İran'dan Türkiye'ye Van üzerinden giriş yapmaya çalışırken donarak hayatlarını kaybeden üç kişinin cansız bedenine ulaşıldı. Biri Arap diğeri Kürt olan iki göçmenin, çocuklarına ulaşmak için zorlu yolculuğa çıktıkları öğrenildi. Kolu kopmuş halde bulunan üçüncü kişinin ise kimliği bilinmiyor.
Savaş, yoksulluk gibi nedenlerle ülkelerini terk ederek Avrupa'ya gitmek isteyen göçmenler, Türkiye'yi bir geçiş noktası olarak kullanıyor. Bu yollardan biri de göçmenlerin özellikle kış aylarında sıklıkla kullandığı Türkiye-İran sınırında bulunan Van'ın dört ilçesi.
Bu geçişlerde her yıl onlarca insan donarak can veriyor. Çoğunun cansız bedeni, bahar aylarında karların erimesi ile ortaya çıkıyor.
Independent Türkçe'den Metin Yoksu'nun haberine göre, Van'ın Özalp İlçesi'nin Yukarı Tulgalı Köyü Mevkiinde üç kişinin cansız bedeni bulundu. Yaşamını yitiren göçmenlerden Kürt ve Arap iki kişinin kimliği tespit edilebildi.
Birer kilometre aralıklar ile donmuş halde bulunan 45 yaşındaki Mezin El Arac'ın İran sınırına daha yakın olduğu tespit edildi. Arac'ın bir kilometre uzağında ise on çocuk annesi 70 yaşındaki Sakine Abdulkadir'in cansız bedeni bulundu. Her ikisinin de çocuklarına ulaşmak için bu zorlu yolculuğa çıktığı öğrenildi.
'ÇOCUKLARINI 12 YILDIR GÖRMÜYORDU'
Ailesinin anlatımlarına göre, Mezin El-Arac yıllar önce Suriye'den Suudi Arabistan'a göç etti. Arabistan'da ekmek fırını işleten Arac, burada nedensiz bir şekilde tutuklandı ve cezaevine konuldu. Ailesi Suudi Arabistan'dan aylırken, Arac da 12 yıl sonra cezaevinden çıkınca beş çocuğunun peşine düştü.
'TÜM DÜNYA BİLSİN, BU ADAM YOKSULLUKTAN ÖLDÜ'
Hatay'da bulunan ailesinin yanına geçmek için önce Sudan'a, ardından Erbil'e ve buradan da İran'a geçen Arac, Van üzerinden Türkiye'ye girmeye çalıştı. Birkaç denemenin ardından yol bulamayan Arac, son olarak dört gün önce damadı Muhammed El Cazim'i aradı. Ancak çocuklarına ulaşmaya gücü yetmedi.
El-Cazim, yaşananları şöyle anlattı: "Babam uzun yılladır cezaevindeydi. Niye tutuklandı bugün de bilmiyoruz. Bunca yıl sonra cezaevinden çıktı. Van'dan geleceğini söyledi. Ama tam olarak hangi noktadan geleceğini bilmiyordum. Eğer biliyor olsaydım kimseyi dinlemez oradan gider sırtımda taşır babamı getirirdim. Beni dört gün önce öğlen saatlerinde aradı. Telefonda bana 'Muhammed, ben geliyorum. Ya bu dünyada görüşeceğiz eğer gelemezsem çocuklarım sana emanet' dedi. Ve şimdi ben bu çocuklara babalarının cenazesini götürüyorum. Bana telefonda sürünerek de olsa gelmeye çalışacağım diyordu. Bunlar Müslüman ülkeler. Tüm dünya bilsin bu adam yoksulluktan öldü. Bu bilinsin.
"Babam on dakika daha yürüyebilse kurtulabilirmiş. Ama bu insan 12 yıl cezaevinde kalmış, hastalanmış, yorulmuş bir bedeni var. İnsanı 10 dakika kapalı bir yere koyduklarında çıldırırken düşünün ki bu insan ailesinden 12 yıl uzak kaldı. Ve ölümü göze alarak bu dağlardan geçmek isterken can verdi."
Van'dan Hatay'a cansız bedeni götürülen Arac'ın cenazesi toprağa verildi.
ÇOCUKLARINA GİDERKEN CAN VERDİ
Sakine Abdulkadir'in cansız bedeni de Arac ile aynı güzergâhta bulundu. Bölgedekilerin anlatımlarına göre Sakine Abdulkadir'in, Arac'a yardım ettiği ve ölmesinin ardından onu bırakarak yola devam etmeye çalıştığı, ancak kısa süre sonra kendisinin de can verdiği belirtildi. Sakine Abdulkadir'in de Arac gibi çocuklarına kavuşmaya çalıştığı öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre, Abdulkadir ailesi, TSK'nın Serekaniye'ye düzenlediği operasyon sonrası ailesi ile birlikte Erbil ile Duhok arasında bulunan bir mülteci kampına yerleşti. Kızları ile burada yaşayan Sakine Abdulkadir'in bir çocuğu Kanada'da, birisi de Batman'da yaşıyor. Kamp koşullarının ağır olması nedeni ile diğer çocuklarının yanına gitmek isteyen 70 yaşındaki Sakine Abdulkadir, İran üzerinden Van'a giriş yapmak istedi. Fakat kış şartlarında zorlu yolculuğa dayanamayarak donarak can verdi. Van'da yapılan otopsinin ardından dün gece Batman'a götürülen Sakine Abdulkadir'in cansız bedeni ailesi tarafından Asri Mezarlığına defnedildi.
Sakine Abdulkadir'in oğlu Ahmet Hüseyin Ömer, "Artık nereye kadar bu savaş sürecek. Evimizden yurdumuzdan olduk. Annemizi yanımıza dahi getirecek bir yol olmadığı için bu yolu tercih ettiler. Tüm kardeşler parçalandık. Hepimiz bir yerdeyiz" diyerek, savaşın artık son bulmasını istedi.
KİMLİĞİ BELİRLENEMEDİ
Aynı bölgede bulunan ve bir kolu olmayan üçüncü göçmenin kimliği ise belirlenemedi. Kolunun vahşi hayvanlar tarafından parçalanmış olabileceği tahmin ediliyor. Cansız bedeni halen morgda bekletilen göçmenin cenazesi, yakınları bulunmadığı durumda kimsesizler mezarlığına defnedilecek.