Bir ekip, 1912 yılında Titanik’in batmasından bu yana görülmemiş bir altın kolyeyi buldu. Araştırmacılar, kısa süre önce Kuzey Amerika açıklarındaki geminin enkazı arasında bulunan altın kolyenin sahibinin ailesini yapay zekâ (Al) kullanarak bulmayı umuyorlar.

İngiltere merkezli bir derin deniz haritalama şirketi olan Magellan, yakın zamanda RMS Titanik’in batığını daha önce hiç görülmemiş ayrıntılarla gösteren bir dizi dijital tarama yayınladı.

Bu haberlere ek olarak şirket, şaşırtıcı derecede yüksek kaliteli görüntülerinin, soyu tükenmiş devasa bir köpekbalığı türü olan Megalodon’un dişinden yapılmış altın bir kolyeyi nasıl gösterdiğini açıkladı.

Megalodon (Otodus megalodon), okyanuslarda yaklaşık 22 milyon yıl öncesinden yaklaşık 3 milyon yıl öncesine kadar dolaşan bir köpekbalığıydı. Adı “büyük diş” anlamına geliyor. Büyük beyaz köpekbalığından üç kat daha büyük olan megalodon, 18 metre uzunluğa ve 60 tona kadar ağırlığa sahip olabiliyordu.

1997 yapımı Titanik filminin hayranları bu kurgu hikâyenin ‘Okyanusun Kalbi’ olarak bilinen güzel bir kolyeyi içerdiğini biliyorlar. Kim bilir belki de bu son buluntu iki talihsiz sevgili arasında bir hediyeydi.

Magellan CEO’su Richard Parkinson keşfi “şaşırtıcı, güzel ve nefes kesici” olarak nitelendirdi.”

Parkinson, ”Büyük ölçüde anlaşılmayan şey Titanik’in iki bölümden oluştuğu. Ve pruva (geminin burnu) ile kıç arasında 8 kilometrekarelik bir enkaz alanı olduğu” diyor ve ekliyor, “Ekip, alanı o kadar detaylı bir şekilde haritaladı ki bu ayrıntıları seçebildik.”

Projede, 715.000’den fazla görüntü ve yüksek çözünürlüklü 4k video çekimi dahil olmak üzere enkaz alanını ayrıntılandıran 16 terabaytlık devasa bir veri toplandı.

Bu veri toplama işlemini, Kanada’nın doğu kıyısından yaklaşık 700 kilometre uzaklıktaki enkaza doğru yelken açarak; ardından da deniz tabanını su yüzeyinin yaklaşık 3.800 metre derinliğinde görüntülemek için uzaktan kumandalı denizaltılar kullanarak başardılar.

Cenevre Konferansı 70. yılında... Alain Ruscio: 1968 kuşağı, Vietnam savunmasının kuşağıydı Cenevre Konferansı 70. yılında... Alain Ruscio: 1968 kuşağı, Vietnam savunmasının kuşağıydı

RMS Titanik, İngiltere’deki Southampton’dan New York’a gerçekleştireceği ilk yolculuğu sırasında bir buzdağına çarpması ve 15 Nisan 1912’de Kuzey Atlantik Okyanusu’nda batmasıyla ünlü bir okyanus gemisiydi.

Kanada’daki Newfoundland’dan yaklaşık 740 kilometre uzaklıkta ve deniz seviyesinin yaklaşık 4.000 metre derinlikteki deniz tabanına batan gemide en az 1.500 yolcu öldü. Titanik’in son dinlenme yeri, buzlu kaderiyle tanışmasından 73 yıl sonra,1985 yılının eylül ayına kadar keşfedilmedi.

Gemi enkazının bulunduğu arkeolojik alanı koruyan mevcut anlaşmalar nedeniyle, halkın enkazdan ve çevresindeki yüzeyden herhangi bir eser çıkarmasına izin verilmiyor.

Ancak Magellan’daki ekip, bu mücevheri sahibinin ailesiyle yeniden bir araya getirebileceğini umuyor. Ekip, bir zamanlar kolyeyi takan kişiyi belirlemek amacıyla; gemi battığında gemide bulunan 2.200 yolcunun aile üyelerini bulmak ve onlarla iletişim kurmak için yapay zekayı (AI) kullanıyor.

Ekip ayrıca, mücevheri tespit edip edemeyeceklerini ve yüz tanıma teknolojisini kullanarak sahibini tanımlayıp tanımlayamayacaklarını görmek için gemiye binen yolcuların görüntülerini de inceleyecek.

Kaynak: Arkeofoli