Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açık tanık Ümit Akbıyık'ın ifadeleri doğrultusunda seçim öncesi Diyarbakır merkezli 21 ilde aralarında gazeteci, siyasetçi, sanatçı ve avukatların da bulunduğu operasyon kapsamında hakkında gözaltı kararı bulunan 216 kişiden 145’i, 25 Nisan’da gözaltına alındı. 145 kişiden 51’i “örgüte üye” oldukları gerekçesiyle tutuklandı, 94'ü serbest bırakıldı.
Soruşturma kapsamında haklarında gözaltı kararı bulunduğunu öğrenen avukatlar Bahar Oktay, Fırat Yıldız, Muhittin Muğuç, Şerzan Yelboğa ve Adile Salman ifade vermek için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gitti.
RELATED VİDEO
Play Video
Avukatlardan Oktay, Yıldız, Muğuç ve Salman adli kontrol tedbiri Yelboğa ise tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi.
Mahkeme, Yelboğa hakkında tutuklama, kararı verdi. Mahkeme, Yıldız, Muğuç ve Salman'ı adli kontrolle, Oktay’ın ise herhangi bir tedbir uygulanmaksızın serbest bırakılmasına karar verdi.
Soruşturma kapsamında avukat Serhat Hezer, Burhan Arta ve Özüm Vurgun tutuklanmıştı, Şerzan Yelboğa ile birlikte tutuklu avukat sayısı dörde çıktı.
Soruşturma kapsamında 25 Nisan’dan bu yana 52 kişi tutuklandı, 98 kişi serbest bırakıldı.
DİYARBAKIR BAROSU: DERHAL SERBEST BIRAKIN
Şerzan Yelboğa'nın tutuklanmasının ardından Diyarbakır Barosu bir açıklama yayınladı. "Keyfi ve hukuksuz şekilde temel hakları ihlal edilerek devam eden tutukluluk süreçlerini bir an önce sonlandırın" denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Hukuksuz Bir Şekilde Tutukladığınız Meslektaşlarımızı Derhal Serbest Bırakın.
24.04.2023 tarihinde başlatılan soruşturma kapsamında meslektaşımız Av.Şerzan YELBOĞA, kendi isteğiyle ifade vermek üzere bugün geldiği Diyarbakır adliyesinde ' mesleki faaliyetleri ' ve ' kaçma şüphesi ' gerekçe gösterilerek tutuklanmıştır.
'HUKUKSUZ UYGULAMALARA BOYUN EĞMEYECEĞİZ'
Avukatlar, demokratik bir toplumda hak arama özgürlüğünün ve hukuk devletinin başta gelen güvencesidir. Avukatlık mesleğinin tam bir serbesti içinde icra edilemediği, avukatların kitlesel tutuklamalar ile ceza soruşturmalarına maruz kaldığı ve sindirilmeye çalışıldığı bir toplumda hiç kimsenin güvenliğinden söz edilemez.
Diyarbakır Barosu ve üyeleri, darbe dönemlerinin ve olağanüstü hallerin baskıcı uygulamalarına, soruşturma ile tutuklamalarına boyun eğmemiştir. Elbette bugün de hukuksuz uygulamalara, yargı tehditlerine, avukatlara ve onların mesleki faaliyetlerine yönelik baskıcı uygulamalara karşı duracağız.
Meslektaşlarımızın keyfi ve hukuksuz şekilde temel hakları ihlal edilerek devam eden tutukluluk süreçlerini bir an önce sonlandırın."