara eyvallah etmedik. Diyarbakır Anneleri’ni, Batı’nın şempanzelerine bırakmadık. Nerede insan hakları savunucuları? Bir kere gelip de Diyarbakır Anneleri’ni ziyaret ettiler mi?
Sur Kültür Yolu Festivali’nin tüm programlarıyla çok hareketli geçtiğini, Diyarbakır’a yakışan görüntülerle tamamlandığını biliyorum. Buradan tüm dünya ile tüm Türkiye ile altını çizerek paylaşmak istiyorum: Diyarbakır’ın rengi terör değildir, Başarıyla tamamlanan Sur Kültür Yolu Festivali’dir. Diyarbakır’ın rengi baskı zulüm, acı değildir, üreten istihdam eden fabrikalardır. Diyarbakır’ın rengi PKK’nın istismarı veya HDP’nin sapkınlığı değildir, bugün sergilediğimiz bu kardeşliktir, birliktir, beraberliktir. Diyarbakır’ın rengi bu şehrin halkını neredeyse zincirli kölesi gibi gören terör ve siyaset baronları değildir. Kökenine, inancına, medeniyetine sahip çıkan asil insanlardır. Diyarbakır’ı köklerinden koparmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
Ey Diyarbakır, gel her güzelliği içinde barındıran rengine birlikte sahip çıkalım. Sen koskoca bir medeniyetin sembol şehrisin. Hazreti Ömer’in fethinden beri, 1383 yıldır bizim olan Diyarbakır’a göz diken iflah etmez. Göz dikenin iflah olmayacağı açıktır.”
"EDİRNE CEZAEVİ'NDEKİ ZAT KÜRT DEĞİL"
HDP’ye yüklenen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ah Diyarbakır’ın dili olsa da ağızlarından demokratik siyaset lafını eksik etmeyenlerin nasıl emperyalistlerin kucağından hiç inmediğini anlatsa. Her nutuklarını hak, hukuk, özgürlük lafıyla bitirenlerin nasıl baskının, zulmün, kan emiciliğin dibine vurduklarını anlatsa. Sürekli Kürt lafı ederek Kürtleri sömürenlerin, sizlerin evlatlarının canı ve kanı üzerinden kendilerine ultra lüks hayat kuranların riyakarlıklarını anlatsa.
Kandil’e benim Kürt kardeşlerimin çocuklarını kaçıranlar onlar değil mi? Onlara oralarda zulmedenler bunlar değil mi? Her türlü tacizi yapanlar bunlar değil mi? 7 ay sonra yapılacak seçimlerde bunlara bütün bunların hesabını sormaya var mıyız? Yasin Börü evladımızı Diyarbakır caddesinde şehit eden alçaklar bunlar değil mi? İşte bunun hesabını Diyarbakırlı kardeşlerim Allah’ın izniyle soracaklar. Bugün bir kez daha görüyorum ki Diyarbakırlıların yaşadığı karanlık günler de geride kalmıştır. Şu anda Edirne Cezaevi’nde olan zatın Kürtlük ile alakası var mı? O adam Kürt değil. Ama Kürt kardeşlerimi sömürüyor. Eş başkanları var, Kürt mü? O da değil.”
“KÜRTÇE ÖĞRETMENLERİMİZİN KADROLARINI AŞTIK”
Kürtçeye yönelik kadro açtıklarını ifade eden Erdoğan şöyle konuştu:
“Biz bugüne kadar Diyarbakır’ı yaptığımız 57 milyar liralık kamu yatırımıyla her alanda geliştirmenin gayreti içinde olduk. Biz burayı bir kenarda bırakmadık. Batı’ya ne yaptıysak Doğu’ya Güneydoğu’ya da aynını yaptık. Eğitimde tüm mahallelerimizi okullarla donattık. Son atamada seçmeli dersler için talep edilen tüm Kürtçe öğretmenlerimizin kadrolarını aştık. Sağlıkta tüm ilçelerimizi hastanelerle bezedik. İnşallah inşası süren Kayapınar Şehir Hastanesi’ni de sizlerin hizmetine sunacağız.
