Nevzat Bingöl, Rûdaw canlı yayınında Türkiye gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.

Sinan Oğan’ın nasıl kilit konuma geldiği ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile pazarlık yapıp yapmadığı hakkında konuşan Bingöl, “Türkiye'de her şey değişti. Kimin milliyetçi, kimin ülkücü, kimin komünist, kimin vatansever olduğu birbirine girdi. Türkiye'de artık işler tamamen menfaatlere dayalı yapılıyor. İdeolojiler bir tarafa bırakıldı. Sinan Oğan daha önce yaptığı açıklamalarda Erdoğan'a karşı olduğunu söylüyordu. Erdoğan'ın bütün politikalarına karşı bir söylem geliştiriyordu ancak görüşmeden sonra Erdoğan'ı destekleme kararı aldılar. Bu kararı niye aldılar? Sinan Oğan’ın kendisi bir Caferi ve iddiaya göre Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Sinan Oğan’ı arayarak Erdoğan'a destek vermesi konusunda telkinde bulundu. Buraya kadar tamam. Ancak Erdoğan'a oy veren kesim ile Sinan Oğan’a oy veren kesim aynı değil. Bunlar Sinan Oğan taraftarları değil, bunlar tepki oyları. Çünkü Sinan Oğan bir parti temsilcisi değil. Sinan Oğan milliyetçi, hatta ırkçı; mültecileri, Suriyelileri memleketlerine zorla gönderme söylemini öne süren Ümit Özdağ'ın ortaya çıkardığı bir adam. Dolayısıyla Sinan Oğan’a oy verenler Zafer Partisi’nin tabanı olan milliyetçi kesim. Oysa Erdoğan, ‘Mülteciler ensardır ve kardeşimizdir. Ne zaman isterlerse o zaman giderler’ demişti. Yani Erdoğan'ın politikaları ile Sinan Oğan’a oy verenlerin politikaları birbiriyle çelişiyor. Sinan Oğan daha önce ‘Cumhurbaşkanı yardımcılığı varken bakanlığı neden tercih edeyim’ demişti. Hatta bundan dolayı danışmanı da istifa etmişti. Yani ben çıkarlara dair siyaset yapılıyor derken bunu kastetmiştim. Muhtemelen bir cumhurbaşkanı yardımcı ya da bakanlık gibi bir söz almıştır” ifadelerini kullandı.

Çandar: Dış politika, Ortadoğu gerçeğine uygun yeniden düzenlenmeli Çandar: Dış politika, Ortadoğu gerçeğine uygun yeniden düzenlenmeli

“Yeşil Sol Parti bir kimlik bunalımı yaşıyor”

Yeşil Sol Parti adı altında seçime giren HDP’nin oylarının düşmesinden parti yönetiminin sorumlu olduğunu belirten Bingöl, “Yeşil Sol Parti bir kimlik bunalımı yaşıyor, ne istediğini bilmiyor. Yani tepeden bakmacı, haktan kopuk bir politika yürütüyor. Bir defa aday belirleme konusunda çok büyük yanlışlar yaptı. Mehmet Emin Aktar gibi Diyarbakır Barosu Başkanlığı yapmış bir kişiyi 9. sıraya koydular. İkincisi halka danışmadan, sormadan, hiçbir pazarlık yapmadan Kılıçdaroğlu'nu destekleme kararı aldılar. Çok yanlış bir karar. Kürt halkı da bir aday çıkararak HDP'nin kilit konumda kalarak pazarlık yapmasını istiyordu. Ama HDP bu pozisyonu Sinan Oğan’a kaptırdı” dedi.

“Kürtlerin hiçbir pazarlık imkanı kalmadı”

Şimdi Kürtlerin hiçbir pazarlık imkanı kalmadığını ifade eden Bingöl, “Yeşil Sol Parti politikalarda yanlış yaptı. Yani iradesini doğrudan götürüp Sayın Kılıçdaroğlu'na teslim etti. Halktan kopuk olursan, halktan kopuk politikalar yürütürsen halk küser, kopar” diye konuştu.

“Yeşil Sol Parti halka heyecan vermedi”

Kürt illerinde sandığa gitme oranının batıya göre düşük kaldığını hatırlatan Nevzat Bingöl, “Yeşil Sol Parti halka bir heyecan vermedi. Adayları ile vermedi, ilişkileri nedeniyle vermedi. Birinci turda bir aday çıkarmayarak heyecan yaratmadı. Hakla buluşmalarda da heyecan yaratmadı. Burada suçu halka yüklemek yanlış. Tamamen parti yönetiminin politikalarından kaynaklanan bir yanlış” değerlendirmesinde bulundu.