Yapılan yazılı açıklamalarda, tribünlerden yükselen cinsiyetçi ve ırkçı söylemlerin suç olduğu vurgulanarak ilgili kurumlar göreve çağrıldı.
DEM Parti tarafından yapılan yazılı açıklamada, kadınlara yönelik cinsiyetçi saldırıların ve nefret söyleminin kabul edilemez olduğu ifade edildi. Açıklamada, “En son örneğini tribünlerde gördüğümüz bu nefret diline karşı ilgili bakanlık ve kurumları sorumluluk almaya davet ediyoruz. Tribünlerden yayılan bu zehirli dil, erkek egemen, ırkçı ve faşizan bir zihniyetin dışavurumudur” denildi.
Açıklamada, cinsiyetçi küfür, nefret söylemi ve hedef göstermenin suç olduğu hatırlatılarak, “Sessiz kalan herkes bu suça ortaktır” ifadelerine yer verildi. DEM Parti, Bursaspor yönetimini, Türkiye Futbol Federasyonu’nu ve müsabakadan sorumlu tüm birimleri derhal harekete geçmeye çağırdı. Türkiye’de ayrımcılıkla mücadeleye yönelik kapsamlı bir mevzuata ihtiyaç olduğu vurgulanan açıklamada, ayrımcılık ve nefret söyleminin ceza hukuku içinde ayrı bir başlık altında düzenlenmesi ve bu suçlara yönelik yaptırımların ağırlaştırılması gerektiği belirtildi.

DEM Parti Kadın Meclisi de ayrı bir yazılı açıklama yaparak Leyla Zana’ya yönelik hakaretlere sert tepki gösterdi. Açıklamada, Leyla Zana şahsında kadınlara yönelik cinsiyetçi saldırı ve nefret söyleminin en sert biçimde kınandığı ifade edildi.
Kadın Meclisi açıklamasında, Kürt kadınlara ve kadın siyasetçilere yönelik saldırıların örgütlü bir şekilde tribünlere taşındığına dikkat çekilerek, “Erkek egemen, cinsiyetçi ve ırkçı söylemlerle Kürt kadın siyasetçi Leyla Zana’nın hedef alınması münferit değildir. Bu saldırı, Kürt kadınlara ve kadın özgürlük mücadelesine yöneliktir” denildi.
Açıklamada, geçmişte Beyaz Toroslar ve faili meçhul cinayetlerle anılan isimlerin tribünlerde sergilenmesini hatırlatan Kadın Meclisi, bugün de Leyla Zana’nın hedef alınmasının faşizmin tüm boyutlarıyla devrede olduğunu gösterdiğini ifade etti. Söz konusu saldırıların Barış ve Demokratik Toplum Süreci karşıtlığı üzerinden geliştiği belirtilerek, “Bu faşizmin öncelikli hedefi Kürt kadınlar ve kadın siyasetçiler olmuştur” değerlendirmesi yapıldı.
Kadın Meclisi açıklamasının devamında, yaşananların “taraftar tepkisi” olarak tanımlanmasına sert tepki gösterildi. “Bu saldırı karşısında söz kurmayan, olayı ‘taraftar tepkisi’ olarak niteleyen yöneticiler sorumludur” denilen açıklamada, bu tür ifadelerin saldırının bilinçli ve örgütlü biçimde gerçekleştirildiğini ortaya koyduğu vurgulandı.
Açıklamada, suça sessiz kalan, saldırıyı meşrulaştırmaya çalışan yöneticiler ile saldırıyı gerçekleştiren kişiler hakkında derhal işlem başlatılması çağrısı yapıldı. Türkiye Futbol Federasyonu’nun sorumluluğunu yerine getirmesi, ilgili bakanlıkların ise acilen harekete geçmesi istendi.
DEM Parti Kadın Meclisi, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Tribünlerden yükselen faşizmin kadınlara yönelik saldırılarını, Leyla Zana şahsında kadın siyasetçilerin hedef alınmasını kabul etmeyeceğiz. Bu faşist, erkek egemen zihniyetin korkusu olan kadın özgürlük mücadelemizle var olmaya devam edeceğiz.”