Sporda ülkemizin en modern statlarından birini Diyarbakır’a kazandırdık. Şehircilikte inşa ettiğimiz 20 binin üzerinde toplu konutla pek çok ilçemizi, mahallemizi adeta yeni baştan inşa ettik. Son kampanyamızla Diyarbakır’a 5 bin 570 konut, 450 sanayi sitesi ve 30 bin konutluk arsa daha kazandıracağız. Kura neticesinde arsaları kim kazanırsa onlar alacak. Eski stadın yerine millet bahçesi yapıyoruz. Kentsel dönüşüm çalışmalarına hızla devam ediyoruz. Ulaştırmada, 44 kilometrelik bölünmüş yol uzunluğunu 450 kilometreye çıkardık. Bugünkü açılışımızla çevreyolunu da hizmete alıyoruz. Silvan Barajı yakında su tutmaya başlıyor. Babakaya Tüneli’nin inşası sürüyor. Silvan Tüneli’nde ihale yenilemesi sebebiyle yavaşlayan çalışmalar birkaç hafta içerisinde tam gaz yeniden başlıyor. OSB’lerin yenileri sırada bekliyor. Doğal gaz hattını henüz bu imkana kavuşamamış ilçelerimize doğru genişletiyoruz.”
500 BİN KONUT, 1 MİLYON ARSA KAMPANYASI
Konuşmasında TOKİ ve ulaşım çalmalarından söz eden Erdoğan şunları ifade etti:
“Burada açılışını yapacağımız eserleri de Diyarbakır’ın geleceğine tutulmuş ışıklar olarak görüyorum. Açılışını yapacağımız eserlerden biri şehrin trafiğinde rahatlama sağlayacak olan Diyarbakır-Güneybatı Çevre Yolu’dur. Uzunluğu 30 kilometreye yaklaşan, yatırım bedeli 1 milyar lirayı aşan bu yol, üzerindeki 3 köprüsü ve 3 köprülü kavşağıyla Şanlıurfa istikametinden Mardin istikametine olan trafiğin yükünü şehir içinden alacaktır. Hem sizlere, hem de bu yolu kullanarak transit geçiş yapacak tüm araçlara hızlı, güvenli ve ekonomik bir ulaşım sağlayacak Güneybatı Çevreyolu’muzun hayırlı olmasını diliyorum. TOKİ çalışmalarında bir yandan 500 bin konutu, 1 milyon arsayı, 50 bin iş yerini kapsayan yeni kampanyamızı başlatırken diğer yandan da mevcut projeleri hızla tamamlıyoruz. Bugün burada Yenişehir’de 550 konutluk, 277 konut ve 635 konutluk 3 ayrı etabın Sur’da 78 konut ve 3 iş yeriyle daha önce tamamlanan parsellerin çevre düzenlemelerinin ve ayrıca Bağlar Millet Bahçesi’nin açılışını yapıyoruz. Diğer kurumlarımız tarafından çok sayıda düzenleme çalışmasının da resmi açılışını buradan gerçekleştiriyoruz. Tarım, Sağlık, Milli Eğitim Bakanlıklarımız ile Valiliği’mizin şehrimize kazandırdığı çok sayıda eseri de resmen hizmete açıyoruz. Bu arada belediyelerimizin eserlerine tek tek giremeyeceğim. Onların da yaptıkları, özellikle başta Büyükşehir Belediye’miz olmak üzere terör örgütüne bugüne kadar peşkeş çeken, teröristler tarafından yönlendirilen kişilerden alarak yeniden sizlerin hizmetine verdi.”
DİYARBAKIR CEZAEVİ KÜLTÜR MERKEZİ OLUYOR
Diyarbakır Cezaevi’nin kültür merkezi olacağını ifade eden Erdoğan, “Diyarbakır Cezaevini boşaltma ve kültür merkezi yapma sözü vermiştik. Sözümüzü tuttuk. Adalet Bakanlığımız cezaevini tamamen boşalttı ve Kültür ve Turizm Bakanlığımıza devredildi. Gereken projeler hazırlandı. Kötü hatıralara konu olan Diyarbakır Cezaevi, kültür ve sanat faaliyetlerine ev sahipliği yapacak” dedi.