İstanbul’da 20 Ağustos’ta “örgüte finansal yardım” iddiasıyla Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 19 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 4’ü tutuklanırken, 16 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Tutuklamalara ise, cezaevlerindeki tutuklulara gönderilen paralar gerekçe gösterildi. Gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılanlar, operasyonun hukuki değil siyasi olduğuna dikkati çekti.

'AÇ BIRAKMA' POLİTİKASI

20 Ağustos'ta polislerin "savaşa gidercesine" evini baskın düzenlediğini söyleyen Ferhat Yıldız, evdeki her yerin dağıtıldığını aktardı. Götürüldükleri İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde polislerin kendilerine "Gelin sohbet edelim, bizlere neler yaptığınızı anlatın. Dışarıda neler dönüyor" dediğini belirten Yıldız, söz konusu duruma karşı çıktıklarını ifade etti. Yıldız, yasal yollarla cezaevindeki yakınlarına para gönderdikleri için gözaltına alındıklarına işaret ederek, “Devletin kendi kurumu aracılığıyla para yolluyoruz ve bu karşımıza suç olarak çıkartılıyor. Bu tamamen bir tuzak. Yine tutuklu yakınlarının gönderdiği çorap ve çamaşır gibi birçok şey cezaevine alınmıyor. Bir yandan dışarıdan gelen eşyaları içeri almayıp seni cezaevi kantinine mahkum ediyor, diğer yandan dışarıdan gelen paranın önünü kesiyor. Bu durum 'seni burada aç bırakacağım, hiçbir şey alamayacak duruma geleceksin’ anlamı taşıyor” dedi.

'ÇOCUĞUN KAFASINA SİLAH DAYAMIŞLAR'

Serbest bırakılan Ramazan Koni, gözaltı kararlarının siyasi olduğunu söyledi. “Evimi basmaya gelen polislerin insanlıkla alakası yok. Baskın sırasında bir arkadaşın 4 yaşındaki çocuğunun kafasına tekme vurup, silah dayamışlar" diyen Koni, şunları söyledi: "Evime geldiklerinde ortalığı dağıttılar. Yüksek ses ve hakaretlerle bağırdılar. 12 yaşındaki kız çocuğumun köşede ağladığını gördüm. Onun yanına gidip ne olduğunu sorduğumda ‘polis kafama silah dayadı’ dedi. Bunların zihniyeti budur” sözleriyle ev baskınında yaşananları anlattı. Baskılar karşısında geri adım atmayacağını vurgulayan Koni, “Ben hala mücadelemin arkasındayım. Susmakla hiçbir yere varamayız. Ne olursa olsun alanlarda sesimizi yükseltmemiz gerekir. Gözaltı sırasında kimse başını indirmedi, hep dik tuttuk. Çünkü haklı olduğumuzu biliyoruz" dedi.

KHK'lı öğretmen icralık oldu KHK'lı öğretmen icralık oldu

POLİSLERDEN TEHDİT

Metin Beyret ise, onlarca polis tarafından evine baskın düzenlendiğini aktararak, cezaevindeki yakınlarına para göndermenin suç teşkil etmediğini söyledi.

Bir süre önce plakasız bir araçta bulunan polislerin önünü keserek, “HDP’ye gidiyorsun, çalışmalara katılıyorsun. Ayağını denk al. Biz senin aileni gayet iyi tanıyoruz” şeklinde tehdit edildiğini aktaran Beyret, “Benim mücadelemde kararlı olmamı sindiremediler. Polislerin gözaltında da çetevari hareketleri devam etti. Bunların tümü bir sindirme politikasıdır. Bunları kabul etmiyoruz. Mücadelemizden alıkoymaya çalışıyorlar ama vazgeçmiyoruz" diye konuştu. (MA)