Suç duyurusuna dair barodan yapılan açıklamada, “90’lı yıllardan süre gelen işkence, insanlık dışı ve kötü muamele, yargısız infaz ve ölümcül nitelikte ölçüsüz güç kullanımına ilişkin Mehmet Eymür ve diğer şüpheliler hakkında Diyarbakır Barosu olarak suç duyurusunda bulunulmuştur” denildi.
Baro, Mehmet Eymür’ün T24’e verdiği röportajlar ve Halk TV canlı yayınında söylediği sözlerin dikkate alınmasını isteyerek, 1990'lı yıllarda başta Diyarbakır olmak üzere Türkiye'nin çeşitli kentlerinde yaşanan işkence, yargısız infaz ve ölümcül güç kullanımına ilişkin şüphelilerin tespiti ve haklarında etkin soruşturmaların yürütülmesini talep etti.
“Ağır insan hakları ihlalleri konusunda açık bir itiraf”
Mehmet Eymür’ün söz konusu röportajlarda işkence yaptığını açıkça beyan ettiğini belirten Diyarbakır Barosu, işkencenin suç olduğuna işaret ederek, “Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, T24 internet sitesinde gazeteci Gökçer Tahincioğlu’na röportaj vermiş, Halk TV’de canlı yayında açıklamalarda bulunmuştur. “Bu size normal mi geliyor. Sistematik işkence yöntemleri bunlar. Bunların suç olması gerekmez mi? Ama siz hâlâ devlet için gerekli, diyorsunuz” sorusuna Mehmet Eymür’ün “Hayır, başka türlü konuşma imkânı yoksa olabilir. Hâlâ da öyle düşünüyorum. Çünkü çok inatçı tipler var. Başka türlü konuşturmak çok zor.” yanıtını verdiği bu röportaj, bir bütün olarak başta işkence yasağı olmak üzere geçmişten bu yana Türkiye’de yaşanan ağır insan hakları ihlalleri/suçları konusunda açık bir itiraf/delil niteliğindedir. Yine aynı şahıs tarafından Halk TV canlı yayınında, benzer ifadelerde bulunarak işkence yaptığı ve yapıldığı hususunda beyanlarda bulunmuştur” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) İşkence ve Diğer Zalimane Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme’nin ilgili hükümleri ile diğer uluslararası ve anayasal hükümleri hatırlatan Baro, işkence suçuna karşı geriye dönük yargılamada hukuki engel olmadığını ifade etti:
“Somut delil olarak kabul edilmeli”
“Türkiye’de yaşanan devasa hak ihlallerine rağmen, Toplumun yaygın kanaati ve mağdurların ortak hissiyatı, faillerin cezadan muaf kaldığı, suçu/suçluyu aklama yönündeki çabanın yaraları derinleştirdiği, geçmişle yüzleşme, geçmişi anlama, telafi etme ve yargılama pratiklerinin hiçbir dönemde önemsenmediği, olgusal nitelikteki bu sorunun hukuki olarak çözümüne dair politika üretilmediği görülmektedir. Bu kapsamda, şüpheli Mehmet Eymür’ün beyanlarının ikrar mahiyetinde olması, belirli bir yapı içerisinde işkence, insanlık dışı ve kötü muamele, yargısız infaz ve ölümcül nitelikte ölçüsüz güç kullanımının yaygın ve sistematik bir şekilde uygulandığı hususunda somut delil olarak kabulü gerekmektedir. İnsanlığa karşı suç̧ kapsamında zamanaşımı işletilmeksizin şüpheli Mehmet Eymür ve diğer ilgililerin etkin bir yargı süreci kapsamında yargılanmaları ve cezalandırılmaları gerekir. Yukarıda izah ettiğimiz hususlar gereğince; Mehmet EYMÜR isimli şahsın beyanları gözetilerek soruşturma başlatılması, Soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülerek, Mehmet Eymür ve ilgili şüphelilerinin cezalandırılması amacıyla ivedi bir şekilde yargısal faaliyetlerin yürütülmesi talep olunur.”
Ne demişti?
Mehmet Eymür T24'ten Gökçer Tahincioğlu'yla yaptığı söyleşide şu ifadeleri kullanmıştı:
“Dündar Kılıç'ın size yönelik ağır suçlamaları var. İşkence yaptınız mı?
İşkence sayılmaz. Zaten oraya düşmek işkence sayılır. Gözleri kapalı devamlı, küçük bir hücrede kalıyor. Oraya düşmek yeterli.
Hep bahsediliyor ama kaba dayak, elektrik vs. gibi yöntemlerden. O yöntemler yok muydu?
Vardı.
Siz yaptınız mı?
Yapmışımdır. Pişmanlık duymam, çünkü aşırı bir şey yapmadık. Daha çok taktikleri kullanmak istedim. Bizim hanım arkadaşları bağırtırdık. "Kızını aldık" derdik sonra suçluya. Bağıran bizim arkadaşımız. "Konuşacaksan konuş sıkıntıya girecekler yoksa" derdik mesela. Tiyatro yapardık biraz.”