Tuğçe Tatari: Türk çocuğu Kürt çocuğundan daha değerli görülüyor bu topraklarda

'İnsan Hakları Derneği’nin raporuna göre 2009-2019 yılları arasında 63 benze

T24 yazarı Tuğçe Tatari, Şırnak'ın İdil ilçesine bağlı Özal mahallesinde zıhlı aracın çarptığı 7 yaşındaki Miraç Miroğlu'nun yaşamını yitirmesinin ardından kamuoyunda bu olayın gündem olmamasına tepki gösterdi.

"Eşit falan değiliz arkadaşlar; politikacıları bırakalım bir kenara da bari birbirimize karşı dürüst olalım" diyen Tatari "Sadece bir soru sormak istiyorum. ‘Kürt-Türk’ meselesinde yaşadığınız, en iyi haliyle ‘bilinçaltı ayrımı’ olarak adlandırılabilecek bu durumu çocuklar üzerinden de sürdürmeye hiç utanmıyor musunuz? Hadi dürüst olun…Bu adeta sistematik şekilde zırhlı araçlarla ezilmek suretiyle öldürülen çocuklar ‘sizin mahallenin Türk çocukları’ olsaydı ne yapardınız? Nasıl tepki verirdiniz?" diye sordu.

Tuğçe Tatari'nin T24'te "Türk çocuğu Kürt çocuğundan daha değerli görülüyor bu topraklarda; itirazı olan aksini ispat etmek zorundadır!" başlığıyla yayımlanan yazısının bir kısmı şöyle:

Eşit falan değiliz arkadaşlar.

Politikacıları bırakalım bir kenara da bari birbirimize karşı dürüst olalım.

Türk çocuğu Kürt çocuğundan daha değerli görülüyor bu topraklarda.

İtirazı olan aksini ispat etmek zorundadır!

Bakınız bölgede bulunanlar, yaşayanlar, deneyimi olanlar beni doğrulayacaktır, barış sürecinin son bulmasıyla beraber Kürt illerinde panzerler, akrepler dapdar ara sokaklarda dahi büyük bir sürat sergilemekteler.

O an yol üzerindeyseniz, refleksleriniz bir yetişkin refleksiyse ezilmekten şans eseri kurtulabilirsiniz.

Ama çocuksanız ve oynamaktaysanız, dikkatiniz başka bir yerdeyse kurtulma şansınız yoktur.

Çünkü o an devlet görevlisi olarak o sokakta bulunan araç adeta ‘karşısına çıkanı ezme’ görevine konumlandırılmıştır.

‘Kaza’ veya ‘münferit olay’ olarak adlandırılması imkânsız ve benzer olan olayların görüntülerine ulaşmak için resmi mercilere kadar gitmenize bile gerek yoktur, internette aratmanız yeterli olacaktır.

İnsan Hakları Derneği’nin raporuna göre 2009-2019 yılları arasında 63 benzer olay yaşandı.

Diyarbakır, Şırnak, Dersim, Yüksekova, Mardin, Van, Cizre…

63 olaydan 36’sı ölümle sonuçlandı.

Görünen nettir; son derece politik o gaz pedalları, devlet adına son derece politik cinayetlere sebep olmaktadır.

Bakınız Şırnak’ta yaşanan son olayda 7 yaşında evinin olduğu mahallede bisikletine binmekte olan Miraç Miroğlu zırhlı bir araç tarafından ezilerek öldü.

Ama aile neredeyse, çocuğunuz yapmış kazayı devletinizden özür dileyin, noktasına sürüklenecek.

Baba Salih Miroğlu isyan ediyor haklı olarak...

"Görgü tanıklarının ifadesine göre araç çok hızlıymış.

Zaten biz biliyoruz benzer olayları.

Ama vali açıklama yaptı, ‘Görüntüler var, araç yavaşmış’ dedi.

Miraç’ın bisiklet sürerken ayağında olan terlik evin damında bulundu.

Nasıl bir yavaşlık bu?

Miraç’ın cansız bedeni 11 metre ileride bulundu.

Nasıl bir yavaşlık bu?

Bisikleti 4 parçaya ayrılmıştı.

Nasıl bir yavaşlık bu?

Ayrıca avukat kazayı yapan kişinin ifadesinde “Ben çok yavaştım, bir anda araç sarsıldı bir baktım çocuk bana vurmuş” dediğini iletti bize. 7 yaşında bisikletli bir çocuk 10-15 ton zırhlı aracı nasıl sarsar sormak isterim.

Tek isteğim bu kazayı yapan şahsın tutuklanması, cezasını çekmesi. Çünkü bu olaylar cezasız kalırsa yarın da olmaya devam eder, hep öyle olmadı mı!" diyor Salih Miroğlu.

Buraya şu notu da düşmek gerekir.

Kazayı gerçekleştiren kişi olaydan 3 gün sonra ifadeye getirildi ve serbest bırakıldı. Olay kayıtlara ‘Ölümlü trafik kazası’ olarak geçti.

Ölüme sebebiyet veren kişi ifadesinde, “Bilerek yapmadım” dedi.

Lafı çok uzatmak istemiyorum…

Rojin Kabaiş'in Babası: "Yurt İdaresi Kızımın Arkadaşını Susturuyor" Rojin Kabaiş'in Babası: "Yurt İdaresi Kızımın Arkadaşını Susturuyor"

Sadece bir soru sormak istiyorum.

‘Kürt-Türk’ meselesinde yaşadığınız, en iyi haliyle ‘bilinçaltı ayrımı’ olarak adlandırılabilecek bu durumu çocuklar üzerinden de sürdürmeye hiç utanmıyor musunuz?

Hadi dürüst olun…

Bu adeta sistematik şekilde zırhlı araçlarla ezilmek suretiyle öldürülen çocuklar ‘sizin mahallenin Türk çocukları’ olsaydı ne yapardınız? Nasıl tepki verirdiniz?