Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün kabine toplantısı sonrası düşük faiz politikalarında kararlı olduklarını yinelemesi sonrası TL’de sert değer kaybı devam ediyor. Dünyanın pek çok ülkesi faiz artışı ya da desteklerini çekme eğilimine girerken, Türkiye’de faizlerin dünyanın aksine düşürülmesiyle dolar/TL sert dalgalanmalarla birlikte 11,95’i aştı. Euro/TL’de de bir eşik daha aşıldı ve 13,45 seviyesi görüldü.
Erdoğan düşük faizlere ilişkin, “Bu politika ile biz ne yaptığımızı, ne için yaptığımızı, nasıl yaptığımızı hangi risklerle karşı karşıya bulunduğumuzu, sonunda ne elde edeceğimizi gayet iyi biliyoruz” derken, süreci “ekonomik kurtuluş savaşı” olarak niteledi.
Erdoğan faizlerin düşük tutulmasını memnuniyet verici olarak niteleyerek, TL’deki değer kaybı nedeniyle meydana gelen fiyat artışlarının yatırımları doğrudan etkilemeyeceğini ifade etti.
FAİZ İNDİRİMLERİYLE TL ERİYOR
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yüzde 20’ye yakın seyreden yüksek enflasyona ve TL’de art arda gelen sert değer kayıplarına rağmen faiz indirimlerine geçen hafta 100 baz puan ile devam ederken, gelecek ay bir faiz indirimi daha yapabileceğine işaret etti.
Eylülden bu yana 400 baz puan faiz indirimi yapan TCMB’nin indirimlere devam edeceğinin sinyalini de vermesi TL’deki değer kaybının ana nedeni konumunda.
TL DEĞER KAYBINDA FARKI AÇIYOR
Gelişmekte olan ülke para birimleri dolardaki küresel güçlü seyir nedeniyle değer kaybetse de TL’deki kayıp açık ara daha fazla oldu.
TL, TCMB’nin ilk faiz indirimi sinyalini verdiği eylül ayı başından bugüne yüzde 26.2 değer kaybederken; TL’yi rand yüzde 8, real yüzde 7 değer kaybı ile takip etti. TL’nin yılbaşından beri değer kaybı ise yüzde 35 civarında.
Tüketici enflasyonu yüzde 20 ile iki buçuk yılın zirvesinde seyrederken, TCMB fiyat artışlarının para politikasının etki alanı dışındaki geçici unsurlardan kaynaklandığını belirtiyor.
FAİZ ARTIŞI VEYA REZERV SATIŞI BEKLENTİSİ DE VAR
Goldman Sachs, TCMB’nin aralık ayında 100 baz puan daha faiz indireceği tahmininde bulunurken, gelecek yılın ikinci çeyreğinde ise TCMB’nin faiz artırmak zorunda kalacağı öngörüsünde bulundu.
Birçok bankacı TCMB’nin rezerv satışı ya da piyasa dışı uygulamalara gitmemesi halinde, önümüzdeki yılın ilk aylarında yüklü faiz artışlarına gitmesini bekliyorlar. Ancak bu beklentiler siyasilerin açıklamaları nedeniyle gittikçe azalıyor.
RESMİ ENFLASYON YÜZDE 30’U AŞABİLİR
Ekonomistler mevcut politikalarla enflasyondaki yükselişin de yüzde 30’a doğru devam edeceğinden endişeli.
QNB Finansbank tarafından dün yayımlanan notta, “Bu derece negatif seviyedeki reel faizinin TL’ye istikrar kazandırmakta yeterli olmayacağını düşünüyoruz. Bu da önümüzdeki dönemde enflasyondaki yükseliş eğiliminin ivmeleneceğine işaret ediyor” denildi. Not şöyle devam etti:
“Para politikasındaki gevşeme tersine dönmediği takdirde, TL’deki reel değer kaybının sürmesini bekleriz… Önümüzdeki senenin ilk yarısında baz da düşük olduğundan, ilk çeyreğin sonunda yıllık enflasyonun TÜFE’de yüzde 28 seviyelerine, ÜFE’de yüzde 60 seviyesinin üzerine yükseleceğini tahmin ediyoruz.”
Ekonomi yönetimi ise enflasyondaki seyrin geçici olduğunu, cari fazla hedefleyerek enflasyonu da düşüreceğini belirtiyor. Piyasalar ise en geç 2023 ortasında gerçekleşecek seçimlere kadar ilgili politikaların halkın fakirleşme hissini engelleyecek kadar başarılı olabileceğini öngörmüyorlar.
Erdoğan ise dünkü açıklamasında, “Önümüzdeki aylardan itibaren bu politikanın insanlarımızın günlük hayatlarındaki olumlu yansımalarını görmeye başlayacağız” dedi.
DAHA ÖNCE GÖRÜLMEDİ
Bir bankanın döviz masası işlemcisi, “Negatif TL reel faizi şuan 5 puana yakın, önümüzdeki aylarda enflasyonun en az yüzde 25’e yükseleceğini düşünürsek faiz inmediği ortamda bile reel faiz eksi 10 tam puana ulaşacak. Türkiye ekonomisinde bu daha önce görülmedi. Sonuçları TL ve enflasyon açısından kısa vadede negatif görüyoruz. Ekonomistleri dinlediğimizde uzun vadede de bu politika ile başarı sağlanır mı emin olamıyoruz. Riskler çok fazla” yorumunu yaptı.
Türkiye’nin 5 yıllık CDS’leri ise dün 444/449 baz puan ile ekim sonunda tırmandığı 470 baz puan seviyesine yakın seyretti.
Bugün iç piyasada Hazine’nin düzenleyeceği 2 ihale de takip edilecek. Hazine bugün 2 ve 7 yıl vadeli tahvil ihaleleri ile kasım dönemi borçlanmasını tamamlayacak.
POWELL SEÇİMİYLE DOLAR GÜÇLENDİ
Küresel piyasalarda ise Jerome Powell’ın ikinci dönemde de Fed Başkanı olarak görevlendirilmesi, doların yen karşısında 4,5 yılın zirvesine yükselmesine destek olurken; ABD’de faiz oranlarının artırılacağı beklentilerini de kuvvetlendirdi. Doların değer kazancı hem gelişmiş ülke hem de gelişmekte olan ülke para birimleri genelinde görülüyor.
Piyasalarda ayrıca Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın faiz konusunda Erdoğan ile aynı fikirleri paylaşmadığı, bu nedenle görevde uzun süre kalamayacağı görüşü hakim. Piyasa bu gelişmeyi de bir süredir takip ediyor.